TSK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Birgün'den Nurcan Gökdemir'in Haberinden;
Cinsel yönelimleri nedeniyle ordudan atılması istenen bir askerle ilgili yargılamayı yapan Askeri Yargıtay 1. Dairesi, Askeri Ceza Kanunu’nun, “Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunan asker kişiler hakkında TSK’dan çıkarma cezasına, erbaşlar hakkında rütbenin geri alınmasına hükmolunur” şeklindeki maddesinin iptali için AYM’ye başvurdu.

Askeri Yargıtay 1. Dairesi, başvurusunda askerlerin “doğal olmayan cinsel davranışlarının askerlik mesleğinin onurunu zedeleyeceği veya disiplinsizliğe neden olacağı konusunda somut gerekçeler ortaya konulmadan” TSK’den çıkarma cezası ile cezalandırılmasının adalet duygusuyla bağdaşmadığını savundu. “Özel hayatın en mahrem kısmında yer alan cinsel faaliyetleri nedeniyle bir kişinin meslekten atılmasının özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkına ölçüsüz bir müdahale oluşturduğu” savunulan başvuruda, askerler cezalandırılırken emniyet görevlilerinin veya mülkiye, yargı ve din hizmetleri gibi görevlerde çalışanların bu cezaya çarptırılmadıklarının altı çizildi.


Başvuruyu oy çokluğuyla reddeden AYM, Askeri Ceza Kanunu’nda öngörülen cezai yaptırımların esas amacının, askeri disiplini korumak ve sürdürmek olduğunu bildirilen kararda şöyle denildi: “Bu açıdan bakıldığında askeri disiplinin korunması ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesini sağlamaya yönelik olarak özel hayatın en mahrem alanında kalan cinsel davranışlar gerekçe gösterilerek asker kişiler hakkında TSK’den çıkarma, erbaşlar için rütbenin geri alınması cezasını öngören kural; meşru bir amaca dayanmaktadır. Askerlik mesleği, disiplin ve fedakarlık temeline dayanır. Bundan dolayı bu görevi ifa edenlerin güven, itibar ve saygınlığın gereği olarak katı meslek ilkelerine tabi tutulmaları olağan karşılanmaktadır.” ...


“Kural, istisnai bir alanda ve dar kapsamlı olduğundan sınırlı ve ölçülüdür. Özel hayatın korunmasını, istisnai bir alanda ve anayasal ilkelere uygun olarak asgari oranda sınırlandıran düzenlemenin birey hakları ile kamu yararı arasında açık bir dengesizlik oluşturduğu söylenemez” denildi....


Askeri hastanelerin, 'çürük raporu' almak isteyen eşcinsel erkeklerden istekleri bitmiyor. Eskiden 'ilişki resmi' istenirdi, artık 'Ailenizi çağırın görüşelim' deniyor, o da inandıramazsa bir hafta 'pembe koğuş'ta yatmaları isteniyor.

'Pembe tezkere'ye koğuş işkencesi




Eşcinselliği ‘psikoseksüel bozukluk’ olarak nitelendiren Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), eskiden ‘çürük raporu’ almak isteyen eşcinsel erkeklerden pasif olarak girdiği cinsel ilişki sırasında çekilmiş fotoğraf isterdi. Şimdilerdeyse yüzlerce soruluk kişilik testleri çözmeleri isteniyor, ‘ev-ağaç ve insan’ resmi çizdiriliyor, onlarca psikolog tarafından sorguya çekiliyor, bunlar inandırıcı bulunmazsa da ‘aile görüşmesi’ talep ediliyor. Eğer aile görüşü de yetmezse kişilerin askeri hastanenin ‘pembe koğuş’ takma adlı psikiyatri bölümünde günlerce yatmaları gerekiyor. Bazen bu ‘delil toplama’ işlemleri, kişinin ‘düzelme ihtimali’ hesaba katılarak erteleniyor, ‘seneye tekrar gel’ deniyor. TSK’nın yeni uygulamalarını mağdurlarından dinledik.

‘Ne duymak istiyorlarsa onu anlattım’ 
27 yaşındaki mağaza görsel tasarımcısı Serhat, şubatta Haydarpaşa GATA’dan istenen aile görüşmesine annesini götürmüş. “Klasik Türk annelerinden değildir” dediği annesi Sevda Hanım anlatıyor: “Konuştuğum genç, deneyimsiz bir psikologdu. Önce ‘Oğlunuz makyaj yapıyor mu?’ diye sordu. Hiç yapmamasına rağmen ‘Evet, ara sıra fondöten kullanıyor’ dedim. Oğlum feminen değil, ama belli ki onlar eşcinsel deyince böyle bir şey hayal ediyor. Sanki takım elbiseyle gezen erkekler eşcinsel olamaz! Yapılan hiç etik değil, ben rahat bir anneyim ama bu sorgu faslının birçok anne-baba için çok kötü bir deneyim olacağı kesin.” Anne sorgudayken Serhat’a gelen sorulardan bir kısmı da şöyleymiş: “Aktif misiniz pasif mi? Kaç kişiyle beraber oldunuz? İlk isimleri neler? Partnerlerinizi nereden buluyorsunuz? Kızlardan hiç hoşlanmıyor musunuz? Hoşlansanız iyi olmaz mıydı?..”

‘Erkek gibi adamsın, git yap aslanlar gibi’ 
Korhan, 25 yaşında, yönetmen. Önümüzdeki hafta GATA’da kurula çıkacak, fakat önce ailesinden biriyle konuşmak istiyor doktorlar. Korhan, babasının kalp hastası olduğunu, ailesiyle bu konuda konuşmadıklarını defalarca dile getirse de talep değişmemiş. Korhan, “Aileme 2007’de söylemeye çalıştım ama kaldıramadılar. Özellikle de babam… Bypass olmuştu zaten, çok üzüldüğünü görünce konuyu kapattım, bir daha konuşmadık” diyor. GATA’daki konuşmayı şöyle anlatıyor Korhan: “Uzman doktor, ‘Erkek gibi adamsın, ne diye gitmeyeceksin ki. Git yap aslanlar gibi’ dedi. ‘Anlamadınız galiba ben eşcinselim’ dedim. Bunun üzerine doktor, ‘Kimseye söylemezsen nereden bilecekler?’ dedi. Doktor daha da ileri gidip, ‘Ha ben rahat duramam diyorsun yani...’ deyince odadan çıktım. Dışarıdaki kâtip önümüzdeki hafta kurula çıkacağımı söyledi, elime bir kâğıt tutuşturdu. Belgede aile görüşmesine dair ibare yok ancak arkasında el yazısıyla doktorun yazdığı bir not var: ‘Mümkünse aile görüşmesi...”

‘Pembe Koğuş’ta bir hafta 
‘Yeterince efemine’ bulunmayan Özgür’den, önce aile görüşü istenmiş, sonra da GATA’nın psikiyatri bölümünde bir hafta yatması... Özgür, çalıştığı bardan izin alarak GATA’da geçirdiği bir haftayı anlatıyor: “Kimliğinizi elinizden alıyorlar. Bölüm binasının dışına çıkmak yasak, hatta bahçeye bile çıkamıyorsunuz. Cep telefonu da yasak. Sabah da erkenden kaldırıyorlar askeri usul. Psikiyatrla görüşüyorsunuz, bir de öğrenciler geliyor konsültasyonlara. En sonunda kırıtmaya, tırnağımı törpülemeye başladım. Normalde hiç yapmadığım şeyler, ama anca böyle ikna olacaklardı.” Özgür, her şeye rağmen hastanedeki bir haftayı askere gitmeye tercih ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Taciz, tecavüz, her şey olabilir askerde. Bir arkadaşıma tecavüz etmişlerdi.”

Hakem Halil İbrahim Dinçdağ, eşcinsel olduğunu beyan ederek askerlikten muaf raporu aldıktan sonra hakemlik yapmasına izin verilmemesiyle gündeme gelmişti. Dinçdağ, askeri bürokrasinin çarklarına takılınca yaklaşık bir ay boyunca çeşitli hastanelerde yatmaya zorlanmış. “10 gün Sivas’ta, 10 gün Ankara GATA’da, 2011 yazında da iki gün Kasımpaşa’da yattım” diyor. Ankara GATA’daki deneyimi için ‘kâbus gibiydi’ tanımını yapıyor Dinçdağ: “Camlarda demir parmaklıklar var. Yan odada bir hasta geceleri kriz geçiriyordu, kapının arkasına dolap dayıyorduk uyumadan önce. Doktorlar, komutan edasıyla hastalara zulüm uyguluyor.”

Yasalara aykırı 
LAMBDA’nın avukatı Fırat Söyle, yönetmelikte ‘seksüel davranış bozukluğu’nun nasıl saptanacağına dair hiçbir bilgi verilmediğini, bu yüzden ‘çürük raporu’ almak isteyen geylerin her hastanede farklı ve keyfi uygulamalara tabii tutulduğunu anlatıyor. “4-5 yıl önce rektal muayene yapılırdı, ilişki sırasında çekilmiş fotoğraf istenirdi. Bunlar basının dikkatini çekince vazgeçildi. Son birkaç yıldır aile görüşü isteniyor. Bir de hâlâ kişide ‘hastalık olup olmadığının’ anlaşılması için en fazla iki hafta, çoğunlukla 3-5 gün arasında hastanede kalıyorsunuz” diyor. Söyle, uygulamaların özel hayatı deşifre ettiği için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesini, ayrıca anayasa ve ceza kanununda da yer alan özel hayatın gizliliği ile ilgili maddeleri ihlal ettiğini belirtiyor. Söyle, haklarını aramak isteyenlere “Bunun AİHM’ye kadar yolu var” tavsiyesinde bulunuyor. (...)
Haber Bağlantıları; http://www.radikal.com.tr/Pembe Tezkere yeni dönem



yeni rapor sürecimizin mottosu budur. "kadın kılığında olsun ama müstehcen olmasın, peruk taksın ama etik çerçevede kalsın, makyaj yapsın ama televizyona çıkabilecek türden olsun" taraf gazetesi'nin son haberine göre gümüşsuyu askeri hastanesi psikiyatri bölümünden böyle bir istek gelmekteymiş.

habere konu olan bedeni ve ruhuyla barışık eşcinsel ahmet, hastaneye gittiğinde, kişilik testini yanıtlayıp bu işkenceyi bitireceğini düşünürken, doktor; "bunlardan getir" diyerek 3 fotoğraf uzatır. fotoğraflardan birinde mavi külotlu çoraplı, peruklu ve sakallı bir erkek vardır. resimli anlatımı * yadırgayan ve anlamlandıramayan ahmet'in yardımına doktor şu sözlerle koşar; "televizyona çıkabilecek fotoğraflar istiyorum, müstehcen şeyler olmasın. huysuz virjin tarzında olsun"

askeriyenin bizlere sağladığı bu kolaylığa müteşekkir kalmamız gerekirken(!) biliyorum boş durmayacağız ve biz yine eleştireceğiz. *



bunu okuyanlar bunu da okur "generallerin gay porno arşivi". 
 madisozluk



(madi 02/01/2012 05:38)
Haber Bağlantıları;
www.habera.com/..>

Eşcinsellerin, askerlikten muaf olmak için almak zorunda oldukları 'pembe tezkere' film oldu. Söz 'Çürük'ün anlatıcısı ve yönetmeninde 

 

Bu sene ilki düzenlenen Pembe Hayat KuirFest’in en çok konuşulan filmlerinden biriydi ‘Çürük’. Eşcinselliğin Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde ‘psikoseksüel bozukluk’ olarak kabul edilmesini ve askerlikten muafiyet gerekçesi sayılmasını sorgulayan film, tanıklığına başvurduğu geylerin özel izniyle Türkiye’de ilk kez seyirciyle buluştu. Geylerin ‘pembe tezkere’ olarak da bilinen ‘çürük raporu’nu almak için girdikleri sıkıntılı süreçleri anlatan filmde kendi rapor alma öyküsünü paylaşan, ismi bizde saklı anlatıcı ve Alman yönetmen Ulrike Böhnisch ile konuştuk...

Filme dahil olma sürecinizi anlatır mısınız? Türkiye’de “Tamam, olur” diyen ilk kişi bendim. Başta önyargılıydım. Almanya’dan biri gelmiş, eşcinsellerle ilgili oryantalist bir film çekecek diye düşünmüştüm. Ama daha sonra yapmak istediğinin önemini anladım. Dahası Türkiye’de bunu dert etsek bile hiçbirimizin çekemediğini, el mahkûm yurtdışından birilerinin çekmesi gerektiğini, bunun kamuoyu oluşturmak için de önemli olduğunu düşündüm ve karşılıklı güven sağlayarak yer almaya karar verdim.

Bunun konuşulması gerçekten de çok mu zor? Kesinlikle! Her şeyin başında yasal sıkıntı yaşamaktan, cezalandırılmaktan söz ediyoruz. Ama beni en çok korkutan, bu görüntüyü alıp gidip seninle hiç paylaşmayan bir yabancıya denk gelmek ve sonrasında başını alamayacağın sorunlar yaşamaktı. Ama Uli bütün aşamaları paylaştı, projeye güvenmemi sağladı. Radikal Tamamı-Artık makyajlı fotoğraf isteniyor

--------------------------------------------------------------- 

Fotograf: Cole Mohr for The Block Magazine

Deniz Harp Okulu’nda ‘gay’ ilişki yaşandığı iddiasıyla başlatılan soruşturmada Askeri Savcılık, ‘delil bulunamadığı’ gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Geçtiğimiz yıl nisan ayında gelen bir ihbar üzerine başlatılan soruşturmada adı geçen 32 öğrenciden bir kısmının kendi isteğiyle okuldan ayrıldığı, bir kısmının ise idari soruşturma sonunda ‘disiplinsizlik’ gerekçesiyle atıldığı ortaya çıktı.

Deniz Harp Okulu Komutanlığı’na gelen bir ihbarda öğrencilerden A.K. ile A.E.’nin okulun tuvaletinde eşcinsel ilişki halindeyken yakalandığı iddia edilmişti. İhbarda adları verilen 32 öğrencinin okulda eşcinsel ilişkiye girdikleri ve gay oldukları öne sürüldü.

‘ASKERLİĞE ELVERİŞLİ RAPORU’

İhbar üzerine başlatılan soruşturmada öğrencilerin ifadesi alınarak, bilgisayarlarında inceleme yapıldı. Bazı öğrencilerin bilgisayarlarında gaylere ait porno görüntülere rastlandı. Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı da soruşturma başlattı.

Askeri Savcılık, yaklaşık 1.5 yıldır sürdürdüğü soruşturmada 32 öğrencinin ifadesini aldı. Haklarındaki ‘gay’ iddialarını yalanlayan öğrenciler, savcılık tarafından doktora sevk edildi. Sevk kararında, ‘öğrenciler hakkında eşcinsel ilişki iddiaları olduğunu, eşcinsel kişilerin askerlik yapamayacağını bu nedenle öğrencilerin askerliğe elverişli olup olmadığının’ tespiti gerekçesi yer aldı. Öğrencilerin tamamına ‘askerliğe elverişlidir’ raporu verildi. Askeri Savcılık, soruşturma sonunda ‘delil bulunamadığı’ gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.

Habertürk

TSK'nın keyfi eşcinsellik mauyenesi - T24

T24- Amerika'nın uluslararası politika ve ekonomi dergisi Foreign Policy'ye yazan Piotr Zalewski, ABD'nin eşcinsellere orduda hizmet yasağını kaldırmayı tartışırken, Türkiye 'de ne Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ne de AKP'nin böyle bir yasağı kaldırmayı düşündüklerini söyledi. Zalewski, eşcinsel olduklarını ispatlamak zorunda kalanların askerlik öncesi yapılan muayenede keyfi muameleye maruz kaldıklarını yazdı.



Foreign Policy dergisinden Türkçe'ye çevrilerek Radikal gazetesinde yayımlanan (6 Aralık 2010) yazı şöyle:


TSK'nın eşcinsel erkeklere muamelesi korkunç


ABD eşcinsellere orduda hizmet yasağını kaldırıp kaldırmamak üzerinde kafa yorarken, Afganistan ve Irak’ta birlikte çalıştığı NATO müttefiklerine danışabilir. İttifakın 28 üyesinin büyük çoğunluğu eşcinsellerin kimliklerini açık ederek hizmet etmesine izin veriyor. Fakat Türkiye öğretici ve aşırı uçta bir tezat.

ABD’nin ‘sorma, söyleme’ politikası 20 yıl önce yürürlüğe konulduğundan beri ateşli siyasi tartışmaların konusu olurken, Türkiye’deki yasak pek az meydan okumayla karşılaştı. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf eşcinselliğin ‘tedavi edilmesi gereken bir hastalık’ olduğunu ilan ettiğinde, yaygın inancı beslemekle kalmıyor, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmi tutumunu da tekrarlıyordu.


Gerçekten de Türkiye’nin eşcinsel askerleri rutin bir biçimde, askeri yetkililerin aşağılamasına katlanmak zorunda bırakılıyor. Bu akıbeti bilhassa korkunç hale getiren şeyse, Türk erkeklerinin askerlikten kaçmasının pratikte imkânsız olması. Hizmete uygun olmadıklarını kanıtlama yükü de onların omuzlarında.
Muafiyet sadece iki şartta mümkün: Zihinsel veya fiziksel engel ve eşcinsellik. Türkiye vicdani ret hakkını tanımıyor.


Akrabaları tarafından reddedilmekten ve işverenlerin ayrımcılığından korkan birçok eşcinsel, cinsel yönelimleri konusunda yalan söylemeyi tercih ediyor. 20’lerinin ortasındaki eşcinsel bir asker olan S., şöyle diyor: “Her iş görüşmesinde askerliğinizi yapıp yapmadığınızın sorulması ve niçin yapmadığınızı açıklamanız istendiği için, askerlikten muaf olma kararı sizi hayatınız boyunca damgalıyor. Bazıları bunun yerine eşcinselliğini reddedip askere gitmeye karar veriyor.”


Sözümona bilimsel testler...

Birçok eşcinselin cinsel yönelimlerini saklamasının bir diğer nedeni, kanıtlama zorunluluğunun yol açtığı aşağılamadan kaçınmak. Ordunun sağlık düzenlemesine göre, bir eşcinselin hizmetten muaf tutulması için ‘cinsel davranış bozukluklarının aşikâr olduğunun ve askeri bir bağlamda ortaya çıktığında sorun yaratacağının kanıtlanması gerekiyor’. Askeri sağlık kurullarında deneyimi olan psikiyatrist L.’ye göre, “Bir erkeğin eşçinsel olması, o şekilde davranmadığı sürece sorun değil.” S. şöyle diyor: “Eşcinsel olmanızın asker olmanızı engellediğini, sizi kadınsı hale getirdiğini, güvenliğinizi etkileyebileceğini, sizi hassaslaştırdığını ve ordunun birliğini tehlikeye atabileceğini kanıtlamanız gerekiyor.”

Dolayısıyla, askerlikten muaf olabilmek için birçok eşcinsel asker, hem eşcinselliklerini hem de bunun onları ne kadar ‘hizmet göremez’ kılacağını belirlemek için tasarlanmış sözümona bilimsel testlere katlanmak zorunda kalıyor. S., “Bazı testlerde ağaç, ev ve insan çizmem gerekti. Sonra niçin öyle çizdiğinize dair soruları yanıtlamanız gerekiyor” diyor. Diğer eşcinseller, çocukken oyuncak bebekle oynamayı sevip sevmediklerinin veya kadın kıyafeti giymekten zevk alıp almadıklarının sorulduğunu anlatıyor.


Fotoğraf muamması

Bazıları anal ilişki sırasında çekilmiş fotoğraflarını vermelerinin istendiğini söylüyor. O zaman bile yetkililerin özel bir kriter uyguladığı söyleniyor. Orduya ve Türk toplumunun büyük kısmına göre, bir başka erkekle ilişkiye girmek illaki eşcinsel olduğunuz anlamına gelmiyor; pasif konumda bulunmanız gerekiyor. 20’lerinin ortasındaki K., bu yıl askere çağrıldı.


Yaşadıklarını şöyle hatırlıyor: “Sağlık kontrolüne ilk kez gittiğimde psikiyatriste eşcinsel olduğumu söyledim ama numara yaptığımı iddia etti” diyor. K. askeri bir hastanede bir gece geçirmek zorunda bırakılmış ve bir diğer doktor, eşcinselliğini belgeleyen fotoğraflar istemiş. K. bir arkadaşından, erkek arkadaşıyla ilişkiye girdiği sırada fotoğraf çekmesini istemiş. Askeri doktorlarla bir sonraki görüşmesinde fotoğraflarını vermiş. İlk doktorun değerlendirmesi geri çekilmiş: K.’nın eşcinsel olduğu ve böylece askerlik yapamayacağına karar verilmiş. K., “Bu münferit bir vaka değil, fotoğraf istenen başka birçok eşcinsel tanıyorum” diyor.



Ordu bu iddiaları kesinlikle reddediyor. Kısa süre önce Gazeteport’a yapılan bir açıklamada, Genelkurmay, ordunun ‘eşcinsel olduğunu söyleyenlerden kesinlikle fotoğraf veya video istemediğini, eğer bir kişi fotoğraf veya video getirirse de bunların süreçte göz önünde bulundurulmadığını’ belirtti.

Şunu kabul etmeli ki, ordunun sağlık düzenlemesi fotografik kanıt gereğine değinmiyor. L.’ye göre sorun, ordu psikiyatristlerinin eşcinsel numarasına yatan erkekler konusunda aşırı derecede tetikte olmasından kaynaklanıyor. (Ordunun vicdani ret hakkını reddetmesi göz önünde bulundurulduğunda, fiziksel engel dışında heteroseksüel erkeklerin askerlik yapmaktan genellikle tek kaçış yolu bu.) L., “Doktorlar, askerlikten kaçınmak isteyen bazı insanların yalan söylemesinden korkuyor. Eğer bir adama psikoseksüel bir rahatsızlığı bulunduğunu belirten bir rapor verirseniz ve o adam sonra gidip evlenirse, başınız belaya girecektir” diyor.

Bir hastaneden ötekine



Fakat yetkililer fotoğraf istemese bile süreç asap bozucu olabiliyor. V., askerlikten muaf tutulabilmek için, üç yıl boyunca dört askeri psikiyatri hastanesinde haftalar geçirmek zorunda kalmış. Bana şunları anlatıyor: “İlk hastanede, eşcinsel olduğumu söylemiş olmama rağmen, askerlik yapabileceğimi ilan ettiler. İkincisinde askerlik yapamayacağım söylendi. Üçüncüsünde psikiyatrist eşcinsel olduğumu kabul etti fakat muafiyet raporu alacak kadar ‘efemine olmadığımı’ söyledi. Yine de nevrotik olduğuma dair bir rapor verdi.”
En kötüsü dördüncü hastaneymiş. V., “Orada neredeyse iki hafta boyunca kaldım” diyor. Bir cerrah V.’yi rektal muayeneye tabi tutmaya karar vermiş. V., “Adam parmağıNı deformasyon kontrolü yapmak için makatıma soktu. ‘Ooo, çok sıkı. Çok iyi bir asker olacaksın’ diye espiri yaptı. Parmağı hâlâ içerideydi.” V. ancak askeri doktorların bir aile üyesinin tanıklığını dinlemesinin ardından hizmet göremez raporunu alabilmiş.


AB destekli metne imza yok

AKP bu yasağı kaldırmak yönünde hiçbir adım atmadı. Ordunun siyasi nüfuzunu önemli ölçüde kırsa da, İslamcı bir partinin küllerinden doğan AKP’nin bu konuda orduyla karşı karşıya gelmesi muhtemel değil. Hükümet ilk seçim zaferinden beri cinsel azınlıkları korumak için hiçbir yeni yasa geçirmedi. Ülkenin LGBT toplumunun, anayasanın cinsel yönelime bakılmaksızın eşitlik sağlayacak şekilde değiştirilmesi çağrısına da kulak asmadı. Türkiye’de eşcinsellik yasak olmasa da, ülke 2008’de, eşcinselliğin dünya çapında suç olmaktan çıkarılması yönündeki AB destekli metni imzalamayı reddetti. Halkın yaklaşımı da sorunlu. Yasaların ve siyasetin muazzam bir dönüşüm geçirdiği bir ülkede, bu konudaki tabular yerli yerinde duruyor. 2006 tarihli bir çalışmaya göre, kentli eşcinsel veya biseksüellerin yüzde 23’ü tacize maruz kalmış.

Ordunun eşcinsellere ayrımcılığı muvazzaf askerleri de kapsıyor. Ne kadar sadık veya cesur olurlarsa olsunlar, L.’ye göre eşcinsel askerler, ‘psikoseksüel bir hastalıklarının bulunduğu gerekçesiyle ordudan atılacakları’ konusunda endişe içinde yaşıyor. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri cesareti onurlandırmak yerine korku salmak yönünde bir politika benimsemiş durumunda.

Hıncal Ağbim soruyor: "Eşcinseller konusunda asker ne yapmalı?"
Asker yasalar ne diyorsa onu yapar. Bu konuda siyasetçiler ne yapmalı ?
Zamanı geldi, ellerini taşın altına koyacaklar. Her şeyden önce, Türkiye'yi "Cinsel ayırımcılığı yasaklamayan tek Avrupa ülkesi" olmaktan kurtaracaklar ki bu, bazılarının pek meraklı olduğu AB'ye giriş koşullarından biridir. Tüm AB ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de cinsel ayırımcılık yasal olarak engellenince, Türk Silahlı Kuvvetleri, "Eşcinsel asker almam" diyemeyecek, eşcinseller veya kendilerini öyle gösterip askerlik hizmetinden kaçmak isteyenler de başka bahane arayacaklar veya her vatan evladı gibi, tıpış tıpış askere gidecekler.
Türkiye Cumhuriyeti'nde eşcinsel ilişki hiçbir zaman yasak olmadı. Yakın gelecekte,....Devamı Kaynağından

Mehveş Evin, Alman medyasının ortaya attığı konuya parmak uzatmış.. Türk Silahlı Kuvvetleri ve eşcinsel erkekler..
Okudum. Bir daha okudum.
Mehveş, eşcinselliğini saklayıp askere gidenlerin başına gelenlerden söz ediyor.
Eşcinselliğini açıklayamadığı için "Vicdani red" bahanesiyle askerden kaçmaya çalışanları anlatıyor. "Ben eşcinselim" diye askerlikten muaf olmak isteyenlerin başına gelenleri de anlatıyor..
Ama kendisi ne diyor, ne istiyor, nasıl çözüm öneriyor, onu anlatmıyor.. Ya da ben anlamadım.
Şimdi Sevgili Mehveş,
Sence eşcinseller askere alınmalı mı?.
Alınırsa, askerde başına o dediklerinin gelmemesi için ne yapmak lazım?.
Alınmamalıysa nasıl?.
Günümüzde, askerde Doğu'ya gidip gelmeme tehlikesi büyük boyutlarda varken ve eşcinsellik de artık, fevkalade hoşgörü ile karşılanırken, askerden sıyırmak için "Ben eşcinselim" diyenleri nasıl ayırt edeceğiz, önerin var mı?.
Benim yok.. O yüzden tüm içtenliğimle soruyorum, konuya el atanlardan..
Önerileriniz ne?..
Asker ne yapmalı?.
Kaynak Sabah Gazetesi
Mehveş Evin'in Yazısı


“Askerlik hizmetinden muaf tutulacak eşcinsellerden fotoğraf kanıtı istendiği” iddiasının 2008, 2009 ve 2010 İlerleme Raporlar’ında da yer aldığı anlaşıldı.

Askerlik hizmetinden muaf tutulacak eşcinsellerden kanıt olarak fotoğraf istendiği yönünde bir haber yapan Alman Der Spiegel dergisi, TSK tarafından Alman Basın Konseyi’ne şikâyet edildi ancak, bu vurgu üç yıldır Avrupa Birliği tarafından da yapılıyor.

AB Komisyonu, bu konuya ilk olarak 2008’de yayımladığı İlerleme Raporu’nda değindi. Bu belgede eşcinsellerden durumlarını doğrulama amaçlı “kanıt” istendiği tespitinde bulunulurken, 2009’da yayımlanan rapora “fotoğrafik kanıt” vurgusu eklendi.

9 Kasım’da yayımlanan 2010 İlerleme Raporu’nda da konuya ayrımcılıkla mücadele başlığı altında değinildi. TSK’nin sağlıkla ilgili yönergesinde homoseksüelliğin, “psikoseksüel” bir hastalık olarak görüldüğünün belirtildiği raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Askere çağrılan kişilerin, eşcinsel olduklarını beyan etmeleri halinde, fotoğrafik kanıt sunmaları gerekmektedir. Bazı kişilerin de aşağılayıcı tıbbi sağlık testlerinden geçmeleri gerekmiştir.”

Kaynak: Milliyet

Der Spiegel olmasa bir şehir efsanesi daha yıllarca konuşulacaktı. Alman dergisinin, “General için pornolar” başlıklı haberinde Türkiye’deki eşcinsellerin askere fotoğraflı, videolu belge sunması istendiği yazıyordu. Türk basınında bu haber, TSK’nın yalanlamasıyla gündeme geldi. Böylece TSK, tarihinde ilk kez eşcinsellikle ilgili görüş belirtmiş oldu.
TSK, dergiyi Alman Basın Konseyi’ne şikayet ederken, Türk basını “Dünyanın en büyük porno arşivi TSK’da” gibi başlıkların dışında içeriğe pek itibar etmedi. Bu arada AB Komisyonu’nun raporunda da “TSK’nın eşcinselliği bir hastalık olarak gördüğü” ifadesine yer verdiği ve sivil toplum örgütlerinin fotoğraflı belgeden bahsettikleri ortaya çıktı. 
Merak edip Spiegel’de yayınlanan haberin orijinalini okudum. Haberde, ismini vermeyen iki kişinin yanı sıra bir kişi, başına gelenleri açık seçik anlatıyor. Ayrıca Lambda, avukatlar ve ismini vermek istemeyen bir psikiyatristin görüşleri de yer alıyor.
Tek yanlı analiz mi?
İlginçtir, buna rağmen haberi verenler “tek yanlı bir analiz” ve “eşcinsellik konusunda Türkiye’yi yargılayıcı” gibi yorumlar eklemişti... Herkes Türkiye düşmanı ya! Habere ve tartışmalara dair dikkat çekenler şöyle:
- Spiegel’deki haber, sadece TSK’yı eleştirmiyor. “21. Yüzyıla, AB’ye üye olmaya çalışan bir ülkeye yakışmayan bir hikaye... Erdoğan’ın muhafazakar iktidarını, eşcinseller konusundaki tavrının ne olduğunu bir kez sorgulatan bir öykü...” deniyor.
- TSK, ‘üst kademe ile porno’ kelimelerinin ilişkilendirmesine fena halde içerledi. Ancak haberdeki asıl unsuru, yani eşcinselliğin bir hastalık olarak görüldüğü kısmına dair yorum getirmedi.
- Eşcinsellerden belge istendiği, yıllardır konuşulur. Üstelik bu konuda haber de yapıldı. Fakat kol kırılır yen içinde kalır misali, TSK hiçbirine şimdiye dek cevap vermedi. Ta ki Alman basınında gündeme gelene kadar. 
- Atlanan bir ayrıntı daha: ‘Cinsel bozukluk’ teşhisiyle askere alınmayanların, işe alınmama riskleri var. Diğer taraftan da eşcinselliğini gizleyerek askere gidenlerin başına gelenlerle ilgili anlatılan korku hikayeleri...
- Haberde ismini açıklayan tek kişi, Mehmet Tarhan. Kürt ve eşcinsel olduğunu saklamayan Tarhan, cinsel kimliğini deşifre etmek yerine vicdani retçi oldu. TSK soruşturma açtı ve dört yıl hapis cezası istendi. Bir yıl hapis yatan Tarhan, vicdani retçilerin sembol isimlerinden. Ancak necip basınımızda Tarhan da itinayla görmezden gelindi. Temel haklar?
Farklı tanıkların şahitliklerine rağmen, TSK’nın eşcinsellerden görüntülü belge istemediğini ve tüm bunların uydurulmuş hikayeler olduğunu varsayalım... Yine de devletin eşcinsellikle ilgili ciddi sorunları olduğunu hiçbirimiz inkar edemeyiz. Aile Bakanı’nın eşcinsellik yorumları hâlâ kulaklarımızda çınlıyor. 
Beğenin beğenmeyin, Alman gazeteci eleştirilerinde haklı. Türkiye, cinsel tercihleri yüzünden hâlâ aşağılanan, ömür boyu damgalanan, hırpalanan insanlarla dolu. Temel haklar konuşuluyor ya, başörtüsü özgürlüğü filan... Biraz da meseleye buradan bakalım o zaman. 


RAPOR SONRASI ÇiLE BiTMiYOR
A.A, ‘D/17 F4’ koduyla aldığı raporu KAOS-GL dergisinde şöyle anlatıyor:
- Bu raporu seneler önce ben de aldım, almaz olaydım. Hep iyi tarafından bakmayın olaya. Raporu alıncaya kadar çekilen çile ayrı, rapor alındıktan sonra hayat boyu çekilen çile ayrı.
- Feminen bir tip değilim. Hiç belli etmeden askerlikte yapabilirdim. Ama oradaki ortam askerlik yapamayacağım kanaatine vardırdı beni.
- Aynı süreci bende yaşadım, psikiyatri servisinde 15 gün anal muayene, ilişkide çekilmiş resim, minesota kişilik testi ve çürük raporu elimde.
- Asıl olay bundan sonra. Gecenin bir vakti, elinde raporla Suriye sınırında bir karakol kapısında kendini bulan biri. Ve hayatı boyunca karşısına çıkacak bir kağıt parçası. Yeni bir iş mi arıyorsun?, Fabrikaya mı başvuracaksın? Dua et de terhis belgesi istemesinler!


Kaynak

En büyük “gay porno” arşivi hâlâ bizim orduda - FIRAT ALKAÇ - Istanbul - 15.11.2010

Alman Der Spiegel dergisi “Dünyanın en büyük gay porno arşivi TSK’da” yazdı. Genelkurmay Başkanlığı dün “Eşcinsellerden fotoğraf veya görüntü istemiyoruz” açıklaması yaparak dergiyi Alman Basın Konseyi’ne şikâyet etti. Eşcinsel derneği LAMBDA’nın avukatı ise Genelkurmay’ı yalanladı.

Kanıt isteniyor

Alman Dergisi Der Spiegel iki hafta önce “Türk eşcinseller ve askerlik” konulu bir analiz yazısı yayımladı. Makalede, Türkiye’de yaşayan eşcinsellerin askerlikten muaf olmak için cinsel tercihlerini fotoğraf ya da görüntüyle kanıtlamaları iddia edildi. “Türkiye’de eşcinsellik bir hastalık, Türk ordusu da bunu böyle kabul ediyor ve kanıtlanmasını istiyor” diye başlayan makalede, eşcinsel olduğunu açıklayan kişinin bir erkek arkadaşıyla birlikte olup, bunu ayrıntılarıyla kameraya alarak askeri yetkiliye göndermesi gerektiği savunuldu. Bu görüntü ve fotoğrafların arşivlendiğini belirten dergi “Dünyanın en büyük gay porno arşivi TSK’da” iddiasını da ortaya attı.

Karargah yalanladı

Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı ise Der Spiegel’in bu iddiasına, dergiyi Alman Basın Konseyi’ne şikayet ederek yanıt verdi. Yapılan açıklamada ise “Eşcinsel olduğunu beyan edenlerden fotoğraf veya görüntü istenmemektedir. Kişi getirse dahi dikkate alınmamaktadır. Bu tarz fotoğrafların arşivlendiği iddiası da kesinlikle doğru değildir” dendi.

Bu yıl fotoğraf istiyorlar

Eşcinsel derneği LAMBDA’nın avukatlarından Fırat Söyle ise Taraf’a yaptığı açıklamada yakın zamana kadar birçok askerlik şubesinin muayene sırasında eşcinsellerden fotoğraf veya video istediklerini belirterek şunları söyledi: “TSK’nın Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde ‘Seksüel davranış bozukluklarının askerlik ortamında bilinerek sakıncalara yol açması, bu durumun kıt’a anketi veya resmî belgelerle saptanması gereklidir’ deniyor.

Yönetmelikte açıkça geçmeyen ama uygulamada uzun süre devam eden durum, eşcinsel olduğunu beyan eden kişilerden ilişki pozisyonunda çekilen fotoğraf veya video talepleridir. Son bir yıl içinde asker hastanelerine başvuran kişilerden fotoğraf video istenmemektedir. Ancak rapor alma sürecinde kişiden yüzü makinaya dönük ve ilişki halindeyken fotoğraf istenmiştir. Bu süreci yaşayan yakın çevremizde birçok insan var.

Mağdurlardan özür dilensin

Bu yöndeki keyfi uygulama, kişiyi rapor alma düşüncesinden caydırmaya yöneliktir. ‘Askerliğe elverişli değil’ raporunu alan kişi öncelikle ailesi ve işyeri ile sorun yaşamakta ve en önemlisi özel hayatı deşifre edilmektedir. TSK acilen bu yönetmeliği uluslararası sağlık örgütlerinin güncel verileri doğrultusunda tashih etmeli ve fotoğraf istenen kişilerden de özür dilenmelidir” dedi.

http://taraf.com.tr

Taraf gazetesi yazacak değil ya, haber Avrupa’nın en çok satan ve en saygın haftalık dergilerinden biri olan “Der Spiegel’den” geldi. Ben ise, yıllar önce yazmıştım:  “eşcinsellerin askerlikten muaf olmak için, eşcinsel olduklarını fotoğraf ya da görüntüyle kanıtlamaları” isteniyor diye. Genelkurmay Başkanlığı’nın Alman Basın Konseyi’ne gönderdiği ve derginin iddialarını yalanladığı cevabında: “Eşcinsel olduğunu beyan edenlerden kesinlikle durumunu belgelemek maksadıyla fotoğraf veya görüntü istenmemektedir. Kişi, fotoğraf veya görüntü getirse bile bunlar askerliğe elverişlilik kararında kesinlikle dikkate alınmamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu tarz fotoğraf ve görüntüleri arşivlediği iddiası ise, kesinlikle doğru değildir.” diyor. Biraz önce kahve içip ayrıldığım bir arkadaşım, dört sene önce askerlik için eşcinsellik beyanı yaptığında, sevk edildiği askeri hastanenin, ondan eşcinsel olduğunu ispatlamak için fotoğraf getirmesi gerektiğini söyleyen psikiyatrına “Ne fotoğrafı?” diye sorduğunda; askeri doktorun çekmecesini çekip onlarca pornografik fotoğrafı masanın üzerine fırlattığını anlattı. Sadece benim bildiğim, tanıdığım yine onlarca genç, eşcinsel oldukları için askerlikten çürük raporu almış, ellerine tıp biliminin kabul etmediği “psikoseksüel hastadır” diye belgeler tutuşturulmuş ve kimlikleri “askerliğe elverişsizdir” diye damgalanmış, aramızda yaşıyorlar.

Hiç şaşırmadım. Bu gazete durup dururken “Yesinler birbirlerini” diye, başlık atmadı. “Eşcinsellik biyolojik bir hastalıktır” diyen Bakan Hanım, gururla koltuğunu koruyor. Başbakan tarafından, “Özgürlükçü yeni anayasa yazmakla” görevlendirilmiş Anayasa Komisyonu Başkanı, homofobisini ifşa ettim diye, bunu hakaret kabul edip beni Cumhuriyet Başsavcısı’na, hakaret davası açması için şikayet etti! Homofobi ve transfobi söz konusu olduğunda bütün duyarlılığını unutup orduyla, iktidarla el ele basınımızın hali meydanda. Bu ülke insan hakları konusunda ordusuyla, iktidarı ile, basınıyla Vatikan çizgisini çok kararlı bir şekilde koruyor.

Kaynak
DÜNYANIN EN BÜYÜK PORNO ARŞİVİ TSK'DA MI?
TÜRKİYE’de askerlikle ilgili tartışmalar yaşanırken, konuya çok farklı bir boyut katanlardan biri de Alman Dergisi Der Spiegel oldu.
Odatv.com web sitesiSpiegel'in bir haberini böyle değerlendirdi:
Maximillian Popp imzalı, yorum-analizin başlığı “Generaller için porno'ydu.
Dikkat ettik, kimseden bir ses çıkmadı, biz de zaman bulup değinememiştik.

Kırmızı mini etekle yakalanan erkek astsubay gidiyor.
Kırmızı mini etekle yakalanan erkek astsubayın TSK’dan çıkarılması işleminin iptali için açtığı dava, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde oy çokluğuyla reddedildi.
ASKERİ Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), İstanbul’daki bir parkta üzerinde kırmızı mini etek, kadın atleti ve ten rengi çorapla yakalanan erkek astsubaya, “psikoseksüel bozukluk” tanısı koyulduğunu, astsubayın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) emeklisi statüsü kazanamayacağını vurguladı. Astsubayın, TSK’dan çıkarılması işleminin iptali için açtığı davanın oy çokluğuyla reddedildiği kararında, “Salt cinsel yönelimi, bir muvazzafın TSK’nın itibarını sarsacak davranışlarda bulunmasına izin vermez” denildi. ‘Karar ölçülü değil’

Blogger tarafından desteklenmektedir.