.hukuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen bir askerin başvurusunu 'eşcinsellik askerliğin onurunu zedeler' iddiasıyla reddeden AYM, aynı gerekçeyle görevinden atılan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenine karşı da 'ayrımcılık' yapılmadığına dair karar bir karar yayımladı.

Birgün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre kararda, ''Küçük çocukların eğitilmesinde öğretmen olarak çalışmak isteyenlerin diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmaları doğaldır'' denildi.

Alınan karara, Başkanvekili Engin Yıldırım ile üye Muharrem Topal katılmadı. Yıldırım, yazdığı karşı oy yazısında, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşme ve tavsiye kararlarında cinsel yönelim ayrımcılığının yasaklandığını bildirdi.

Kararın anayasaya aykırılığının altının çizildiği karşı oy yazısında dile getirilen gerekçeler özetle şöyle:

Anayasa’da devletin resmi cinsel yönelimi yoktur ve devlet tüm cinsiyetler, cinsel kimlikler, cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler karşısında eşit ve tarafsız kalmalıdır.
Cinsel yönelim ayrımcılığı kimi hayatların daha az saygıya ve haysiyete sahip olduğunun kabulü anlamına gelip LGBTİ+’lerin eşit fırsat ve haysiyetle toplumsal yaşama katılmalarının engellenmesi sonucunu doğurmaktadır.
Devletin temel görevlerinden biri insan haysiyetini koruyarak belli bir insan topluluğunu meydana getirenlerin haysiyetine zarar verecek, onları damgalayacak politikalardan, uygulamalardan ve hukuki düzenlemelerden kaçınmaktır.


Birgün'den Nurcan Gökdemir'in Haberinden;
Cinsel yönelimleri nedeniyle ordudan atılması istenen bir askerle ilgili yargılamayı yapan Askeri Yargıtay 1. Dairesi, Askeri Ceza Kanunu’nun, “Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunan asker kişiler hakkında TSK’dan çıkarma cezasına, erbaşlar hakkında rütbenin geri alınmasına hükmolunur” şeklindeki maddesinin iptali için AYM’ye başvurdu.

Askeri Yargıtay 1. Dairesi, başvurusunda askerlerin “doğal olmayan cinsel davranışlarının askerlik mesleğinin onurunu zedeleyeceği veya disiplinsizliğe neden olacağı konusunda somut gerekçeler ortaya konulmadan” TSK’den çıkarma cezası ile cezalandırılmasının adalet duygusuyla bağdaşmadığını savundu. “Özel hayatın en mahrem kısmında yer alan cinsel faaliyetleri nedeniyle bir kişinin meslekten atılmasının özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkına ölçüsüz bir müdahale oluşturduğu” savunulan başvuruda, askerler cezalandırılırken emniyet görevlilerinin veya mülkiye, yargı ve din hizmetleri gibi görevlerde çalışanların bu cezaya çarptırılmadıklarının altı çizildi.


Başvuruyu oy çokluğuyla reddeden AYM, Askeri Ceza Kanunu’nda öngörülen cezai yaptırımların esas amacının, askeri disiplini korumak ve sürdürmek olduğunu bildirilen kararda şöyle denildi: “Bu açıdan bakıldığında askeri disiplinin korunması ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesini sağlamaya yönelik olarak özel hayatın en mahrem alanında kalan cinsel davranışlar gerekçe gösterilerek asker kişiler hakkında TSK’den çıkarma, erbaşlar için rütbenin geri alınması cezasını öngören kural; meşru bir amaca dayanmaktadır. Askerlik mesleği, disiplin ve fedakarlık temeline dayanır. Bundan dolayı bu görevi ifa edenlerin güven, itibar ve saygınlığın gereği olarak katı meslek ilkelerine tabi tutulmaları olağan karşılanmaktadır.” ...


“Kural, istisnai bir alanda ve dar kapsamlı olduğundan sınırlı ve ölçülüdür. Özel hayatın korunmasını, istisnai bir alanda ve anayasal ilkelere uygun olarak asgari oranda sınırlandıran düzenlemenin birey hakları ile kamu yararı arasında açık bir dengesizlik oluşturduğu söylenemez” denildi....


ABD'nin California eyaletindeki yüksek mahkeme, dini inançları nedeniyle eşcinsel bir evlilik için düğün pastası yapmayı reddeden bir pastacıyı haklı buldu.

Pastacının avukatları, bu pastayı yapmanın müvekkillerinin Hristiyan inançlarını ve dini ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini savundu.

Yargıç da, düğün pastası yapmanın bir sanatsal ifade yöntemi olarak korunduğuna ve ayrımcılık karşıtı yasayı ihlal etmediğine karar verdi.Yargıç David Lampe gerekçeli kararında, "Bir düğün pastası ifade özgürlüğü açısından incelendiğinde sadece bir pasta değildir. Bir evliliğin kutlanmasında geleneksel olarak ana rolü oynaması için yapılan bir şeydir ve yapan kişinin sanatsal ifadesidir" denildi. Kararı veren Yargıç ayrıca;  kararın benzer vakalara uygulanamayacağı uyarısında bulundu.

"Örneğin bir araba lastiği satıcısı, eşcinsel çiftlere lastik satmayı reddedemez. Hiçbir pastane de ürünlerini gösterip, ırk, din, cinsiyet ve cinsel kimlik temelinde satış yapmayı reddedemez" dedi

Pasta ustası Cathy Miller, "herkese hizmet etmekten mutlu olacağını ancak Hz. İsa'ya karşı gelen bir kutlamanın parçası olamayacağını" söyledi.

[youtube src="XViQeUnI-L4"/]
bbc - mailonline


Fotoğraf:Twitter/kvlcm_arat
Tekirdağ 2 No’lu Hapishanesi’nde tutluka tutulan trans kadın Diren Coşkun, 25 Ocak itibariyle ölüm orucuna başladı.

Olayı duyuran İstanbul LGTBİ+ Derneği Sözcüsü Kıvılcım Arat, sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda “Bugün Tekirdağ 2 No’lu tabutlukta tutulan arkadaşım Diren Coşkun’u ziyarete gittim. Diren’in tüm demokratik kamuoyuna bir ilanı var” dedi.

Arat, Coşkun’un mesajını şöyle aktardı: “Burada insan onuruna aykırı birçok uygulamaya maruz kalıyorum. Üzerimizdeki ağır tecridin kaldırılması, gasp edilen ameliyat ve tedavi hakkımın iadesi için bedenimi ölüme yatırıyorum. 25 Ocak’tan beri ölüm orucu eylemine başladığımı demokratik kamuoyunun bilgisine sunuyorum.”



Kıvılcım Arat, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalara şöyle devam etti: “Çok zor böylesi bir haberi iletmek. Ama elçiye zeval olmaz. Canım yana yana bu fotoğrafın altına Diren’i ÖLÜM ORUCU kararına götüren süreci yazmaya çalışacağım. İnfaz hakimliği, epilasyon tedavisinin izni için Trans mahpus Diren ile, 24 Ocak Çarşamba günü görüşüyor. İnfaz hakiminin, T.D. Hastanesine sorusu şu: Epilasyon tedavisi, transeksüel mahkum(lar) için hayati önem arz eder mi? Diren, kurulda asıl kararı verecek olan psikiyatri doktorunun transfobisine maruz kalıyor. Doktor, suratına bile bakmadan dosyayı bildiğini söylüyor ve Bakırköy Devlet Hastanesine sevk yazıyor. Diren, aylardır oyalandığını ve yanlış yönlendirildiğini söylüyor. “




Euronews;   Avrupa Adalet Divanı, LGBTİ kişilerin Avrupa Birliği üye ülkelerinde evlilik sonucu doğan haklarının tanınmasına hükmetti.


LGBTİ haklarında büyük bir ilerleme olarak kaydedilen karara göre, Avrupa Birliği üye ülkeleri eşcinsel evliliği tanımıyor bile olsa, eşcinsel çiftlerin evlilik sonucu doğan haklarını tanımak zorunda.

Hakim Melchior Wathelet kararı "Bir kişinin ülkeye girme ve oturma izni, o kişinin cinsel yönelimine bağlı olarak reddedilemez." ifadeleriyle açıkladı.

Biri Amerikalı diğeri Rumen Claibourn Hamilton ve Adrian Coman çifti, Claibourn'un Romanya'da oturma izninin reddedilmesi üzerine Avrupa Adalet Divanı'na başvurdu. Avrupa Birliği yasaları vatandaşlarının ailelerinin birlikte özgürce yaşamasına ve çalışmasına müsade ediyor.

Kararın ardından Claibourn,"Minnettarım. Bu, bir gün kocamla birlikte Romanya'da oturmamı mümkün kılacak bir fırsat." dedi. Adrien ise hoşnutluğunu "Oldukça memnunuz çünkü bu karar, biz ikimiz dışında birçok kişiyi de etkileyecek ve Romanya dışında da geçerli olacak." diyerek açıkladı.

Claibourn ve Adrian 2010 yılında, 28 üyeli Avrupa Birliği'nin eşcinsel evliliğe izin veren 13 ülkesinden biri olan Belçika'da dünya evine girmişti.




thebetterindia
Hindistan Yüksek Mahkemesi Pazartesi günü, 16. yüzyıldaki İngiliz yasasından örnek alınarak hazırlanan ve "herhangi bir erkek, kadın veya hayvanla doğanın düzenine karşı eşcinsel ilişkide bulunmayı" yasaklayan Hint Ceza Yasası'nın 377'inci maddesini gözden geçireceğini açıkl
adı.

Aslında 2009 yılında Delhi Yüksek Mahkemesi tarafından bu madde iptal edilmişti fakat bu karar 2013 yılında Yüksek Mahkeme tarafından reddedildi ve söz konusu yasanın değiştirilmesinin yargının değil, parlamentonun sorumluluğunda olduğu belirtilmişti.

Yüksek Mahkeme tarafından yapılan açıklamada, 2013 yılından beri ülke genelinde eşcinsel suçlamalar sebebiyle 200'den az kişinin tutuklandığı belirtilirken, "Seçimleri doğrultusunda yaşayan bireyler asla korku içinde yaşamamalı. Anayasanın 21'inci maddesine göre bireyin doğal seçim hakkı bastırılamaz ve kısıtlanamaz" denildi.

 Kaynak/Derleme huffingtonpost ,independent


    2012'de cinsiyetini değiştiren trans kadın, 2015'te başka bir kadınla evlendi. Geçiş tedavisine başlamadan önce dondurduğu spermleri sayesinde bir bebek sahibi oldular. Fakat mahkemeye başvurduklarında trans kadının anne olamayacağına hükmedildi.
 
   Çift; Alman kanunları, anneyi, çocuğu doğuran kişi olarak tanımladığı için verilen bu karara itiraz etti ve konuyu Federal Adalet Mahkemesine taşıdı.

      Almanya Federal Adalet Mahkemesi (BGH), bir kişinin cinsiyetini değiştirmesinin, çocuk ve ebeveyn arasındaki hukuki ilişkiyi değiştirmediğinden ve  trans kadının ebeveynlik haklarının korunduğundan, itirazı reddetti.


 Kaynak/Derleme Dw, News24

ACLU examines U.S. military’s transgender ban/Youtube
Pentagon’dan yapılan duyuruya göre, iki federal mahkemenin aldığı kararla, trans bireyler 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren yeniden ABD ordusuna katılabilecekler.

Biri Washington’da, diğeri Virginia’da yer alan iki federal temyiz mahkemesi, geçen hafta Trump yönetiminin trans bireylerin orduya katılmasını yasaklanmasını öngören kararını askıya aldı.

Mahkemeler, ABD Başkanı Donald Trump'ın, trans bireylerin ABD ordusuna alınmasını yasaklayan kararını, Trump yönetimini temsil eden hiçbir yetkilinin katılmamadığı duruşmalarda kaldırdı.

Halen orduda yer alan trans bireyleri savunan avukatlar, yönetimin kararlar hakkında Yargıtay Ceza Mahkemesi'ne itiraz etmesini beklediklerini ancak sonucun değişmeyeceğini söylediler. Pentagon sözcüsü Heather Babb, “Mahkeme kararı gereği Savunma Bakanlığı, başvuruda bulunan trans bireylerin işlemlerini 1 Ocak 2018 tarihi itibarıyla değerlendirmeye başlayacak” dedi

Video: (2014) - ACLU examines U.S. military’s transgender ban
[youtube src="JLxP0lYk-k0"/]

   birgün independent

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça’nın, eşcinsel akademisyene 'Kız mı olmak istiyorsun,burası Mardin' dediği ve akademisyenin suç duyurusunda bulunduğu belirtildi.

Savcılığa şikâyetinin ardından Özyetiş, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda görevlendirildi. Özyetiş, kararın iptali için de rektörlüğe başvurdu.

NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇU 

Özyetiş’in avukatları Gizem Koç ve Kenan Anğay, Hürriyet’e yaptıkları açıklamada Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na 27 Aralık’ta şikâyette bulunarak Ağırakça hakkında, “Tehdit ve hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, nefret ve ayrımcılık, inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” suçlarından soruşturma başlatmasını talep ettiklerini söyledi.
Rektörlükten yapılan yazılı açıklamada ise Özyetiş’in ifadelerinin “hakikatle alakası bulunmadığı gibi kamuoyunu yanlış yönlendirmeye sebebiyet veren nitelemeler” olduğu savunuldu. Açıklamada, “Adı geçen şahsın sorumlu olduğu ders müfredatına mugayir şekilde ahlaki değerlerle örtüşmeyen ders muhteviyatları sunarak fikirsel yönlendirmelerde bulunduğuna dair öğrenci ve velilerden idaremize ulaşan beyanlar üzerine kendisiyle görüşme yapılmış ve konuya ilişkin soruşturma süreci devam etmektedir” denildi.

 kaynak1 , kaynak2, kaynak3

2014 yılında meydana gelen olayda; 27 yaşındaki B.K ismli bir trans kadına, Ankara Çankaya'da denetim yapan polis ekipleri,  cadde kenadında müşteri beklediği için 5326 sayılı Kabahatler Kanuna göre işlem yapıp para cezası kesti. 91 liralık para cezasına karşı çıkan B.K ise konuyu yargıya taşıdı. Ancak yerel mahkeme kolluk kuvvetlerini haklı buldu.



Temyiz sürecinden sonra durumu Anayasa Mahkemesi'ne taşındı;
Oy çokluğu ile alınan ve B.K'nın haklı görüldüğü emsal olabilecek kararda;  30 Mart 2005 tarihli 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na göre yapılan işlemin geçerli olamayacağı vurgulandı.

Buna gerekçe olarak ise polisin; İdari Para Cezası tutanağında yer alan "Fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız etmek" fiili ile 5326 sayılı kanunun 37. maddesinde tanımlanan maddenin birbiriyle uyuşmadığı, burada "fuhuş eyleminin bir karşılığının bulunmadığını" bildirildi.


Kararın "Kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez" ilkesi gereğince alındığı vurgulandı. Sonuç olarak B.K'nın hakkının ihlal edildiğine karar verildi ve 2 bin liralık 'yargı süreci masrafının' kendisine ödenmesine hükmedildi.




Eski devlet senatörü ve Oklahoma'dan kıdemli Trump destekçisi olan 35 yaşındaki Ralph Shortey, bu yılın başlarında (9 Mart) 17 yaşında bir çocuğa para karşılığında sex teklifinde bulunduğu için tutuklanmıştı.


Evli ve 4 çocuğu olan Shortey'in suçüstü görüntüleri, polis tarafından yayınlandı. Görüntülerde Shortey'in kızgın ve şokta olduğu görülüyor.


Bir polis memuru :   "Odanızda bir genç varç Beni endişelendirmeden önce dışarı çıkın, ellerinizi gösterin." diye uyarıyor.

Shortey'in kendini savunma yolu ise " 17 yaşında olduğunu bilmiyordum" oluyor. Odada sadece konuştuklarını ona rehberlik ettiğini, çocuğun liseden mezun olamadığını ve hayatını yoluna sokması için ona rehberlik ettiğini söylüyor.

Polisin elde ettiği deliller ise çok daha farklı. Çocuğun tabletini inceleyen polisler; Shortey'in çocuğa cinsel ilişki karşılığında para teklif ettiğini içeren mesajları tespit etti.
Youtube/Video

Videoda dikkat çeken bir nokta da Shortey'in t-shirtündeki resim. Bir sandiviç resminin altında  'Git bana sandviç yap' yazıyor.  Üstünde ise, İncil'de geçen, kadınların kocalarına itaat etmeleri konusunu içeren (Efesliler 5:22) ayetin ismi, yazıyor.


[youtube src="25-m_mktoBM"/]


'Aile değerleri' platformuna da giren eski senatör, LGBTİ+ karşıtlığıyla biliniyor. İşletmelerin Lgbti+ bireylere karşı ayrımcılık yapmalarını yasal hale getirecek bir tasarı da dahil, lgbt,+ bireyler aleyhine olacak her düzenlemeye destek vermiş.

New York Post'a göre, geçtiğimiz Perşembe günü, Shortey, yöneltilen suçlamalar ise çocuk pornografisi ve fuhuş yapmak.

Shortey şu anda cezayı bekliyor ve ömür boyu hapis ile 250.000 dolara kadar para cezası ile karşı karşıya kalabilir.

Derleme: Semih Şen
 gaytimes.co.uk, dailymail,wpost


Arios Pagos (Yargıtay) 2018 yılında Yunanistan’ın Tilos Belediyesinde evlenen bir eşcinsel çiftin evliliğini iptal etti.

Yargıtay savcılık tarafından yapılan hareketin “bahse konu şahısların (eşcinsel çiftin) özel hayatına müdahale teşkil etmediğini ve Devletin aile ilişkilerinin normal şekillenmesi ve işleyişi için gösterdiği ilgi çerçevesinde ahlakın korunması adına gerekli bir önlem olduğuna” karar verdi.

Yargıtay kararında “bu durumun bahse konu şahısların aile hayatına da müdahale olmadığını zira aynı cinsiyetten iki kişinin evliliğinde arananın bu şahıslar arasında ne kadar ‘aile’ oluştuğu ve bunun nasıl korunacağının önemli olduğu” kaydedildi.

Azınlıkça’daki habere göre Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni yorumlayan Yargıtay hakimleri “Sözleşmede eşcinsel çiftler arasındaki olası evlilik konusunun çözüme kavuşturulmadığı, aksine bu konunun iç yasal düzene ve ulusal hukuka havale edilerek iç yasal düzen ve ulusal hukukun bu yöndeki bir evliliğin geçerli sayılması kriterlerini belirlemesi gerektiğine işaret ettiği” değerlendirmesinde bulundu.

Eşcinsel çiftin avukatı Vasilis Hirdaris ise müvekkillerinin evliliğinin iptali yönündeki Yargıtay kararından sonra çiftin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağını ifade etti.

Aljazeera - Yunanistan eşcinsel evliliğe evet dedi 23.12.2015
"Yunanistan parlamentosu, eşcinsel çiftlerin evlenmelerinin önünü açan yasal düzenlemeyi kabul etti. Ortodoks kilisesinin uzun yıllardır karşı çıktığı değişikliğin hayata geçmesiyle Yunanistan bu yönde karar alan Avrupa’nın 14, dünyanın 19. ülkesi oldu."


Başvuru, Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesince yapıldı. Mahkeme, Türk Medeni Kanunu'nun 40. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "…ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu…" ibaresinin iptaline karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.


Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, bu başvuruyu da esastan görüşerek karara bağladı.

Yüksek Mahkeme, cinsiyet değişikliğine izin verilebilmesi için "üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olma" şartını, Anayasa'ya aykırı bularak, oy çokluğuyla iptal etti.

Kanunun birinci fıkrası, "Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak iznin verilebilmesi için, istem sahibinin 18 yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması, ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır." hükmünü içeriyordu.


Ankara Valiliği’nin şehirdeki LGBTİ etkinliklerini süresiz olarak yasaklamasının ardından Ankara’daki LGBTİ dernekleri Pembe Hayat ve Kaos GL ortak açıklama yayınladı.



Ankara Valiliği’nin “18 Kasım 2017 tarihinden itibaren süresiz olarak LGBTT_LGBTİ vb. örgütler tarafından ilimizin muhtelif yerlerinde birtakım toplumsal hassasiyet ve duyarlılıkları içeren sinema, sinevizyon, tiyatro, panel, söyleşi, sergi vb. etkinlikleri” yasakladığını valiliğin internet sitesinden öğrendik.
Valiliğin bu hukuka aykırı, ayrımcı ve keyfî yasak kararının yasal takibini yapacağız. Böylesi toptan ve hakkın özüne dokunan yasaklama kararının hiçbir meşru ve yasal gerekçesi olamaz.
Torba bir yasak ile kapsamı son derece geniş, LGBTİ varoluşunun kendisini kriminalize eden, geniş yorumlamaya ve hak ihlallerine açık, muğlak bir durumla karşı karşıyayız. LGBTİ sivil toplum örgütleri eşit yurttaşlık için ayrımcılığa ve nefrete karşı senelerdir mücadele eden saygın kuruluşlardır. Bu kuruluşların faaliyet alanlarını daraltmanın dahi ötesine geçen, çalışamaz hale getiren yasaklar demokratik bir toplumda asla ve asla kabul edilemez.
Ankara Valiliği’nin bu torba yasağa gerekçe gösterdiği “genel sağlık ve ahlakın korunması”, “toplumsal hassasiyet ve duyarlılıklar”, “kamu güvenliği” ve “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” ifadeleri apaçık ayrımcılıktır. Bu karar ile LGBTİ’lere yönelik hak ihlalleri ve ayrımcılık meşrulaştırılmaktadır.
Bu karar ve bu karara gerekçe gösterilen hukuka aykırı ve muğlak kavramlar ile çok temel bir hak olan ifade ve örgütlenme özgürlüğü ve diğer temel hak ve özgürlüklerimiz ihlal edilmektedir. Bu karar ile temel hakların özüne ayrımcı saikle müdahale edilmiştir.
Ankara Valiliği’nin yasak kararı Anayasa’mızın eşitliği düzenleyen 10. maddesine yine düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini düzenleyen 26. maddesine; Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır.
Bu açıklama ile aynı zamanda yerel mülki idare; kamu güvenliğini sağlama görevini icra etmek yerine kamunun önemli bir parçası olan LGBTİ’ler ve sivil toplum kuruluşlarını hedef haline getirerek kamu güvenliğini de tehlikeye atmaktadır.
Bu kararın en kısa sürede yeniden düşünülmesini ve geri alınmasını bekliyoruz. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık ve nefretin bu kadar yoğun olduğu ülkemizde ulusal ve yerel idarelere düşen bu ayrımcılık ve nefrete karşı mücadele etmektir.

Pembe Hayat ve Kaos GL



Hapisteki LGBT-İ bireylerin yaşadıkları sıkıntılar neler? Toplumsal yargılar, hapishane personelleri tarafından sürdürülüyor mu? İhtiyaç listelerinde neler var? OHAL sonrası neler değişti? Bu ve benzeri sorunları KADAV’ın (Kadınlarla Dayanışma Vakfı) da içinde olduğu Hapiste Kadın Ağı’nda çalışma yürüten Beyza Bilal, Derya Özata, avukat Eren Keskin ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Yönetim Kurulu üyelerinden Hilal Başak Demirbaş’la konuştuk. GazeteDuvar -Filiz Gazi

Hapiste Kadın Ağı’nda çalışma yürüten Beyza Bilal, Türkiye’de birçok kurumda olduğu gibi cezaevlerinin de cinsiyet duyarlılığı olmadan, eril bir zihniyetle yönetildiğini söyleyerek sözlerine başlıyor. En basit örnek olarak cezaevinde sağlanan iş imkanlarının dahi erkeklerin çalışabileceği türden olduğunu belirtiyor.

Bilal, mektuplarda en çok vurgulanan şikayetin fiziksel ihtiyaçlar olduğunu söylüyor. Kıyafet ihtiyaçları, anneleriyle birlikte içeride olan çocukların üst baş ihtiyaçları, revire çıkamamak gibi sıkıntılar en baş sıralarda.

Mahpuslara her mektup ulaşmıyor, aynı şekilde gelen mektuplar da verilmiyor. Avukat ve birincil derece akraba görüşlerine OHAL dönemiyle kısıtlamalar getirilmiş.

Rahatsızlanan kişilerin türlü gerekçelerle doktora götürülmediğini söylüyor Bilal ve ekliyor: “Trans olduğu için sürekli darp edilen bir arkadaşımız var. Muayene olacağı zaman erkek gardiyanın dışarı çıkmaması bir şiddettir. Hemen her defasında bu yaşatılıyor.”

Bilal, LGBT-İ tutsakların çoğunun açık havaya çıkamadığını, cezaevlerinde iş imkanı varsa çalışamadıklarını, kurslara katılamadıklarını ve bunun sebebi olarak da güvenlik gerekçe gösterilerek, “diğer mahkumlardan sizi koruyamayız” denildiğini anlatıyor.

Bilal, bir trans kadın için en basitinden cımbız ihtiyacının giderilmemesinin örtük bir şiddet biçimi olduğunu söylüyor: “Cımbız, peruk, topuklu ayakkabı ve cinsiyet geçiş süreçlerinde kullanılan hormon ilaçlarına kadar birçok şeye erişimin olmaması ruhsal ve bedensel bütünlüğü etkileyen, baskı ve şiddet oluşturan işkencelerdir.”

Bilal, cezaevlerinde olan kadınların, LGBT-İ bireylerin toplum tarafından suçlu ilan edilmelerine karşın asıl suçun toplumdaki transfobi, homofobi ve cinsiyetçilikten kaynaklandığını söylüyor. Bunu şöyle açıklıyor: “Diyelim ki trans bir birey, yaralama sebebiyle cezaevindeyse sebebi belki de transfobik bir saldırıya karşı koymaktır. Benzer şekilde, eşi tarafından ekonomik şiddete uğrayan bir kadın, gidip bir yerden bir şey çaldığında ‘suçlu’ olarak cezaevine konulan kişi oluyor.”
Tamamı "şuradan" okunabilir.



Trump Temmuz ayında Twitter üzerinden trans bireylerin orduya artık alınmayacağını, var olanlarınsa tıbbi masraflarının karşılanmayacağını açıklamıştı.
Washington mahkemesi hakimi , Amerikan ordusuna alımlar konusunda Obama döneminde başlatılan uygulamaya geri dönülmesi kararını verdi. Bu uygulamaya göre trans bireylerin orduya katılmasında bir engel bulunmuyor.
Yargıç ayrıca, başkanlık direktifinin "herhangi bir gerçekle desteklenmediğini" ve ordu tarafından da reddedildiğini belirtti.
Yargıç Kollar-Kotelly şikayetçilerin, Trump'ın cinsiyet değiştirme ameliyatlarını ordu bütçesinden karşılanmasını yasaklayan direktifiyle ilgili başvurusunu ise reddetti.


 euronews,bbc

Kurumu tarafından eşcinsel olduğu gerekçesiyle devlet memurluğundan çıkarılan bir kamu görevlisi, aftan yararlanarak memuriyete dönmek istedi.

Kurumu, bu talebi ‘eşcinsel olduğu’ gerekçesiyle geri çevirdi. Açtığı davalar da reddedilen memur, 2013’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.

Ancak başvuruyu 18 Ekim’de görüşen ve karara bağlayan AYM Genel Kurulu, eşcinsel memurun geri dönüş talebini reddetti.

AYM 18 Ekim 2017 Çarşamba Günü Saat 9.30'da YapılanMahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçları


Başvuru Konusu: Başvuru, devlet memurluğundan çıkartılmanın
ardından yürürlüğe giren af kanunu kapsamında yapılan
yeniden atanma talebinin eşcinsel olunması gerekçe
gösterilerek reddi nedeniyle maddi ve manevi varlığın
korunması ve geliştirilmesi hakkı ile ayrımcılık yasağının
ihlali iddiasına ilişkindir.

Sonuç: i. Kabul edilebilirlik yönünden  Anayasa’nın 20.  maddesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA
ii. Esas yönünden Anayasa’nın 20. maddesinin İHLAL EDİLMEDİĞİNE



Şemih Şen




Malta Parlamentosu'nda Çarşamba günü hararetli tartışmaların ardından yapılan oylamada, eşcinsel evliliğe izin veren yasal düzenleme kabul edildi. Yapılan oylamada sadece muhalefetteki milliyetçi bir milletvekilinin ret oyu kullandığı belirtildi.


Yeni yasal düzenleme, eşcinsellerin evlenmesinin yanı sıra heteroseksüel çiftlerle aynı haklara sahip olarak evlat edinmelerine olanak sağlıyor. Bunun yanı sıra yeni yasada, cinsiyeti belli eden "anne,” "baba,” "karı,” "koca” gibi tanımlar yerine cinsiyete işaret etmeyen kavramlar kullanılıyor.




Video



 washingtonpost

Aktivist Lim Tae-hoon NbcNews
         Güney Kore'de askeri mahkeme, bir subaya başka bir  askerle seks yapmaktan altı ay hapis  ve bir yıl görevden uzaklaştırma cezası verdi.* İsimi açıklanmayan subay  kararın ardından fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.



        Güney Kore'de eşcinsellik suç değil, fakat  askeri yasalara göre, ordu personelinin eşcinsel ilişki kurması yasak. 


Silahlı kuvvetleri eşcinselliğin kökünü kazmak için "cadde avı" yapmakla suçlayan İnsan Hakları Örgütleri Nisan ayında Kore Genel Kurmay Başkanı Jang Jun-gyu'nun silahlı kuvvetler içindeki eşcinsellerin izlenmesini istediğini iddia etti.

(*Verilen hapis cezası ertelendi.)



 yonhapnews , bbc , nbcnews

 Tayvan Lgbti                     Tayvan, Asya'da eşcinsel evliliği yasallaştıran ilk ülke olarak tarihe geçti. Anayasa mahkemesi tarafından yapılan açıklamada, "Şu anda Medeni Hukuka göre sadece erkek ve kadın arasında yapılan evlilik tarifi, Anayasa'nın insan eşitliği ve evlilik özgürlüğüne yönelik garantilerini ihlal ediyor" dendi.



 Ülkedeki LGBT aktivisti binlerce kişi, kararı kutlamak için sokaklara çıktı.










Video
 Kaynak
Blogger tarafından desteklenmektedir.