homohobi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

HAKKI DEVRİM

Mana gelmez, evet ama ben Erdoğan'ın, Kılıçdaroğlu'nun, Bahçeli'nin mektuplarından daha çok ilgi duyarak, onları anlamaya çalışıyorum.

Yaşı benden küçük, yaşıtım, babam, hatta dedem yaşında eşcinsel dostlarım oldu. Gene de konu hakkında fazla –diyelim ki gerekli ve yeterli- bilgi sahibi değilim. Büyükler bu bahse hiç girmemeyi tercih ederlerdi. Lise yaşlarımda ve Ortaköy’de, daha çok bu yanıyla anılan her yaştan tanıdıklarım oldu. Konusu eşcinsellik olan bir tartışmaya, bırakın katılmayı, şahit olmam bile pek nâdirdir.
Bizim evin, ailenin konusu da değildi bu. Gene de bir fikir vermek için hatırımda örnek var. Babam sordu bir gün, ben üniversitedeydim:
-O senin sevdiğin, adını çok andığın hoca için ahlaksız diyorlar. Aslı var mı bu söylentinin?
-Evet, demekle yetindim. Nasihat vermeye meraklı bir baba olsaydı, bu kısa konuşmanın ardı nasıl gelirdi, bilmiyorum.
Babam o kadarla kaldı. Ben de ona:
-Biliyor musunuz, eşcinseller diğerlerinden, yani normal bildiklerimizden daima daha zeki, okur-yazar ve ilgi çekici oluyorlar, diyemedim.
O tarihlerde eşcinsellere yakıştırdığım pek yukarıdan bir açıklama konusunda ben de babamı biraz aydınlatmaya cesaret edemedim. Oysa yaşıtlarıma söyler dururdum:
-Evet onlar daha zeki, daha kültürlü ve ilgi çekici oluyorlar. Çünkü onların toplumla tokuşması çok erken yaşta başlıyor. Normal dediklerimizden daha okur yazar, daha cevval, daha eğlenceli olmalarının sebebi de bence bu.
Yıldırım, genç olsan da bu dediğimi sen anlarsın. Tokuşmak fiilini kullanmışken, araya Şeyh Gâlib’den bir beyt sıkıştırmayı da ihmal edemem:
Kitâb-ı Mesnevî’si âyet-i ders-i hikmettir/Tokuşmuş mevc mevce kulzüm-i aşk muhabbettir.

Bana gelmez öyle güzel mektuplar
Eşcinsel bir genç adam, Yıldırım Türker’e Allah için çok içten ve güzel bir mektup yazmış. Rahatsızlığını, sıkıntısını ona anlatmış. Radikal okurlarına usta kalemiyle aktardı o mektubu Yıldırım. Dikkatle, duya-anlaya okudum o satırları. (Radikal, 27 haziran).
O yazıdan etkilenen 28 yaşında bir avukat, gene eşcinsel bir genç adam. Yıldırım’a yazdığı e-mail’i Ayşe Arman’a da göndermiş. Ayşe yayımladı (Hürriyet, 29 haziran), bu sayede ben onu da okudum.
Bakın ne diyeceğim, Yıldırım’ın ve Ayşe’nin okurlarının duyarlılığı ve sıkıntıları, beni Tayyip, Kemal, Devlet, Ahmet beylerin meselelerinden ve dertlerinden daha çok ilgilendiriyor. Siyaset haberlerini okuduktan sonra, bu iki mektuptan sonra olduğu gibi... gazeteyi bırakıp sırtlığa yaslanarak uzun uzun düşünme ihtiyacı duymuyorum. Aslında çoğunu da okumuyorum.
Bir ertesi nesil köşekadıları olarak Yıldırım’a da, Ayşe’ye de teşekkür ederim. Bana böyle mektuplar gelmez tahmin edeceğiniz gibi. >>Kaynak
 

Evrim Ağacı

ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu'nun Facebook Fan Sayfası'na gelen sorulardan biri ve cevabı;

Merhaba Evrim Ağacı

Sorum bir insan bireyinin kendi cinsine duyduğu cinsel-erotik ilgiyle ilgili; üremeyi doğrudan desteklemeyen bir davranış biçimi niçin doğada açığa çıkabilmektedir? Ne kadar çok hayvan türünde eşcinsel ilişkilere rastlandığı artık biliniyor. Demek ki eşcinsel davranışlar evrime zıt değil, öyle olsaydı çok zaman önceden bu bireyler elenmiş olur(muy)du? Bu konuda süregelen tartışmaların sonuçlanmadığını bilsem de bana cevap verirseniz çok sevinirim, özellikle farklı bilimsel hipotezlerde bu konuyla ilgili ne deniyor?

İyi çalışmalar.


Evrim Ağacı olarak kendisine şöyle bir cevap vermek istiyoruz:


Sayın okurumuz,

Bu güzel ve önemli sorunuz için teşekkür ederiz, elimizden geldiğince cevap verelim:

New Scientist dergisi bu konuyu enli boylu ele almış: Dediğiniz gibi, bizonlardan penguenlere kadar yüzlerce türde homoseksüel ilişki tanımlanmış ve bu gayet doğal bir olay görülüyor, görülmelidir. Günümüzde halen homoseksüelliğin genetik sebepleri tam olarak çözülebilmiş değil; ancak araştırmalar sürdürülüyor.

Bu konuda sizin de kafanızı karıştıran soru, pek çok kişinin kafasını karıştırmakta: Madem homoseksüel ilişkide yavrular doğmuyor, neden evrimsel süreçte homoseksüeller veya buna yatkın olanlar elenmemişler? Bunu ilk olarak, vahşi doğadan kopmuş insanlar açısından incelemek gerekiyor: İnsanların doğası dahilinde kurulan sosyal ilişkiler üzerinde yapılan araştırmalar göstermiştir ki, homoseksüel birliktelik hoşgörüyle karşılanan toplumlarda, homoseksüel çiftlerin çok büyük oranda ilerleyen dönemlerde karşıt cinsle birlikteliği ve hatta çocukları bulunmaktadır. İstatistikler, çoğunlukla bunu göstermektedir. Bu tip durumlarda homoseksüelliği bir çeşit geçiş olarak görmekte fayda vardır. Homoseksüeller bilimsel olarak ne anormaldir ne de hastalıklıdır. Eşcinsellik, tamamen doğal bir varyasyondur ve nasıl ki bir zenciye ya da uzun boylu birine garip bakmamak gerekirse, eşcinsellere de aynı şekilde bakmak gerekir.

Hayvanlarda da, daha önce belrittiğimiz üzere, eşcinsel ilişkiler sıklıklar görülmektedir. Örneğin Japon makaklarının dişileri, çiftleşmek için çoğunlukla dişileri tercih ederler ve doğal olarak bunu başaramazlar. Dolayısıyla, terchileri her ne kadar dişilerden yana olsa da, erkeklerle de ürerler; kısaca biseksüeldirler (iki cinsiyete de ilgi duyan hayvanlar).

Sorumuza geri dönecek olursak: Neden Evrim Mekanzimaları, eşcinselliği evrimsel süreçte elememiştir? Bununla ilgili pek çok hipotez ileri sürülmüştür. Bunlardan biri, eşcinselliğin bazı durumlarda cinsel başarıyı dolaylı olarak da olsa arttırdığı yönünde olan ilgi çekici bir iddiadır. Bu iddiaya göre, aynı cinse ilgi duyan bireyler hiyerarşik düzende kolayca üst basamaklara çıkarak karşı cinse ulaşma şanslarını arttırırlar. Bu iddiaları düşünürken, sadece insanları değil, diğer yüzlerce hayvan türünü de hesaba katmak gerekir. Örneğin bir martı türünde gözlenen eş cinsellik, bireyler arası ilginç bir ilişkiyi ortaya koymaktadır. Dişi martılar, erkeklerin yetersizliği veya sayıca azlığına tepki olarak, erkeklerle çiftleşmekte ve yavru üretmekte; ancak yavrulara başka bir dişiyle ortak olarak bakmaktadırlar. Bu sırada aralarında cinsel ilişkiye benzer davranışlar da görülmüştür. Yani erkek, sadece bir üreme aracı olarak görülmekte, gerçek eş olaraksa aynı cinsiyetin bireyleri (bu martı türü için dişiler) görülmektedir.

Bir diğer hipotez de, eşcinselliğin bireyleri desteklemek yerine grupları ve grup yaşantısını desteklemesinden taban almaktadır. Örneğin en yakın akrabamız olan bonobo maymunlarında eşcinsellik, sosyal ilişkileri güçlendirmek için kullanılan bir araçtır. Samoa'da yapılan bir araştırma, eşcinsel erkeklerin yeğenlerine daha çok zaman ayırdığı ve ilgilendikleri görülmüştür. Bu da genetik bir kavram olan "akraba seçimi" (kin selection) ile açıklanabilir.

Bir diğer hipotez, eşcinselliğin nötral bir karakter olmasıdır; yani eşcinsellik ne avantaj ne de dezavantaj sağlar. Makaklar üzerinde yapılan araştırma, eşcinselliğin sadece zevk amaçlı kullanıldığını ortaya çıkarmıştır. Yani Doğal Seçilim üzerinde bir etkisi olmadığı için, elenmesi için de bir sebep yoktur; tabii zamanla elenebilir veya yaygınlaşabilir; bu mekanizmalar için Genetik Sürüklenme veya Türleşme Yazı Dizisi'ni okuyabilirsiniz.

Ortaya atılan bir diğer hipotez, eşcinselliğe sebep olan ve henüz tam olarak tespit edilememiş olan genlerin, kadınların cinsel verimliliğini arttırdığı; bu sebeple genel olarak yavru üretilemese bile eşcinselliğin elenmeden günümüze kadar gelebildiği yönündedir. Bu hipotezi savunanların çıkış noktası, orak hücre anemisinin zararlı bir mutasyon olmasına rağmen Sahara Altı Afrika'da bu hastalığı taşıyanların sıtmaya yakalanmaması örneğidir. Orak Hücre Anemisi, sıtmaya karşı direnç sağlamaktadır; bu sebeple zararlı bir hastalık olsa da popülasyon içinde belli bir oranda korunmaktadır.

İleri sürülen bir diğer hipotez, bazı dişilerin, eşcinsel eğilimli erkekleri seçmesi sonucu Cinsel Seçilim yoluyla, üreme konusunda olumsuz etkileri olsa bile, dişi tercihinden ötürü eşcinselliğin korunmasıdır. Bu hipotez de tabanlarını tavuskuşlarından alır: Erkek tavuskuşlarının büyük ve gösterişli kuyruğu onları kolayca av yapar; ancak dişiler, bu erkekleri seçmektedir. Burada, Doğal Seçilim ile Cinsel Seçilim arasında zıt bir denge kurulur. Eşcinsellik için de bu tip bir açıklama ileri sürülmüştür.

Bu açıklamalardan birini mutlak doğru kabul etmektense, birleştirici bir kuram üzerine giderek, her canlı için eşcinselliğin varlığının sebeplerinin farklı olabileceğini düşünmek gerekir.

Unutmamamız gereken bir nokta, doğanın birbirinden çeşitli milyarlarca durumunun bizim hoşumuza gitse de gitmese de var oluyor olduğu ve tüm bu durumların tamamen çeşitlilikten kaynaklandığıdır. Evrimsel Biyoloji'nin engin denizlerinde her türlü durumla karşılaşabilmenin mümkündür ve bunlara şahsi görüşlerimiz çerçevesinden bakmaktansa, tarafsız ve bilimsel bir açıdan bakmak en doğrusu olacaktır. Eşcinsellere yönelik karalayıcı iddilar, zamanında zenciler için yapılandan farksızdır. Günümüzde, artık tüm insanların atasının siyahi olduğunu ve renk farklılıklarının evrimsel geçmişten çok yaşanan ortamdaki adaptasyonlardan kaynaklandığını biliyoruz; dolayısıyla günümüzde zencilere (her canlıya olduğu gibi) saygı duymamız gerekmektedir çünkü atalarımızla bu kadar net bir özelliği ortak olarak taşımaktadırlar. Benzer şekilde, insanlar arasında "sapkınlık" olarak addedilen eşcinsellik, hayvanlar aleminin geniş bir kısmında yer bulur ve Evrimsel Biyoloji'nin güçlü ışığı altında, tüm canlılara tarafsız olarak bakıldığında, bu gibi durumların son derece normal olduğu görülebilir ve canlılık, tüm çeşitliliğiyle kucaklanabilir.

Gelecek günlerde bu konuyla ilgili daha ayrıntılı açıklamalarda da bulunabiliriz.

Umarız açıklayıcı olmuştur.

Saygılarımızla.

ÇMB (Evrim Ağacı)
 

Murat Renay 'Söylenmeyen' adlı bir kitap yazdı, eşcinsellerin 'söyleyemediklerini' kendi hikâyesi üzerinden anlattı. "Alelade bir gay'in anılarını kim ne yapsın?" diyenlere söyleyecekleri, homofobiyle mücadele etmek için enerjisi var. Renay kitabını anlattı...

Alelade bir gay'in önemli hayatıHomofobiyi en çok hissettiğiniz yer neresi?
Maalesef ailemin yanı. En azından başlangıçta öyleydi. Sizi her koşulda sevmesini beklediğiniz aileniz eşcinsel olduğunuzu öğrenince size karşı değişiyor. Daha kötüsü olamaz. Aileden sonra iş hayatında kendimi huzursuz hissediyorum. Çünkü eşcinsel olduğunuzu anladıkları anda hatalarınızın nedeni olarak bunu görebiliyorlar. Sonra sokakta, restoranda… Aslında her yerde hissediyorum. Sevgilimin elini tutarak gezemiyorum, rakı masasında duygulanınca dudağına bir öpücük konduramıyorum. Dolayısıyla her yerde hissediyorum.

Ben askerliğin eşcinseller için, kitapta anlattığınızdan daha zor geçeceğini düşünmüştüm.
Ben rahattım ama eminim çok daha zor geçirenler olmuştur. Askerlik zaten zor. Bunu hissetmeniz için eşcinsel olmanıza gerek yok.

Kitabı Ahmet Yıldız’a ithaf ediyorsunuz, dolayısıyla insan daha politik, daha öfkeli bir kitap bekliyor. Ama sizin yazdıklarınız hiç de öfkeli değil.
Evet, eşcinsellerin kendi haklarıyla ilgili konuşurken genelde daha öfkeli olmaları bekleniyor. Bense bu ses tonuyla anlatırsam homofobiyle daha kolay mücadele edebileceğimi düşünüyorum. Öteki türlü insanlar ilgilenmek istemiyor, kaçıyor. Ben ‘alelade bir gay’in hayatının da ilginç olabileceğini, önemli olabileceğini’ göstermek istedim.  Devamı Kaynak>>

Komedi Dükkanı
RTÜK desen başka bir âlem. Oradaki kafalar da “Bi Dünya” olmalı ki, garip garip işler yapıyorlar.
Paralı kanalda yayınlanan bir filmde gay evliliği sahnesi var diye ceza vermişler.
Ota boka ceza veriyorlar zaten de, bu iyice acayip.
Açık kanallardaki dizilerde “suç” olan tecavüz gırla, her türlü ilişki, her türlü gariplik gırla, paralı kanalda gay evliliğe ceza.
Bırak paralı kanalı, açık kanalda olsa size ne be kardeşim. Yok mu bu dünyada gay evliliği.
Siz televizyonda yasaklayınca gay’lik de kalmayacak mı?
Ya da size mi verildi gay’liği ortadan kaldırma görevi.
Zaten televizyonda film izlerken güleyim mi, ağlayayım mı bilmiyorum.
Sigara göründüğü anda ekranın o bölümü buzlanıyor.
Buzun içinden duman çıkıyor. Çöpteki görüntüsüne bile yasak var sigaranın.
Buna mukabil adam uyuşturucuyu şırıngaya çekiyor, koluna dayayıp yapıyor. Açıkça. Sigara zararlı, uyuşturucu değil ya, ona yasak yok.
Tam komedi. Burası muhteşem bir ülke.
Gerçekten muhteşem.
Televizyon programı gibi.
Blogger tarafından desteklenmektedir.