hukuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

http://goo.gl/5Ft2JK Diyarbakır’da eşcinsel olduğu için öldürülen 17 yaşındaki Roşin Çiçek davasının gerekçeli kararı açıklandı. Bu dava, savcının mütalaasında ‘Roşin’in cinsel yönelimi’ terimini kullanması ve sanıklara müebbet hapis cezası verilmesiyle bir ilk. Davayı kampanyalaştırarak kamuoyuna duyuran SPoD ekibi “Müdahillik karara ışık tuttu” diyor.Emsal Roşin Çiçek - Hürriyet GÜNDEM 

Başbakan Erdoğan’ın LGBT aktivisti ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Beyoğlu İlçe Başkanı Levent Pişkin hakkında bulunduğu suç duyurusu sonucunda açtığı dava, 13 Mart Perşembe 09:00’da Çağlayan Adliyesi 18. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Hatırlanacağı üzere Levent Pişkin, Başbakan’ın “Alevilik Hz. Ali’yi sevmekse ben dört dörtlük bir Alevi’yim” açıklaması üzerine twitter’dan “Erdoğan’dan ‘dört dörtlük ibneyim, ibneliği sizden öğrenecek değiliz’ açıklaması bekliyorum. Öptüm. #AnayasadaLGBT” yazmış, Başbakan Erdoğan da Pişkin hakkında basın yoluyla hakaret suçundan şikayetçi olmuştu. Savunmasında ‘ibne’nin hakaret değil cinsel yönelim ifadesi olduğunu söyleyen Levent Pişkin ise cinsel yönelimini hakaret addettiği için Başbakan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Öte yandan 18 LGBTİ örgütü ve bağımsız LGBTİ aktivistleri de imzaladıkları ortak basın açıklamasıyla davaya sahip çıkarak şöyle seslenmişti: “Eşcinsellik ya da ‘ibnelik’ ne bir hastalık, ne bir günah ne de bir hakarettir. Eşcinsellik, tıpkı heteroseksüellik gibi bir varoluştur. LGBTİ hakları mücadelesi de bir insan hakları mücadelesidir. Başbakan’ın ‘ibne’ kelimesini bir hakaret olarak algılaması, varoluşları yok sayılan, yaşam hakları ellerinden alınan LGBTİleri bir kez daha görmezden gelmesi, bunu yaparken de LGBTİ aktivisti bir arkadaşımızı hedef alması, bizler için kabul edilemez. Levent Pişkin’e açılan davanın hepimize açılmış olduğunu ve bu davada doğrudan taraf olduğumuzu Başbakan’a bildiriyoruz.”
Şimdi o taraf olma günü geldi. LGBT hakları için mücadele eden, heteroseksizme/heteronormativiteye başkaldıran, kimlik hakları eşit vatandaşlık ilkesi altında anayasal güvenceye alınmış özgür bir toplum için mücadele veren herkesi 13 Mart Perşembe 08:30’da Çağlayan Adliyesi’ndeki basın açıklamasına ve ardından da 09.00’daki duruşmaya katılmaya davet ediyoruz.
İbne ifadesi hakaret olmaktan çıkana, kendimizi özgürce ifade edebilene ve gönlümüzce yaşayabilene kadar ‘Hepimiz İbneyiz. Bu davanın peşindeyiz!’



"Hepimiz İbneyiz" Levent Pişkin'le Dayanışıyoruz

Ceza Değişiklik Yasa Önerisinin bugün Meclis’te kabul edilmesi, senelerdir çeşitli hükümetler tarafından
ötelenen ve tartışılmayan insan ihlallerinin önüne geçebilmek için önemli bir adım oldu. Kıbrıs’ın insan hakları ihaleleri ile değil, demokrasi, adalet ve özgürlükler ile anılan bir ülke olması yönünde kalıcı bir adım atıldı. Bu yasa ile kadınların, LGBTQ bireylerin, çocukların ve engelli bireylerin ceza yasası kapsamlarında korunması ve İngiliz sömürge zamanlarından yasada bulunan, çağdaş suç tanımlamalarından uzak çeşitli maddelerin insan hak ve özgürlükleri açısından iyileştirilmesi sağlanacaktır.  İdam cezasının da kaldırılması bunların başında gelmektedir. Ayrıca kadına yönelik şiddet ve istismar suçları yeni Ceza Yasası kapsamında genişletilmiştir. Böylelikle ataerkil sistem tarafından ötekileştirilen ve görmezden gelinen başta kadınlar olmak üzere tüm bireylerin bugüne kadar süregelen hak ihlalleri artık engellenmiş olacaktır. Yasa içerisinde özellikle senelerdir birçok LGBRQ bireyi mağdur eden, erkekler arası eşcinsel ilişkiyi yasaklayan 171.maddenin kaldırılması, bunun yanında kadınlar ve erkeklere yönelik cinsel tecavüz, taciz ve şiddet gibi önemli suçların ceza tanımlarının genişletilmesi, “ahlaka aykırı” değil, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenmiş suçlar olarak tanımlanması önemli yeniliklerdir. Bunların yanında, özellikle son dönemde medyada da sıkça karşımıza çıkan bireylerin cinsiyet, cinsel yönelim veya cinsel kimliğinden dolayı aşağılanmasına yol açan söylemler de ceza kapsamına alınmıştır. Böylece nefret söyleminin yaygınlaşmasının önüne geçilmek hedeflenmiştir.
Bizler Feminist Atölye olarak Ceza Yasası’nın değiştirilmesinde emek koyan siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve aktivistlere teşekkürlerimizi iletir, bundan sonra da sürdürülecek insan hak ve özgürlükler mücadelesinde onlara dayanışma içerisinde olacağımızı bildiririz.
Yaşasın Feminist Dayanışma!
Yaşasın Hakların Özgürlüğü!


FEMİNİST ATÖLYE (Basın Bildirisi)


Bugünün Radikal haberi; Türkiye'nin porno ile imtihanı!'ndan;

Haberde Tib Başkan Vekili Osman Nihat Şen'e porno sitelerin kapanma gerekçelerinin yanında  Grindr da sorulmuş.  Verdiği cevap ise şaka gibi. Sanki sitelerin erişimini mahkeme kendiliğinden gerçekleştiriyormuş, kapama için başvuru yapan da başkasıymış;

 "İstanbul 14. Sulh ceza mahkemesinin bir kararı var. Mahkeme dosyasında gerekçe bellidir ama biz bilmiyoruz. Site ilgilileri mahkemeye başvurup gerekçesini öğrenebilirler. Açık olan birçok eşcinsel arkadaşlık sitesi var. Eşcinsel ya da genel olarak LGBT sitelerine özel bir yaptırım yok."





Uzun süredir LGBT sitelerin sansürlendiği malumunuz. Aslında buna neden olan, TİB'in araştırmalarından çok "sorumlu muhafazakar vatandaş"lar ve diğer LGBT site sahipleri.


RTÜK benzeri bir anlayılşa interneti sansürleyerek, denetim yapan TİB, bu işlemler için, ihbarweb.org.tr adresinden "sorumlu muhafazakar vatandaş"lar aracılığıyla ihbar kabul ediyor.

Sistemin genel işleyişinde, ihbar edilen site için; otomatik bilgilendirme maili gönderiliyor. Bu mailde özetle;

"...Başkanlığımızın Bilgi İhbar Merkezine aşağıda yer verilen alan adı/ URL adresi ile ilgili ihbar/ihbarlar gönderilmiştir. Bildirilen ihbara konu olan içeriğin 5651 sayılı Kanundaki sorumluluklarınız kapsamında özdenetim usulü ile incelenerek sonuçlandırılması hususunda gereğini rica ederim..."

denilerek otosansür benimsetilmek istenmekte.

"Not: Başkanlığımızca bildirimlerin yapılabilmesi için iletişim bilgilerinizin ( e-posta, telefon, adres) gönderilmesini rica ederim."

denilerek ise; birnevi, kendi kendinizi kayıt altına aldırmış oluyorsunuz. (en saf tanımla)

Sorumlu vatandaşları yakınen tanıyoruz fakat (ihbarcı) LGBT site sahipleri? 

Yıllardır tabiri caizse ite-kaka yayın yapan, sitelerinde ne tasarım ne de bir yenilik uygulayan varsa yoksa, daha fazla kullanıcı, daha fazla ziyaretçi diye uğraşan insanlar.

İçlerinde amacı sadece reklam-üye geliri elde etmek olan webmasterlar bulunuyor ve bunların çoğunun LGBT'yle ilgisi yok. (Bkz: Oluşturulan İçerikler)

İhbar edilen içerik;

Grindr Giriş Yasaklandı başlıklı yazı ve yazı içeriği, 5561 sayılı kanunun 8. maddesine sayılanlardan herhangi birine göre suç unsuru taşımıyor.

Gönderilen maile göre cevap verildi fakat, LGBT sitelere yönelik uygulamalar, endişemizi arttırıyor.

H.MadiSözlük

LGBTİ örgütlerinin daha önce iki kez beraat ettiği davada hukuksuz şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen sosyolog Pınar Selek için kırmızı bülten çıkarılmasına dair açıklamasıdır:

Pınar Selek nezdinde özgürlüğü arayan herkesi cezalandırıyorlar

27 Ağustos 2013’te haber sitelerinde “Pınar Selek kırmızı bültenle aranıyor” başlığı geçti. Haber metnini detaylı okuduğumuzda, –mahkeme başkanının şerhine rağmen– İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Pınar Selek hakkında kırmızı bülten çıkarılması için Adalet Bakanlığı’na talepte bulunduğunu öğreniyoruz.

Korku filmi devam ediyor. Sosyolog Pınar Selek 90’lı yıllarda etrafta barışa dair yaprak bile kıpırdamazken kimsenin cesaret edemediği soruları sorduğu için hala cezalandırılıyor. Ülkemizin gündemini savaşlara, ölümlere karar verenler belirlerken, bir sosyolog olarak silahların karşısına sorularıyla çıktığı için, öte tarafı, şiddetsizliği işaret ettiği için hala hedef gösteriliyor.

Savaşların, sadece sıcak çatışmaların olduğu anlarda değil, toplumun içinde, günlük hayatımıza yayılmış, şiddet üreten tüm ilişki biçimlerinde varolduğunu söyleyen, haklı haksız diye ayırmayıp, tüm savaşlara ahlaken karşı çıkan, sadece karşı çıkışını ifade etmekle yetinmeyip sorunların çözümü için kollarını sıvayarak elini taşın altına koyan Pınar Selek nezdinde özgürlüğü arayan herkesi cezalandırıyorlar.

Dava süreci devam ediyor. Yerel mahkeme -mahkeme başkanının şerhiyle- ağırlaştırılmış müebbet cezasında karar kıldı, ama avukatları Yargıtay’a başvurdular ve temyiz mahkemesi için tarih bekliyorlar.

Biz LGBTİ’ler duruşma zamanı Ankara’da olacağız. Barış için, insanlık için, adalet ve özgürlük için herkesi Pınar Selek davasını takip etmeye çağırıyoruz.

İmzacılar:

Bahçeşehir Üniversitesi GRİ
Bilgi Üniversitesi Gökkuşağı
Boğaziçi Üniversitesi LGBT Topluluğu LuBUnya
Hebûn LGBT Derneği Diyarbakır
Hêvî LGBT İnisiyatifi
İstanbul Ayıları
İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
İstanbul Üni. LGBT Radar
İTÜ LGBT Cins Arı
Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL)
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği
LeGeBiT Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Topluluğu
LİSTAG LGBTT Aileleri İstanbul Grubu
Marmara Üniversitesi LGBT MadiMar
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi LGBT Flu Baykuş
ODTÜ LGBT Dayanışması
Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği
Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPOD)
Trans Blok
Trans Danışma Merkezi Derneği (T-Der)
Yeditepe Cinsiyet Çalışmaları ve Ayrımcılık Karşıtı Öğrenci Topluluğu




Bianet , Batuhan KURTARAN'nın haberine göre; CHP İstanbul Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Üyesi Mahmut Tanal,  kadınların işe alımda ve iş hayatında maruz kaldığı ayrımcılığın giderilmesi amacıyla verdiği teklifte, İş Kanunu'na "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği"ne dayalı ayrımcılık yasağının da eklenmesini istedi.

İş Kanunu'nun varolan 5. maddenin  kapsamının geniş tutulduğu ancak kanunda bulunan muğlak ifadelerin pratikte toplumun önyargıyla yaklaştığı kesimlerin kapsam dışı bırakılabildiğini ifade eden Tanal, “Bu nedenle, özellikle trans kadınların istihdama katılmak konusunda yaşadığı ayrımcılığın yasal çerçevede görünür ve hakların korunur olması için cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin İş Kanunu md. 5’e ve Anayasa md. 10’a eklenmesi bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır” 


Kanunu Madde 5’in 1’inci ve 3’üncü fıkralarının aşağıdaki gibi değiştirilmesi gerektiği belirtildi:
“İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz. (1)”
“İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş başvurusu sırasında, iş ilişkisinin kurulması esnasında, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. (2)” 



Haber/İlgi Bağlantıları;  CHP'den İstihdamda Kadınlara Eşitlik Önerisi

Lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ) hareketi olarak Anayasa’nın “eşitlik” maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin eklenmesi talebimizi 2001 yılından bu yana kamuoyu ve karar alıcılar ile paylaşıyoruz. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığın Anayasal düzlemde yasaklanması ve LGBTI yurttaşların eşit yurttaşlar olarak tanınması amacıyla kampanyalar düzenledik, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilere bu taleplerimizi anlattık. Anayasa’daki eşitlik maddesi toplumda karşılaşılan ayrımcılıklara karşı bireylerin haklarını korumak için var. 12 Eylül Anayasası’nda yer alan “genel ahlak” ve “Türk aile yapısına aykırılık” gibi muğlak ifadeler, haklarımızın gasp edilmesine neden oluyor. Temel haklarımızın yasa uygulayıcılarının kişisel önyargılarına kurban edilmemesi için mücadele veriyoruz.

Demokratik talebimize sahip çıkıp Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na LGBTİ yurttaşların anayasal eşitliğini ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığı Meclis gündemine taşıyarak topluma karşı ödevlerini yerine getiren BDP ve CHP’ye teşekkür ederiz. AKP ve MHP ise bu konudaki dışlayıcı tutumlarını devam ettirerek bizlere yönelik ayrımcılığa ortak olmuşlardır. Nihayetinde söz konusu partiler, komisyon tartışmalarının ardından, “eşitlik” maddesinin kendisine değilse de, Anayasa gerekçesinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin geçmesinde BDP ve CHP ile uzlaşabileceklerinin sinyalini verdiler.

Bu sinyal parlamentoya sunulacak olan Anayasa taslağının gerekçesinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin yer alacağını garanti altına almıyor. AKP ve MHP’nin toplumsal barış ve demokratikleşme konusunda topluma karşı görevlerini yerine getirmemekteki ısrarı, AKP’li vekillerin LGBTİ’leri hasta ilan eden açıklamaları bizleri kaygılandırmaktadır. Daha yaklaşık üç ay önce, CHP tarafından sunulan LGBT’lere ilişkin Meclis Araştırma Önergesi BDP tarafından desteklenirken, aleyhine söz alan AKP milletvekili Türkan Dağoğlu tıp doktoru kimliğini kullanarak “LGBT denen durumun normal dışı bir davranış” olduğunu iddia etmiş, böylelikle hem kendisinin hem de temsil ettiği iktidar partisinin bu bireylerin yaşadığı sorunların araştırılmasına bile karşı çıktıklarını gözler önüne sermiştir.

Biz cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının Anayasa’nın eşitlik maddesinde açık bir şekilde yasaklanması talebimizde ısrar ediyoruz. Ancak mevcut siyasi aktörlerle bu sağlanamıyor ise, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının en azından eşitlik maddesinin gerekçesinde yer alması LGBTİ’ler açısından büyük önem taşımaktadır.

Biz LGBTİ bireyler ve LGBTİ örgütleri olarak yasalardaki eksikliklere rağmen eşitlikçi ve özgürlükçü bir toplumsal dönüşüme katkı sunmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Destekçilerimizi de bu sürecin bizlerle birlikte takipçisi olmaya ve bir kez daha tüm siyasi partileri ayrımcılığa karşı ve eşit yurttaşlık için sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

İmzacılar:
Hebun LGBT Derneği Diyarbakır
Hêvi LGBT İnisiyatifi
İstanbul Ayıları
İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL)
Keskesor LGBT Oluşumu
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
LİSTAG LGBTT Aileleri İstanbul Grubu
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği
Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPOD)
Trans Blok
Trans Dayanışma Merkezi Derneği (T-Der)
Voltrans Grubu
Boğaziçi Üniversitesi LGBT – LuBUnya
Bilgi Üniversitesi LGBT Gökkuşağı Klubü
Marmara Üniversitesi LGBT – MadiMar
ODTÜ LGBT
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi LGBT – Flu Baykuş
İstanbul Üniversitesi LGBT – İÜ Radar



Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kıraç’ın bilgi edinme yasası çerçevesinde Adalet Bakanlığı’na sorduğu, LGBT mahpuslara ilişkin sorulara cevap geldi. Adalet Bakanlığı’nın sorulara vermiş olduğu cevaplara bakıldığında ilk yapılabilecek olan tespitler şunlardır:

1- Adalet Bakanlığı’nın kullandığı “LGBT’li” nitelendirmesi, LGBT olma halini, “kanserLİ”, “aidsLİ”, “veremLİ” nitelendirmelerinde olduğu gibi bir hastalık olarak gördüğünün belirtisi olarak okunabilir mi sorusunu akla getirmektedir.

2- Adalet Bakanlığı, LGBT mahpusların tamamının 79 kişi olduğunu belirtmektedir. Translar dışında bırakıldığında Lezbiyen, Gay ve Biseksüel mahpusların kendileri ifade etmediği sürece tespiti ve istatistiklere girmesi olası olmadığından, 79 rakamının oldukça büyük oranda transları kapsadığını düşünmek yanlış olmayacaktır.

3- LGBT mahpusların hapishanelerde karşılaştığı başlıca zorluklardan birini kendilerinin şikayetlerinden de anlaşılacağı gibi tecrit edilmeleri oluşturmaktadır. Hapishanelerde az sayıda bulunan LGBT mahpusların güvenlik gerekçesiyle tecrit edildiğine dair bilgiler ve bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilmiş bir de mahkumiyet kararı vardır (Bu konuda blogumuzda yayınlanan haber için burayı tıklayınız). Bakanlığın verdiği rakamlara bakıldığında da Maltepe’deki 11 ve Eskişehir’deki 9 mahpusun haricindeki 59 mahpusun diğer 16 hapishaneye dağıtılmış olduğu görülmektedir. Bu durum bu mahpusların tecrit edilip edilmediği düşüncesini akla getirmektedir.
Bakanlığın verdiği bilgiye göre mahpus sayısına göre hapishane adedi şöyledir:
Mahpus Sayısı                                  Hapishane Sayısı              Hapishaneler
11                                                                          1                             Maltepe
9                                                                            1                             Eskişehir
7                                                                            2                             Antalya L, Metris 2
6                                                                            4                             Alanya L, Ankara 2 L, Bafra T, Kocaeli 2 T
5                                                                            1                             Çorum L
4                                                                            1                             Ankara 1 L
3                                                                            1                             Kocaeli 1 T
2                                                                            2                             Adana E, Buca
1                                                                            5                             Afyonk. E, Burdur E, Nevşehir E, Sivas E, Tokat T
Maltepe ve Eskişehir dışarıda bakıldığında LGBT mahpuslar her hapishanede ortalama 3 kişi olarak tutulmaktadır. 5 LGBT mahpus tamamen tektir. Bu rakamlar LGBT mahpusların büyük bir çoğunluğunun tecrit edildiğinin ifadesidir..
4- Adalet Bakanlığı’nın ifadelerine göre girişte LGBT olduğunu belirten mahpuslar “durumlarını belirtir sağlık kurulu raporu aldırılarak aynı durumda olan hükümlü ve tutuklular ile birlikte, konumlarına uygun koğuşlarda barındırılmaktadır”. Burada üzerinde durulması gereken konuyu, “durumlarını belirtir sağlık kurulu raporu aldırılması” oluşturmaktadır. LGBT olduğunu beyan eden mahpuslara sağlık kurulu raporu aldırılması şart koşulmakta ve bu nedenle bu mahpuslar insanlık onuruyla bağdaşmayacak muayenelerle karşılaşabilmektedirler.
5- Bakanlık, LGBT’ler  ”ortak kullanım alanı ve sosyal faaliyetlere çıkartılırken diğer hükümlü ve tutuklular ile bir araya gelmeyecek şekilde planlama” yapılır demekte ve eklemektedir “mevzuat hükümleri ve kurumun imkanları da göz önünde bulundurularak”. Hapishanelerde ortak kullanım alanlarının sınırlı olduğu bilinmektedir. Bu sınırlılık içerisinde planlama yapılırken hapishanelerde sayıları az olan LGBT mahpusların göz ardı edildiğine dair örnekler bilinmektedir. Bu konuda bir yazıya daha önce bloğumuzda yer vermiştik. 
6- Bakanlığın verdiği cevaptan anlıyoruz ki “LGBT durumunda bulunan hükümlü ve tutuklular için özel tip ceza infaz kurumunun yapılması planlanmaktadır.” LGBT mahpuslar için tek bir hapishanenin yapılması ve 79 LGBT mahpusun burada toplanması olumsuz sonuçlara da yol açabilecektir. Türkiye’nin bir çok hapishanesinde ailesiyle ya da kendi sosyal çevresiyle aynı ilde tutulmakta olan insanlar hapishanenin yapılacağı bir mekana toplanacaktır. Bu durum LGBT mahpusların kendi sosyal yaşam ortamlarından koparılması anlamına gelecektir. Bunun yanısıra burada tutulmakta olan insanların damgalanma durumu daha da boyutlanacaktır.
7- Bakanlığın verdiği cevaba göre LGBT mahpusların 8′i tutuklu 71′i hükümlüdür yani yaklaşık 9′da 1′i tutukludur. Türkiye’deki tüm mahpusların (17 Temmuz 2013 tarihi itibariyle) ise 26.809′u tutuklu 105.419′u hükümlüdür. Bu ise yaklaşık 4′de 1′i eder. Elde LGBT mahpusların dava sürelerine ilişkin veri olmasa dahi bu rakamlara bakıldığında LGBT’ler için dava süreçlerinin daha hızlı işlediği söylenebilir. Bu daha hızlı işleme sürecinin bir olumluluk olmaktan öte damgalanmadan kaynaklı bir olumsuzluk olduğu irdelenebilecek bir iddia olarak ele alınabilir.
8- Bilgi edinme çerçevesinde sorulan soruların bir kısmı cevaplanmamıştır.
Yukarıdaki 8 tespit, Adalet Bakanlığı’nın cevapları üzerinden yapılabilecek ilk tespitlerdir. Hapishanelerin birer kapalı kutu olması durumu LGBT mahpuslar söz konusu olduğunda daha da kapalılık arzetmektedir. Bu konunun gündeme getirilmesi, izlenmesi, sorunların tespit edilmesi ve çözüm önerilerinin oluşturulup bu önerilerin insan hakları kapsamında devletten talep edilmesi önemlidir.
Aşağıda bilgi edinme hakkı çerçevesinde yapılan başvurunun sorularını ve gelen cevapları okuyucularımızla paylaşıyoruz: Devamı/Tamamı/Kaynak




Marmara Üniversitesi LGBT Topluluğu MadiMar, Gezi Parkı direnişinde tutuklanan Alican Sünnetçioğlu için dayanışma çağrısı yaptı.

31 Mayıstan beri toplumda çok geniş kitleleri uyandıran Taksim direnişine karşı AKP hükümetinin yürüttüğü hukuksuz uygulamalarının ve insan hakları ihlallerinin son kurbanlarından birisi de Alican olmuştur. Bugün Mahkeme tarafından tutuklanan Alican’ın özgürlüğünden; örgütlenme ve gösteri hakkından mahrum bırakılmaya çalışılmaktadır. Unutulmamalı ki Alican şu an Metris Cezaevinde tutuluyor olabilir ama bizler; dostları olarak sesimizi daha çok yükselterek onun içinde buradayız diyeceğiz. İnsanları gözaltına alarak ve tutuklayarak sindirilemeyeceğinin kanıtlarından biri Alican olacaktır. Bizler Marmara Üniversitesi öğrencileri olarak Alican ile dayanışma içinde olduğumuzu
bildiriyoruz. Sokaklara çıkıp Alican’a Özgürlük diye haykıracağız.

Sevgi ve Dayanışmayla.
Madimar



H.MadiSözlük


"Defense of Marriage Act" (DOMA) ( "Evliliği Koruma Eylemi") olarak bilinen federal yasanın, eşcinsel çiftlerin sağlık ve emeklilik gibi alanlarda karşı cinsle evlenmiş çiftlerle aynı haklara sahip olmasını engellediğine ve bunun anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.

Evliliğin tanımında bir kadın ve bir erkek oluşma ifadesinin kaldırılmasıyla eşcinsel çiftler bin 100 kadar hak ve devlet yardımından faydalanabilecek.

Haber/İlgi Bağlantıları;

Abd'de scinsellerin-buyuk-zaferi
Abd'de eşcinsellere müjde
 






KeSKeSoR LGBT
"Eşcinsel olduğu gerekçesiyle öldürülen Rosin Çiçek Davası 28 Haziran Cuma günü saat 09.00 Diyarbakır 3.Ağır Ceza Mahkemesinde Davası Görülecektir.Tüm LGBT'leri , Kadın hakları derneklerini , Sivil Toplum Kuruluşlarını , İnsan hakları Temsilcileri , Tüm LGBT Yaşam haklarına Sayğılı Herkesi Davanın Takipçisi olmasını istiyoruz."


Haber/İlgi Bağlantıları; https://www.facebook.com/events/138976639633754


http://www.spod.org.trBabası ve amcaları tarafından eşcinsel olduğu için katledilen Roşin Çiçek duruşması yarın Diyarbakır'da görülecek. SPoD'un da müdahil olduğu dava Av. Fırat Söyle ve Av. Harika Karataş tarafından takip ediliyor. Bu duruşmanın son duruşma olması bekleniyor, zira savcı esas hakkında mütalaasını sundu, esas hakkında savunma yapıldıktan sonra hüküm kurulacak.

Savcı mütalaasında iddianamede atılı suçları tekrarlayarak altsoyu tasarlayarak namus saikiyle öldürmekten sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet istedi.


Haber/İlgi Bağlantıları; http://www.spod.org.tr

Halil İbrahim Dinçdağ'ın TTF'ye açtığı davada, bilirkişi raporu mahkemeye ulaşmış.

Bilirkişi, Dinçdağ’ın cinsel yöneliminin bir sağlık sorunu olmadığını, spor dünyasında eşcinsel olan profesyonel sporcu ve hakemlere sıkça rastlandığını,Dinçdağ’a maç verilmemesinin Anayasa ve TFF mevzuatına aykırı olduğunu ve TFF’nin verilmeyen maçlar için tazminat ödemesini gerektiğini belirtmiş.


Haber/İlgi Bağlantıları; Haberturk.com Eşcinsel Çok
Blogger tarafından desteklenmektedir.