diyarbakır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


http://www.spod.org.trBabası ve amcaları tarafından eşcinsel olduğu için katledilen Roşin Çiçek duruşması yarın Diyarbakır'da görülecek. SPoD'un da müdahil olduğu dava Av. Fırat Söyle ve Av. Harika Karataş tarafından takip ediliyor. Bu duruşmanın son duruşma olması bekleniyor, zira savcı esas hakkında mütalaasını sundu, esas hakkında savunma yapıldıktan sonra hüküm kurulacak.

Savcı mütalaasında iddianamede atılı suçları tekrarlayarak altsoyu tasarlayarak namus saikiyle öldürmekten sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet istedi.


Haber/İlgi Bağlantıları; http://www.spod.org.tr

Savcı mütalaasında baba hakkında “alt soyu tasarlayarak öldürmekten” ağırlaştırılmış müebbet ve iki amca hakkında tasarlayarak öldürmek ve cinayete iştiraktan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.

24 Mayıs saat 10.10’da görülecek bir sonraki duruşmada, karar çıkması bekleniyor.

Bianet’e konuşan avukat Fırat Söyle, SPoD LGBT olarak savcının mütalaasına katıldıklarını söyledi. Ailenin, duruşmayı izlemeye gelen hak savunucularına homofobik tavırlar sergilediğini anlattı:
“R.Ç.’nin eşcinsel olmasından kaynaklanan bir cinayet olduğunu, bunun el birliğiyle işlendiğini, ailenin aldığı kararı infaz ettiğini söyledik ve cezalandırılması talebinde bulunduk. Savcının esasa dair mütalaasında ağırlaştırılmış müebbet istemesi bizim de desteklediğimiz bir karar.
“Anne, bu duruşmada da ısrarla çocuğun eşcinsel olmadığını, bizlerin kendilerine zarar verdiğimizi söyledi. Annenin zaman içinde fikir değiştirmesi homofobik değer yargılarından kaynaklanıyor. İlk üç duruşmada amcaların oğlunu öldürdüğünü söylemiş, amcalardan şikayetçi olmuştu. Bir önceki duruşmada bu şikayetini geri çekti ve LGBT’lerin duruşmaya katılmasını istemediğini bağırıp çağırarak ifade etmeye başladı. Önceki duruşmalarda annenin böyle bir tavrı yoktu, daha ılımlıydı ama artık hiçbir şekilde iletişim kurulamıyor.
“Başka LGBT’lere tahammül edemeyen insanların çocuklarını da öldürebileceğini gördük. Aile homofobi ve transfobiyi her duruşmada bize yaşatıyor.” (ÇT)

Haber/İlgi Bağlantıları; http://www.bianet.org/bianet/lgbtt/146256-r-c-davasinda-sona-geliniyor

Kaos GL bu yıl, Diyarbakır Homofobi Karşıtı Buluşmayı, 5. Diyarbakır Film Günleri’ne taşıyor. Kaos GL tarafından düzenlenen bölümde gösterilecek iki belgeselin ardından, akademisyen Devrim Sezer ve sanatçı Şener Özmen’in katılacağı “Milliyetçiliğin Kapadığı Kapılar Nelerin Üstünü Örter?’’ başlıklı bir söyleşi gerçekleşecek.
 
Kaos GL programının da yer aldığı 5. Diyarbakır Film Günleri, 19 Mayıs’ta, İranlı Kürt sinemacı Îbrahîm Saîdî’nin filmi Mandû (Yorgun) ve yönetmenin katılımıyla gerçekleşecek bir söyleşiyle başlayacak.
 
Kaos GL Gösterim: “Pembe Teskere” & “Pembe Gri”
5. Diyarbakır Film Günleri’nde 20 Mayıs Cuma günü, saat 16:00’da yapılacak Kaos GL gösterimlerin ilk filmi “Pembe Teskere” (32’27”, 2011, DVD), yönetmen Oktay İnce’nin bir belgeseli. Film, “İlyas ve Hıdır isimli iki geyin askerlikten kurtulmak için çürük raporu alma hikayeleri”ni anlatıyor.
 
Emre Yalgın yapımı “Pembe Gri” (27’30”, 2008, DVD) ise Pembe Hayat Amatör Tiyatro Topluluğu’nun sahnelediği “Pembe Gri” isimli oyundan yola çıkıyor. Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneğinin oluşum sürecini anlatan film, bir tren yolculuğu ile başlar. Bu tren yolculuğu aynı zamanda trans bireylerin yaşamlarına ve mücadelelerine yapılan bir yolculuktur.
 
Diyarbakır’dan sanatçı Şener Özmen ile İzmir Ekonomi Üniversitesi Siyasetbilimi’nden Yrd. Doç. Dr. Devrim Sezer’in katılacakları “Milliyetçiliğin Kapadığı Kapılar Nelerin Üstünü Örter?” başlıklı söyleşi, “Pembe Teskere” ile “Pembe Gri” belgesellerinin gösterimin ardından başlayacak.
 
Avrupa Sineması’nda, 20 Mayıs Cuma günü, saat 17:00’de başlayacak söyleşinin çerçevesi şöyle:
 
“Milliyetçiliğin Kapadığı Kapılar Nelerin Üstünü Örter?” 
KAOS GL tarafından önerilen Oktay İnce’nin yönettiği Pembe Teskere ve Emre Yalgın’ın yönettiği Pembe Gri isimli belgesellerin gösteriminin ardından gerçekleşecek ve akademisyen Devrim Sezer ile sanatçı Şener Özmen’in katılacağı söyleşide şu sorular ele alınacak: Militarizm ve milliyetçiliğin homofobik tezahürleri LGBT varoluşları nasıl ablukaya alıyor? Homofobi karşıtı hareket militarizme ve milliyetçiliğe karşı da mücadele etmeden neden başarılı olamaz? Anti-militarist hareket neden aynı zamanda cinsiyetçiliğe ve heteroseksizme karşı da mücadele etmeli? Görsel sanatlarda milliyetçilik ve militarizmin temsilleri nasıl değerlendirilmeli? Güncel sanatlar fotoğraf ve video üzerinden militarist kültüre dair ne tür sözler söylüyor? Bütün bu tartışmalara Diyarbakır’dan bakmak ne anlama geliyor?
 
Blogger tarafından desteklenmektedir.