Murat Renay 'Söylenmeyen' adlı bir kitap yazdı, eşcinsellerin 'söyleyemediklerini' kendi hikâyesi üzerinden anlattı. "Alelade bir gay'in anılarını kim ne yapsın?" diyenlere söyleyecekleri, homofobiyle mücadele etmek için enerjisi var. Renay kitabını anlattı...

Alelade bir gay'in önemli hayatıHomofobiyi en çok hissettiğiniz yer neresi?
Maalesef ailemin yanı. En azından başlangıçta öyleydi. Sizi her koşulda sevmesini beklediğiniz aileniz eşcinsel olduğunuzu öğrenince size karşı değişiyor. Daha kötüsü olamaz. Aileden sonra iş hayatında kendimi huzursuz hissediyorum. Çünkü eşcinsel olduğunuzu anladıkları anda hatalarınızın nedeni olarak bunu görebiliyorlar. Sonra sokakta, restoranda… Aslında her yerde hissediyorum. Sevgilimin elini tutarak gezemiyorum, rakı masasında duygulanınca dudağına bir öpücük konduramıyorum. Dolayısıyla her yerde hissediyorum.

Ben askerliğin eşcinseller için, kitapta anlattığınızdan daha zor geçeceğini düşünmüştüm.
Ben rahattım ama eminim çok daha zor geçirenler olmuştur. Askerlik zaten zor. Bunu hissetmeniz için eşcinsel olmanıza gerek yok.

Kitabı Ahmet Yıldız’a ithaf ediyorsunuz, dolayısıyla insan daha politik, daha öfkeli bir kitap bekliyor. Ama sizin yazdıklarınız hiç de öfkeli değil.
Evet, eşcinsellerin kendi haklarıyla ilgili konuşurken genelde daha öfkeli olmaları bekleniyor. Bense bu ses tonuyla anlatırsam homofobiyle daha kolay mücadele edebileceğimi düşünüyorum. Öteki türlü insanlar ilgilenmek istemiyor, kaçıyor. Ben ‘alelade bir gay’in hayatının da ilginç olabileceğini, önemli olabileceğini’ göstermek istedim.  Devamı Kaynak>>