Bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Dünyada ilk defa (bilinen) bir trans kadın, hormon tedavisi gördükten sonra çocuk emzirmeyi başardı.


  New York'tak Mount Sinai Transgender Sağlık Merkezi'ne başvuraran trans kadının hikayesini tetikleyen, emzirmek istemeyen partneri olmuş.

 Söylediğine göre partneri hamile kalmış fakat doğumdan sonra emzirmek istememiş. Kendisinin bunu yapabileceğini düşünerek merkeze başvurmuş.

30 yaşındaki ismini açıklamak istemeyen kadın, 2011 yılında hormon tedavisine başlamış fakat herhangi bir cinsiyet geçiş operasyonu geçirmemiş.

TRANSLAR DA EMZİREBİLİR
Tedavide Kanada'dan temin edilen domperidon adlı ilaç kullanıldı. Günde üç kez 10 miligram alınan ilaca ek olarak günde üç kez göğüs pompasını her göğüste beş dakika kullanması gerektiğini söyleyen doktorlar; süreç içerisinde doz ayarlaması da yaptı.

Üç buçuk ay boyunca hastanın göğüs pompası kullanımına ek olarak domperidon, mikronize progesteron ve östradiol dozları arttırılıp azaltıldı.


Bu durumun ilk trans emzirmesi olarak kayda geçtiği duyuruldu. Bebeğe yetecek kadar sütü 6 hafta boyunca üretebilen kadının durumu, uygun koşullar altında trans kadınlarda emzirmenin gerçekleşebileceğinin işareti olarak gösterildi.

 Kaynaklar independent.co.uk transgender healt


Önsözden;
       Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu Projesi’nde Pembe Hayat ve Kaos GL Dernekleri olarak LGBTİ örgütlenmesini güçlendirirken aynı zamanda da sivil toplumun hak tememli yaklaşımıyla Türkiye’de LGBTİ hakları konusunda farkındalığın gelişmesini hedefliyoruz. 
PembeHayat./Yayınlar

      Eğitimcilere ve avukatlara yönelik her sene düzenli olarak yaptığımız insan hakları eğitimleri ve seminerleriyle LGBTİ’lerin daha az ayrımcılığa uğradığı bir dünya için mücadele etmeye devam ediyoruz. Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu Projesi, “Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu” tanımını, eşcinsel, biseksüel, trans ve interksekslerin sorun yaşadığı bütün alanlar üzerinden tanımlıyor. Sağlık hakkı, sağlığa erişim hakkı da LGBTİ’lerin en çok sorun yaşadığı ya da yaşayacağını düşündüğü- nü alanlardan biri olageldi. Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği olarak, Amerikan Psikologlar Derneği’nun yayınlamış olduğu Transgender ve Toplumsal Cinsiyete Uymayan Kişilerle Psikolojik Uygulamalar Kılavuzu’nun Türkçe çevirisini yayınlamaktan onur duyarız. 

      Bu çeviriyi LGBTİ hareketinin ruh sağlığı alanında çalışmalarına yön veren; hem LGBTİ’lerin kendileriyle barışmaları hem de ruh sağlığı uzmanlarının homofobi ve transfobileriyle yüzleşerek LGBTİ’lere önyargısız hizmet verebilmeleri için yıllarca çaba harcayan, Psikolog Mahmut Şefik Nil’e ithaf ediyoruz. 
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği adına 
Buse Kılıçkaya



Pembe Hayat ile Kaos GL Dernekleri tarafından yürütülen Ayrımcılığa Karşı Gökkuşağı Koalisyonu Projesi kapsamında Türkçe’ye çevrilerek Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı’nın finansal desteğiyle
basılan ortak yayın. 
Kılavuzu İndirmek İçin (Pdf)

 PembeHayat


              Exodus Travels rehberi  Paul Goldstein'in Kenya - Masai Mara Ulusal Parkın'daki gezi sırasında yakaladığı "o an" dan.


" Gezi sırasında iki etkileyici alfa erkek gördük. Bir süre sonra mükemmel bir simetri ile birlikte durdular. Olağanüstüydü. Normalde aslanların çifleşme (sekansı) birkaç saniye sürer, Bu ikisinde ise bir dakikadan fazla sürdü ve erkek-dişi çiftleşmesindeki şiddet yoktu."


*Darwin'e göre, hayvanların cinsel dürtüleri çoğalmaya neden olacak şekilde tasarlanmıştır ve bu nedenle mutlaka heteroseksüel olmalıdır.
Ancak son araştırmalar, eşcinsel hayvanların düşünülenden daha fazla hayvanın eşcinsel olduğunu ortaya koyuyor.
Bazı biyologlar, 'eşcinsel' hayvan davranışlarının 1.500 farklı türde  olduğunu ve bunların yaklaşık üçte birinin kanıtlandığı görüşünde.


Newsweek, Dailymail

Kolejin başkanı Profesör Wendy Burn tarafından kaleme alınan açıklama, BuzzFeed’in 70’li yıllarda altı ay boyunca her hafta saatlerce elektro şok tedavisine maruz kalan Jeremy Gavins ile yaptığı söyleşi üzerine yazıldı.

Gavins kendisine uygulanan ‘terapinin’ eğitimini, kariyerini, akıl sağlığını ve duygusal ilişkilerini yok ettiğini belirtmişti.

LBGTİ+ hakları tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilen açıklamada psikiyatristler “Teslim oluyoruz” dedi.

Açıklamada Gavins ve diğerlerine uygulanan ‘kaçınma terapisi’nin yaşam boyu sürecek etkilerinden dolayı çok derin pişmanlık duyduğunu belirten Profesör Burn, “Sadece hemcinsini sevdiği için ‘akli hasta’ olarak addedilen insanlara verilen zararı telafi edebilecek hiçbir söz yok. Eşcinsellik bir hastalık değildir ve tedavi edilmesine gerek yoktur” dedi.


Böylece eşcinsellerin cinsel yönelimlerini ‘düzeltmek’ amacıyla elektrik şokların ve baş döndürücü uyuşturucuların kullanıldığı tedavilerin verdiği zararlar İngiltere’nin en büyük psikiyatri kuruluşu tarafından kabul edilmiş oldu.

buzzfeed

Dünyanın  en yaşlı(186) kaplumbağası Jonathan meğer gaymiş.  91 yılında araştırmacılar, Jonathan’ı kendi türünden bir kaplumbağa olan Fredika ile tanıştırmıştı.
Adada veteriner olan Catherine Man'ın söylediğine göre , iki hayvanın birlikte her şeyi yapmalarına rağmen (yemek, uyku ve çiftleşme) neden yavruları olmadığı konusu bir gizemdi.

Bu gizem Frederica'nın, kabuğundaki bir lezyonu tedavi ederken, çözülmüş oldu.   Frederica aslında erkekmiş.

Hürriyet : Dünyanın en yaşlı kaplumbağası eşcinsel çıktı.
Hürriyet:  Jonathan Marul Yerken .
Takvim: 'Gay'ri meşru aşk!.
Takvim: Ahlaksız kaplumbağ'yı ifşa etmiş.



*Kaplumbağalarda, cinsiyet belirlemek kolay değil, bu yüzden, kabuk veya mide biçimindeki çentikler üzerinden tahmin yürütülüyor.

thesun.co.uk

       Rahim nakli haberleri, doğuştan rahmi olmayan veya çeşitli hastalıklar yüzünden rahmi alınmış kadınlar için umut olmuştu. 


"Bilim adamları, Londra'daki Kraliyet Veteriner Koleji'nde tavşanlar üzerinde yaptıkları rahim nakline yönelik çalışmalarda başarı sağladılar.
Times gazetesine konuşan, çalışmayı gerçekleştiren bilim adamlarından Hammersmith Hastanesi jinekoloji cerrahı Richard Smith, nakil sırasında rahme uzun süre kan akışını sağlayacak bir yöntem bulduklarını söyledi." 2009 BBC Türkçe

Trans kadınların hamile kalabilmesi.

Yahoo Health'de yer alana habere göre ;Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden Dr. Karine Chung,  gelecek 5-10 yıl içinde bunun mümkün olacağını düşünenlerden. Chung : "Erkeklerin vucudu doğumu destekleyecek nitelikte değil, ama bunu oluşturmakta imkansız değil". diyor.


Zira  İsviçreli bilim insanlarının yaptığı araştırmalarda da bu sonuç uzak görünmüyor.

Önceki yıllarda; Goteburg Üniversitesi'nde Emriyoloji üzerine çalışmalar yürüten Profesör Mats Braennstroem, kadından erkeğe rahim naklinin uygulunabilirlikten uzak olmadığını sağlıklı bir rahimin nakliyle ceninin erkek vücudunda da gelişebileceğini öne sürmüştü.


MTF geçiş ameliyatlarını gerçekleştiren plastik cerrah Dr. Christine McGinn ise ; trans kadınların diğer kadınlardan farkı olmadığını ve bu ameliyatların sigorta kapsamında olması halinde , her trans kadının bunu isteyeceğini söylüyor.




İlk rahim nakli  Ağustos 2011'de Akdeniz Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Ne yazıkki hamileliğin 8. haftasında ; embriyo kalp atışlarının izlenmemesi üzerine gebelik sonlandırıldı. Hürriyet






Nakil sonucu ilk doğum haberi İsviçre'den geldi. Gebeliği 31. haftaya kadar normal seyreden, annenin preeklampsi geliştirmesi ve ölümcül kalp ritminin tespiti üzerine bebek sezaryenle dünyaya getirildi.
Semih Şen

(İngiltere) Essex Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde yapılan araştırma; değişik yaş ve sosyal statüye sahip;  eşcinsel ve heteroseksüel 345 kadın üzerinde yapıldı.


Deneklere cinsel yönelimleri sorulduktan sonra onlara, seksi erkek ve kadın videoları gösterildi.Denekler görüntüleri izlerken, göz hareketleri ve fizyolojik tepkileri ölçen cihazlarla, cinsel uyarılma seviyeleri ölçüldü.

Heteroseksüel olduğunu söyleyen kadınların sadece yüzde 28’i daha çok erkek görüntülerinden, diğerleri ise hem erkek hem de kadın görüntülerinden etkilendi. Eşcinsel olduğunu söyleyen kadınların yüzde 68’i sadece kadın görüntülerinden heyecanlandı. Diğerleri erkek görüntülerinden de etkilendi. Bilim adamları bu bulgular ışığında kadınların hiçbirinin tamamen heteroseksüel olmadığı sonucuna vardı. (*günaydın) Daha önce yapılan araştırmalar heteroseksüel kadınların her iki cinsten de etkilendiğini ortaya koymuştu. Ancak bu araştırmalarda hiç eşcinsel kadınlar denek olarak kullanılmamıştı.




Haber/İlgi Bağlantıları;
http://www.telegraph.co.uk/Women-are-either-bisexual

"Doğa, eşcinsel davranışı defaatle gösteren bir sistem" diyen Prof. Dr. Sevil Atasoy, LGBTİ hakları konusunda yaptığı konuşmada ülkemizin ve bireyler olarak hepimizin tek tek alması gereken çok yol olduğunu belirtiyor. Sadece eksik yasaları değil, zihniyetimizi değiştirmemiz gerektiğini anlatırken, bizden de bir ricası var: Herkesin yaşama ve istediğini sevme hakkını kabullenip bunu diğer insanlara anlatmamız.



Bu şaşırtıcı iddia, Peru'nun  Huarmey kenti belediye başkanına ait. Nüfusa kayıtlı 21 bin 800 erkeğin 14 bini eşcinsel olarak belirlenince Belediye Başkanı uzmanlardan inceleme yapmalarını istemiş. Sonuçta şehir suyundaki Strontium maddesi neden olarak gösterilmiş. Strontium fazla oranda alınırsa erkek hormonlarını dişiye çeviriyor ve erkekler birden bire eşcinsel olmaya başlıyor, biçiminde açıklama Belediye Başkanı tarafından resmen yapılmış.

Tüm şehir şebeke sularına karışması dileğiyle...

Kaynak:Açık Gazete
Kaynak2: Queerty.com


Kanada’nın Toronto Hayvanat bahçesi, eşcinsel ilişkileriyle dikkatleri üzerine çeken iki Afrika penguenini ayırma kararı aldı.

Hayvanat bahçesi yönetimi bu kararı, soyları tükenme tehlikesi altındaki penguenleri korumak için aldığını duyurdu. Hayvanat bahçesinde 6 erkek 6 da dişi penguen olmasına rağmen bir süre önce ABD’deki bir hayvanat bahçesinden satın alınan Buddy ve Perdo adındaki penguenler diğerleri ile ilgilenmiyor, geceleri beraber geçiriyordu. Bilim adamları penguen gibi kuşlar arasında eşcinsel ilişkilerin varlığını uzun süre önce keşfetmişti. 
 
 

 

 

10 yaşındaki Jack, kız olarak daha mutlu olduğunu söyleyerek, ismini Jackie'ye çevirdi

Soyadının açıklanmasını istemeyen Amerikalı Jackie’in anne ve babası Jennifer ve John, çocuklarının cinsiyet değiştirme kararı aldığını, ailece de bunu desteklediklerini açıkladı.Amerikan ABC kanalında yayımlanan ‘Good Morning America’ programına katılan Ohio’lu çift “Jackie iki yaşından beri kız çocuğu gibi giyinmekten hoşlanıyor. Süslenmeyi, bale yapmayı seviyor. Kız kardeşi Sagan, ona bir gün erkek olmaktan mutsuz olup olmadığını sormuş. Jack de ona ‘Kız olmayı isterdim’ demiş. Bir şeylerin ters gittiğini o zaman anladık” dedi. Jackie’nin annesi Jennifer “10 yaşına geldiğinde gelip ‘Buna artık daha fazla tahammül edemeyeceğim, ben bir kızım ve öyle yaşamak istiyorum’ dedi. Ben de ‘Tamam, her şey düzelecek’ dedim. Artık ona Jackie diye hitap ediyoruz. Babası sorulduğunda iki kızı olduğunu söylüyor. Şimdilik her şey yolunda. Ama ileride ne gibi sorunlarla karşılaşır, bilemiyorum” cümleleriyle durumu özetledi.

Kaynak Tamamı

(Haber sayfasında Jackie'nin 2 fotografı var. Bunlar basına ailesi tarafından mı dağıtıldı araştırmadım, fakat soyadının açıklanmayıp fotografının servis edilmesi, hangi akla hizmet eder!)

 

Yeni bir araştırma kendilerini biseksüel olarak tanımlayan erkeklerin hem kadınları hem de erkekleri çekici bulunduklarını ilk kez resmi olarak ortaya koydu ancak bu sonuç biseksüelleri şaşırtmış görünmüyor.
23 Ağustos 2011 Salı, 16:37:40
’Biseksüellik’ kanıtlandı!
Northwestern University’de yapılan yeni araştırmayla 2005 yılındaki bulguları doğrulayan uzmanlar, ‘erkek biseksüellerin var olduğuna’ kanaat getirdi.
Çekiciliğin sadece bir cinsiyete karşı olmayabileceğini iddia eden biseksüeller içinse bu bulgular hiç de yeni değil. Zira biseksüeller onları bugüne kadar homoseksüel olarak görenleri ve toplumdaki varlıklarını kabul etmeyenlere kızgınlar.
ESKİ ARAŞTIRMA HOMOSEKSÜELLERLE BİSEKSÜELLERİ BİR TUTUYORDU
Biological Psychology internet sitesinde yayınlanan çalışma, her iki cinsiyetten de en az iki kişiyle birlikte olma tecrübesine sahip biseksüelleri kapsıyor. Araştırmaya katılan erkeklere, erkek ve kadın biseksüellerin cinsel ilişkileri izletiliyor ve erektil tepkileri tespit ediliyor.
2005’te yapılan çalışmada homoseksüellerle biseksüellerin tepkilerinin benzemesine karşın, yeni çalışma biseksüel erkeklerin hem erkek hem de kadın videolarına tepki verdiğini ortaya koydu. Diğer taraftan heteroseksüellerin ise sadece karşı cins videolarına tepki verdiği bir kez daha kanıtlandı.

KaynakTastamamı>>


Bütün ömrünü tek bir eş ile geçiren zebra ispinozunu inceleyen araştırmacılar, eşcinsel çiftlerin en az heteroseksüel çiftler kadar birbirine bağlı ve sadık kuşlar olduğunu gördü.
Zebra ispinozları renkli tüyleri ve birbirlerine şakımalarıyla biliniyor. Eşine şakıma ritüeliyle, kuşların bir çift olarak ilişkilerini güçlendirdiği düşünülüyor.
Araştırmanın sonuçları, Behavioural Ecology and Sociobiology (Davranış Ekolojisi ve Sosyobiyoloji) adlı dergide yayımlandı.
California Berkeley Üniversitesi ekibi, aynı cinsiyetten zebra ispinozlarının da çift oluşturduğunu ve bu kuşların birbirine gösterdiği özen ve dikkatin en az dişi-erkek çiftler kadar güçlü olduğunu söylüyor.
Aynı yuvayı paylaşan zebra ispinozları bir çift olarak bağlılıklarını birbirine şarkı söylemenin yanısıra, gagalarıyla karşılıklı tüy temizleyerek de kanıtlıyor.
Araştırma ekibinin başkanı Dr. Julie Elie, ''Hayvanlar alemindeki ilişkiler, bir dişi ile erkeğin çiftleşip üremesi diye basitçe anlatılamayacak kadar karmaşık bir tablo sergileyebiliyor.'' dedi.


DN: Zebra ispinozları, Türkiye'de hint bülbülü olarak biliniyor.

KKTC’de ilk kez Girne Amerikan Üniversitesi Kıbrıs Yerleşkesi Karmi Kampüs’te “İçimizdeki Sınırları Aşmak” ana teması ile düzenlenen 16. Ulusal Psikoloji Öğrenciler Kongresinde “Eşcinsel Ergenler ve Ailenin Sırları ve Sınırları” konulu sunum gerçekleşti


Eşcinelliğin bir hastalık olmadığını yönelim farklılığı olduğunu belirten Prof. Dr. Şahika Yüksel, Dünya Sağlık Örgütünün cinsellik tanımında ifade edildiği gibi eşcinselliğin biseksüellik ve heteroseksüellik gibi insanda tanımlanan 3 yönelimden biri olduğunu ifade etti.
 Biseksüelliğin karşıt cinsel olmak gibi çok erken yaşlarda belşirlendiğinin altını çizen Prof. Dr. Yüksel, biseksüelliğin bireyin kendi isteği ile seçtiği bir özellik olmadığını vurguladı.  Kişinin cinsel kimliğini keşfetmesinin zamanla olduğuna değinen Prof. Dr. Yüksel, sürecin ergenlik öncesi dönemde başlayarak ergenlik döneminde devam ettiğini belirtti.
 Kişilerin cinsel tercihlerini özgürce ifade edebilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yüksel, toplum ve kültürel baskıdan dolayı kişilerin toplum tarafından onay verilen rolleri sergilediklerine işaret ederek eşcinselliğin bir hastalık olmadığını yönelim farklılığı olduğunu vurguladı.
Kişilerin yetiştikleri ve yaşadıkları kültürün ve toplumun doğrularına göre eşcinsellik ile ilgili düşünce ve duyguların bastırıldığını belirten Prof. Dr. Yüksel, ailelerin bu noktada eşcinselliği bir tabu ve açıklanmaması gereken bir sır olarak gördüğünü ifade etti. Toplum ve kültürün kişinin ve ailenin etrafında birtakım sınırlar oluşturduğuna da işaret eden Prof. Dr. Yüksel, gençlerin cinsel ilgisinin arttığı dönem olarak ergenliğin kırılganlık riskinin yoğun olduğu bir dönem olduğuna dikkat çekti. 



Kıbrıs Postası

BAZI davranışlarınızın nedenini bazen kendiniz bile anlayamıyor, açıklayamıyor musunuz? Belki de sorumlusu siz değil, üç kuşak önceki bir aile bireyinizdir. Nasıl olur demeyin. Psikoterapist Dr. Mehmet Zararsızoğlu’nun ‘Aile Dizimi Sistemi’ne göre hiç bilmediğiniz ve katkınızın olmadığı nesiller önceki bir günah, bugününüzü etkiliyor, hatta belki hayatınızı zindan ediyor. Nasıl olduğunu 10-11-12 Haziran’da İzmir’de de bir çalışma yapacak olan Türkiye Sistem Dizimleri Enstitüsü Başkanı Dr. Mehmet Zararsızoğlu’ndan dinleyelim.............

"
Aile sisteminizde daha önce yaşanmış bilmediğiniz acılar bile sizi etkiler
- Endişelerin, korkuların, travmaların kuşaktan kuşağa aktarıldığını söylüyorsunuz.
- Hangi aile içine doğacağımız ve ne zaman öleceğimiz gibi yaşamın iki temelini, yani başlangıcı ve sonunu bizler seçmiyoruz.  Aile matrisi, içine doğduğumuz ailede kan bağıyla bağlı olduğumuz insanlar ve onlara ait yaşamda var olan ilişkiler ve yaşanmışlıkların bütünüdür. Geçmiş nesillerde yaşanan hiçbir şey kaybolmuyor ve aksine aile büyüklerimizin yaşadığı travmalar matrisimizde kayıt altına alınıyor ve tekrar ediyor. Sistemde yaşanmış her şey, acı, mağduriyet, haksızlıklar, küçük yaşta ölümler, düşükler, göçler, evlat verilmeler, hatta cinayetler. Hayat, onlara ne getirdiyse, hepsi o matriste yer alıyor. Genlerimiz kalıtımsal yolla nasıl geçiyorsa, geçmişte aile matrisimizde vuku bulan, cinayet, göç, kayıp ve diğer travmalar da sonraki gelen nesillere devroluyor. Farkına bile varmadan, kaderi kötü bir dayıyı, amcayı, halayı, hatta bir büyükbabayı bir şekilde temsil ediyoruz.
- Hangi aile üyesine denk geleceği neye bağlı, karakter yapısındaki zayıflıklara mı?
- Hangi aile üyesine denk geleceği ise meçhul, bilinmiyor, piyango usulü sistemde sonraki nesilden herhangi birisi olabilir. Geçmişte aile sisteminde vuku bulmuş haksızlığı, unutulmayı, yok sayılmayı giderecek olan, görülmeyi sağlayacak olan siz olmayabilirsiniz, ama çocuğunuz olabilir. Yani illa şuna ya da bunu isabet edecek diye bir şey yok, ama adını koyamadığımız bir denge, düzen var. Ailedeki en küçük çocukların genelde daha ağır bir ruhsal mirası ve yükü taşıdıklarını görüyoruz. Ama bunu da genelleştirmekten yana değilim. Terapist tüm tecrübesiyle bütüne bakarak hareket temelidir.
- Neden uzun süre Almanya’da yaşamayı seçtiniz?
- Almanya benim için bilinçli bir tercihti çünkü bu ülke psikoloji, felsefe, sosyoloji ve daha birçok bilimin doğduğu ve geliştirildiği bana göre dünyadaki en önemli  ülkedir. 
Pozitif bilimlerin kalesi addedilen Berlin Teknik Üniversitesi’nde psikoloji, pedogoji ve sosyoloji eğitimlerimi tamamladım. Öğrenim hayatım çok uzun sürdü, neredeyse yaşımın yarısı kadar! Master, doktora derken bir süre Berlin Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptım. Sonra terapi eğitimleri başladı, doktora sonrası 12 yıl. 90’lı yıllarda ‘Aile Dizimi’ metoduyla tanıştım ve Berlin’de Bert Helinger önderliğinde binlerce kişiyle çalıştım. Ve sonra bir gün ansızın Türkiye’ye dönmeye karar verdim ve baktım ki Almanya’da hiç fark etmeden 20 yılım geçmiş. 
Otizm, eşcinsellik gibi ailedeki her farklılığın geçmişe dönük açıklaması var
- Kürtaj, otizm, eşcinsellik gibi konuların aile dizimi sisteminde çok önem taşıdığını nasıl açıklıyorsunuz?
- Aile geçmişinde birini öldürmek, ya da öldürülmek sonraki nesillerde otizm olarak karşılık buluyor, psikozun oluşumunda da benzer bir yapı var. Yani katil ya da maktul enerjisi taşıyan sistemlerde sonraki nesillerde psikotik yapılı kişilik bozuklukları (bipolar, şizofren, mani vb..) oluşabiliyor. Ailede bu travmayı üstlenen kişi yapısında her ikisini de canlandırıyor. Dizilerde eşcinsellik için bilinen dinamik şu; erkek çocuk, erkeklerden yoksun bir ortamda büyüyorsa, sürekli anneyle, anneanneyle, ablalarla haşır neşirse, yani etrafı kadın enerjisiyle çevriliyse homoseksüel eğilimler gösterebiliyor. Ama aile matrisine bakarsak, başka bir dinamikle karşılaşıyoruz: O erkek çocuğunun karşı cinsten bir akrabasının, halasının, teyzesinin, ya da büyükannesinin, çok büyük bir haksızlığa uğradığını görüyoruz. Ve rezonans işliyor:
O erkek çocuk, o kadın kimse, yaşadığı haksızlık dile getirilmediği için, o haksızlığı çözümleyebilmek için, istem ve bilinç dışı kendi cinsiyetinden vazgeçip, karşı cinsin davranış biçimini benimsiyor. Böyle çok vaka gördüm." .................
Tamamı Kaynak >>

Gerici bir Prof. Dr., AKP’ci bir psikiyatr, cahil bir bilim düşmanı... Nevzat Tarhan’ın medyada boy göstermesini sağlayan özellikleri bunlar.
TGRT, Samanyolu, haber7, Vakit... Derken AKP’nin tüm medyayı etki altına alması, tüm medyanın topluca gericileşmesi ile tüm kanallar... Artık hepsinde, sık sık karşımızda gördüğümüz Profesör Doktor’lardan biri de Nevzat Tarhan.
Son dönemin gözde AKP’li profesörü Nevzat Tarhan, dün çıkarıldığı Habertürk ekranında önceki gün polis saldırısında dövülerek bebeğini kaybeden kadın öğrencinin durumunu değerlendirirken, “Bir Prof. Dr. Psikiyatrist bunları nasıl der?” dedirtecek şu “psikiyatrik” açıklamaları yaptı:
- Poliste kaygı çok yüksek. Burada kaygı, korku haline dönüşmüş.
- Ben bunu şöyle açıklıyorum, Başbakan haftada bir suikast atlatan birisi şu anda.

- Ormanda giderken elinde silah olan birisi korku fazlaysa, bir yerler kıpırdıyorsa silahı boşaltır oraya.

- O dönemin verdiği protesto yaşı... Protest olmak zevk veriyor gençlere.
- Belki öğrencilerin arasında provokasyon amaçlı kimseler, kışkırtıcılar vardır.

- (Sunucunun yerde tekmelenen öğrenci görüntüsünü göstermesi üzerine) Bu tip müdahale polislere canlı bombalara karşı önlem olarak öğretiliyor.

“Dindarlar daha uzun yaşıyor”
Tarhan, daha önce Diyanet Dergisi’ne verdiği bir röportajda dindarların daha uzun ve sağlıklı yaşadıklarını iddia eden Tarhan, “Duada vücut ısısı yükselir, ürperti hissi ile uyarılma yaşanır, algı gücü keskinleşir, bilinç düzeyi ve farkındalık artar” demişti.
“Solculuk, eşcinsellik hastalık”
Nevzat Tarhan göre solculuk bir hastalık. Tarhan’ın bilimsellik süsü verdiği görüşlerle bezediği cümlelere göre, eşcinsellik de bir hastalık. Bu iki argüman da yanlış olmalarına rağmen çeşitli bahanelerle savunulabilir. Prof. Dr. Tarhan’ın bunları savunurken kullandığı argümanlardaki izlek ise, bir mantıki tutarlılık bile sergilememesi bakımından tam bir sendrom.
"Homofobik değilim" deyip...
Haber7 sitesinde yazdığı bir yazısında öncelikle “Homofobikler eşcinsellere karşı ayrımcılık yapan, aşağılayan fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan kişiler olarak bilinir” diyerek “Ben homofobik değilim” demeye getiren Tarhan, arkasından şunları kaleme alıyor:
- Homoseksüel Pedofili olarak bilinen çocuk yaştaki eşcinsteki kişilere cinsel ilgi duyma en sık rastlanılan homoseksüalite biçimidir.
- Eşcinsellik sapmış bir cinsel tercihtir, çocuklara Pedofili yani cinsel ilginin nasıl geni yoksa eşcinselliğin de geni yoktur.
- (ABD’nin Irak Ebu Gureyb’deki işkence görüntüleri için) Cezaevinde erkeklerin çıplak vaziyette üst üste yığılması eçcinsel ABD’li askerlerin marifeti olabilir.
- Gerçi tarihte kazıklı Voyvoda olarak bilinen sırp komutan aynı zamanda eşcinseldi. Makatında kazığa geçirdiği askerleri orgazmik bir zevkle seyredermiş. [Kazıklı Voyvoda bir Sırp komutanı değil, Eflak Prensi’ydi.]

SolHaber.....Kaynak

Penguenlerin hemcinsleriyle flört etmesinin eşcinsel olmalarından kaynaklanmadığı, bir eş bulana kadar yalnızlıklarını bertaraf etmek amacıyla bunu yaptıkları ortaya çıktı.

Erkek kral penguenlerde eşcinsel davranışlar gözlemlenmişti.
Ancak yeni bir araştırma, vahşi doğada da erkek çiftlerin bulunduğuna dair kanıt ortaya koydu. Araştırmaya göre, Antarktika'da penguen kolonisinin dörtte birinden fazlası aynı cinsiyetten partnerler oluşturuyor ve bu özellikle erkek penguenlerde görülüyor.
Geçmişte, penguenlerin birbirlerine benzedikleri için cinsiyet ayrımı yapmadıkları söyleniyordu. ABD ve Almanya'daki hayvanat bahçelerinde erkek penguen çiftlerin, yavrular 'evlat edindiği' gözlemlenmişti.
Ancak Fransa'daki İşlevsel ve Evrimsel Ekoloji Merkezi tarafından yapılan yeni araştırma, erkek penguenlerin diğer erkek penguenlerle sadece yalnız oldukları için çift olduğunu belirledi.
Kolonide yeteri kadar dişi yok ve erkeklerin testoreston hormonları yüksek düzeylerde.
Çiftleşme döneminde kral penguenler, gözlerini kapatıp, başlarını gökyüzüne doğru gererek ve bunları yarım daire şeklinde hareket ettirerek potansiyel eşlerle flört ediyor. Araştırma erkek penguenlerin sadece dişi bir eş bulamadıklarında yalnız kalmamak için erkek penguenlerle flört etitğini belirtiyor.
(YAŞAM / GAZETEPORT)

Eşcinsel karşıtlığı nedeniyle bilim çevrelerinden dışlanmış olan akademisyen Walter Schumm’un eşcinsellikle ilgili son çalışması, bilim çevrelerinde tartışma yarattı.

19 Ekim 2010 Salı, 16:33:52
''Eşcinselin çocuğu eşcinsel oluyor''
Schumm, birçok eşcinsel çift ve eşcinseller tarafından yetiştirilmiş erkek ve kadınlar üzerinde yaptığı araştırma sonucunda, cinsel tercihlerin sosyal etkilerle şekillendiğini, eşcinsellerin çocuklarının da eşcinsel olmayı tercih ettiğini öne sürdü.
Schumm, eşcinseller tarafından yetiştirilen çocukların eşcinsel olma olasılığının heteroseksüel ebeveynlerin çocuklarına oranla yüzde 15 ila 20 daha fazla olduğunu iddia etti.
GAZETE HABERTÜRK
Blogger tarafından desteklenmektedir.