pembe hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İSTANBUL- Deniz Gezmiş’in arkadaşlarından Avukat Bozkurt Nuhoğlu’nun, Bülent Ersoy hakkında yaptığı “Deniz karakteri düşük insanlarla hiçbir surette ve hiçbir mekânda beraber olmamıştır. Bu insanlardan nefret ederdi. Bu kadın kılığındaki erkeğe, erkek kılığındaki kadına lanet olsun. Yalan söylemesin, Deniz’in arkadaşları onu cezalandırır” şeklindeki açıklama, yargıya taşınıyor.
Transseksüellerin Ankara’da kurduğu Pembe Hayat Derneği, Nuhoğlu hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Gezmiş’in arkadaşlarından Mustafa Yalçıner, Nuhoğlu’na katılmadığını söylerken, trans hakları aktivisti Kemal Ördek ve sosyalist feminist hareketten Deniz Umre Tuna, “Bu mücadele edilmesi gereken bir anlayıştır” diyor.

Nuhoğlu’na tepki
Müzisyen Bülent Ersoy, yaptığı bir söyleşide, Deniz Gezmiş ile tanışıp arkadaş olduklarını belirterek “Bir gün bana üç şişe Çamlıca gazozu aldı, ben de ona şarkılar söyledim” dedi. Ersoy’un bu açıklaması üzerine Posta gazetesi tarafından görüşü sorulan Gezmiş’in arkadaşlarından Avukat Bozkurt Nuhoğlu ise sert bir açıklama yaptı. Nuhoğlu’nun tepki çeken açıklamaları nedeniyle Pembe Hayat Derneği suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.Radikal Devamı Tamamı>>

Haber Bağlantıları;

EŞCİNSEL, BİSEKSÜEL ve TRANS BİREYLERİN HAKLARI
ANAYASAL GÜVENCE ALTINA ALINMALIDIR!
 
 
Pembe Hayat Derneği[1], Türkiyeli trans bireylerin toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik alanlarda maruz kaldıkları kurumsal ayrımcılık ve şiddet, nefret suçları, ayrımcılık, toplumsal dışlanma gibi hak ihlallerine karşı projeler üretmekte ve uygulamaktadır. Dernek, trans[2] toplumunun yoğun ve yaygın şekilde karşılaştığı insan hakları ihlallerine karşı doğrudan hukuki destek sunmakta, bu vakaları genel kamuoyu nezdinde görünür kılmak ve farkındalık artırmak amacıyla geniş kapsamlı etkinlikler düzenlemekte ve trans toplumunu ilgilendiren mevzuat ile merkezi ve yerel yönetimlerin politikaları ile ilgili savunuculuk ve lobicilik çalışmaları yürütmektedir.
 
Pembe Hayat olarak, kurulduğumuz dönemden bu yana Hükümet ile yasa yapıcılara yönelik içerisinde bulunduğumuz platformlar veya kendi ürettiğimiz proje çalışmaları aracılığı ile trans bireylerin temel hak ve özgürlüklerini sürekli ve yoğun biçimde ihlal eden vakaları gündeme getiriyoruz. Trans bireyler, istihdam, eğitim, sağlık, barınma ve benzeri birçok alanda ayrımcılık ile karşılaşmaktadır. Buna ek olarak, trans bireyler sürekli biçimde sokakta, evde, hizmet alımı sırasında, devlet kurumları ve/veya yetkilileri ile karşılaşmalarında ve daha birçok alanda nefret söylemi ve nefret suçu vakalarına maruz bırakılmaktadır. Ayrıca, kolluk kuvvetleri, Türkiye´nin çeşitli illerinde trans bireyleri bilinçli şekilde hedef almakta ve keyfi idari yaptırım kararları, keyfi gözaltılar, kötü muamele ve işkence uygulamaları ile trans bireylerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamakta ve güvenliklerini tehdit etmektedir.
 
Türkiye, ne yazık ki, üyesi olduğu Avrupa Konseyi´ne üye ülkeler arasında, en çok trans cinayeti ve translara yönelik kolluk ve yargı birimlerinin önyargısı ve ayrımcılık vakaları ile birinci sıradadır[3]. Bunlara ek olarak, cinsiyet kimliği ve/veya ifadesi temelinde yaşanan ayrımcılık ile nefret suçları vakalarına karşı trans bireyleri koruyacak herhangi bir mevzuat bulunmamaktadır. En kötüsü de, siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri ve Hükümet yetkilileri sürekli biçimde trans bireylere yönelik nefret söylemi üretmekte, onları hâlihazırda toplumda yaygın şekilde var olan önyargı ve nefretin hedefi haline getirmektedir.
 
Pembe Hayat Derneği olarak umudumuz Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin yeni ve sivil bir anayasaya yönelik başlatmış olduğu çalışmalar sürecine lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) vatandaşların da eşit şekilde katılabilmesi; diğer toplumsal kesimler ile birlikte demokrasi ve temel insan hakları perspektifine uygun şekilde anayasal haklarını elde etmesidir.
 
 
 
 

Haber Bağlantıları;

Pembe Hayat

Konu ile ilgili olarak Pembe Hayat Derneği bir basın açıklaması yaptı:
Başvurucu Esma Halat bir trans kadın ve 21 Ekim 1999′da İstanbul’da evine doğru giderken bir polis memuru tarafından Beşiktaş Polis Karakolu’na zorla götürüldü. Polis tarafından sürekli şekilde fiziksel ve psikolojik tacize maruz kaldı. Evinde fuhuş yaptığı iddiasıyla gözaltına alındığı söylenen ve kötü muameleye maruz kalan Esma Halat, serbest bırakılır bırakılmaz Şişli Etfal Hastanesi’nden maruz kaldığı kötü muamele ile ilgili raporları aldı. Bir gün sonra da, ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu.   Gerekli iç hukuk yollarını tüketen Esma Halat, 8 Mayıs 2008′de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne, kendi iddialarını araştırmak amacıyla etkin bir soruşturma yürütülmediği için Sözleşme’nin gözaltı sırasında kötü muameleye maruz kaldığı (3. Madde), kötü muamele uygulayan polise yönelik cezai sürecin son derece uzun olduğu (6. Madde), hakkı olan tazminattan mahrum bırakıldığı (13. Madde) iddiaları ile başvurmuştur.
Mahkeme, Halat’ın kötü muamele gördüğü iddiası ile ilgili herhangi bir kanıtın bulunamadığını belirtmiştir. Ancak, polis memuruna yönelik soruşturmanın ve de cezai kovuşturmanın 8 yıldan fazla sürdüğü ve son derece uzun bir süre olduğu, kötü muameleyi uyguladığı iddia edilen polis memurunun soruşturulması noktasında yine idari bir amirin görevlendirildiği ve bu durumun sürecin bağımsızlığına zarar verdiği ve de soruşturma esnasında Halat’a failin teşhis edilmesi sürecinde gerekli bilgilerin sunulmadığından hareketle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin etkin soruşturmanın gerçekleştirilmediği iddiasıyla 3. Madde’sinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Esma Halat’a manevi tazminat olarak 15.000 Euro ve de mahkeme masrafları için 2.000 Euro ödemesini kararlaştırmıştır.
AİHM’in bu kararı, kolluk kuvvetlerinin trans bireylere yönelik sürekli şekilde uyguladıkları kötü muamele ve de şiddet konusunda iç soruşturma ve de kovuşturma evrelerinde cezasızlıkla ödüllendirildiğini, kolluk kuvvetlerinin uyguladıkları şiddet veya keyfi uygulamalar konusunda ilgili idari birimlerin etkin soruşturma yürütmediklerini ve süreci uzun tutarak failleri korudukları, mağdurları süreç içerisinde yeniden mağdur haline getirdikleri gerçeğini destekler niteliktedir.
Her ne kadar mahkeme bu konu hakkında karar vermemiş olsa da, trans bireylerin kolluk kuvvetleri tarafından çeşitli yasalar kötüye kullanılarak ya da görev aşımında bulunarak keyfi idari cezalar, kötü muamele ve de şiddet konusunu da gündeme taşımaktadır.    AİHM’in bu sembolik kararını dikkate alarak, Türkiye Hükümeti bir an önce kolluk kuvvetleri tarafından trans bireylere yönelen insan hakları ihlallerine karşı adım atmak zorundadır. Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu, Kabahatler Kanunu, Trafik Kanunu gibi kanunlar derhal yeniden gözden geçirilmeli, kolluk kuvvetlerinin hak ihlali gerçekleştirmesini kolaylaştıran mevzuat ortadan kaldırılmalıdır. Kolluk kuvvetlerinin trans bireylere uyguladıkları şiddet konusunda etkin ve bağımsız soruşturma gerçekleştirilmeli, yargı organları kolluk kuvvetlerini cezasızlık ile ödüllendirmemeli ve de trans bireylerin maruz kaldıkları kötü muamele ve şiddete karşı her türlü mekanizma devreye sokulmalıdır.
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği

Kaos GL ve Pembe Hayat, LGBT bireylere yönelik alenen aşağılama ve hedef gösterdiği gerekçesiyle Erol Köse hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ankara - BİA Haber Merkezi
04 Kasım 2011, Cuma
Kaos GL ve Pembe Hayat, sosyal paylaşım sitesi twitter'da LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) bireylere yönelik hakaret içeren ve aşağılayan söylemlerde bulunduğu gerekçesiyle Erol Köse hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 125 ve 216. Maddelerini esas alarak "Hakaret ve Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama" suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Köse, tweet'lerinde LGBT bireylere yönelik ayrımcı söylemler kullanırken, birçok ünlü sanatçının da LGBT olduğunu iddia ediyor. LGBT dernekleri, "ifşanın hak değil, suç olduğunu" belirtiyor.
Savcılığa verilen dilekçede, Köse'nin ifadelerinin suç olduğu, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtildi:
"6 Ekim 2011 tarihinde şikayet edilen Erol Köse, 'twitter' adındaki sosyal paylaşım sitesinde, eşcinsel ve trans bireylere yönelik hakaret içeren söylemlerde bulunmuştur.
"Erol Köse, twitterda bulunan hesabından, sanat camiasından ve medyatik olan kişiler için '....... Diziyi seyrediyorum gay diye inandırıcı gelmiyor, bunların çoğu maskeli çakma entel, remix albümüyle çıkış yapan ....... lezzodur bir anım var kendisi ....... evine kız aşkıyla geldi el ele büyük usta tokadı bastı kovdu, mesela ...... lezdir' gibi söylemlerde bulunmuştur.
"Yine trans bireylerle ilgili olarak 'Otostopçu travestiler gece burada müşteri arıyorlar, travesti takipçileri sapkın, muhtemelen travestilerle ilişki kuran cinsel kimlik hastalarıdır, aklı başında olan travestilerle niye yazışsın, eylemine girenler blocklansın zira çoğu Hepatit-C aids taşıyıcısı olduğundan hınç dolular zira ne kadın ne erkekler, tweet atanlarda gizli sapkınlık var çünkü travestilik maalesef bir hastalıktır' demiştir. Bianet


 Trans Aktivistlere Hapis Cezası:Suçunuz Travesti Olmak
 Basına ve Kamuoyuna;
 27/10/2011

 Trans İnsan Hakları Savunucuları Hapis Cezasına Çarptırıldı, Saldırgan Polisler ise Cezasız!..

19 Haziran 2010’da Pembe Hayat Derneği kurucusu 3 trans insan hakları savunucusu, Esat Polis Karakolu’na bağlı polisler tarafından, araçlarının içerisinde seyir halindeyken hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden gözaltına alınmak istenmiştir. Polisin, her gün trans bireylere yönelik bu keyfi uygulaması karşısında, seyahat özgürlüklerinin engellendiği, Kabahatler Kanunu’nun keyfi ve yasal sınırları aşılarak uygulandığı ve Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nda belirtilen hakların kötüye kullanıldığı iddiasıyla gözaltına alınmayı reddeden Pembe Hayat üyeleri, polis tarafından şiddet uygulanarak gözaltına alınmıştır.

Şiddete ve hakarete uğrayan trans insan hakları savunucularının saldırgan polisler hakkında ilgili savcılığa yapmış oldukları suç duyuruları dikkate alınmazken, şiddeti uygulayan polislerin yapmış oldukları suç duyuruları sonuç vermiş ve savcılık tarafından 3 insan hakları savunucusu hakkında ´´polise direnme´´, ´´hakaret´´ ve ´´kamu malına zarar´´ iddiasıyla kamu davası açılmıştır. 26.10.2011 tarihinde sona eren davada ise Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi savunucular hakkında hapis cezası kararı vermiştir.
 Pembe Hayat Derneği Başkanı Buse Kılıçkaya ´´polise direnme´´ iddiasıyla 5 ay hapis cezasına çarptırılırken, Dernek Başkan Yardımcısı Derya Tunç yine ´´polise direnme´´ iddiasıyla 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Dernek üyesi Naz Güdümen ise, ´´hakaret´´ iddiasıyla 1 yıl, ´´polise direnme´´ iddiasıyla 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
 Trans bireylere yönelik kolluk kuvvetleri tarafından, yasal mevzuat zorlanarak veya dikkate alınmayarak uygulanan keyfi idari para cezaları, gözaltılar veya kötü muamele ve şiddet cezasız kalmakta; bu durum karşısında mağdur olan trans bireyler ve özellikle hak savunucuları sürekli şekilde kolluk kuvvetleri tarafından dava açılarak caydırılmaya çalışılmaktadır.
Kamuoyunda tanınan ve yıllardır trans bireylerin insan haklarının korunması ve hak ihlallerinin görünür kılınması konusunda aktif çalışmalar yürüten Buse Kılıçkaya ve Derya Tunç’a verilen hapis cezaları kabul edilemez!
 Kolluk kuvvetlerinin, trans bireylere yönelik polis şiddetini görünür kıldıkları ve bunu engellemeye çalıştıkları için hedef seçtiği ve Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin polisin ifadelerini esas alarak mağdur ettiği iki insan hakları savunucusuna yönelik bu karar, BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ni açıkça ihlal etmektedir. Aynı şekilde, kolluk kuvvetlerinin trans bireylere yönelik kötü muamele ve şiddeti ile görev sınırlarını aşan keyfi uygulamaları, yargı organlarının ise önyargılı ve ayrımcı tutumu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, AİHM içtihatları ve bizzat T.C. Anayasası ve yasalarının görmezden gelindiğinin kanıtıdır.
Verilen karar, tek bir mesaj vermektedir: ´´Kolluk kuvvetleri, size kötü muamele ve şiddet de uygulasa, görev sınırlarını aşan uygulamalarda da bulunsa, sesinizi çıkarmamalısınız. Aksi takdirde, hapis cezasına çarptırılırsınız!´´ Bu karar aynı zamanda, ilgili polislerin trans insan hakları savunucularını zorla gözaltına alırken dillendirdikleri ´´suçunuz travesti olmak´´ anlayışının adalet sistemi tarafından da onaylanması anlamına gelmektedir!
Her gün ayrımcılık, nefret suçları, polis şiddeti ve toplumsal dışlanma pratikleri ile karşılaşan trans bireyler, haklarını aradıklarında yeniden mağdur haline dönüştürülmektedir. Bu uygulama, Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin ve demokrasi anlayışının ne derece taraflı ve dolayısıyla yetersiz olduğunun kanıtıdır.
Bu adaletsizliğe karşı Türkiye’deki ve yurtdışındaki bütün insan hakları savunucularını, demokratik kitle örgütlerini ve vatandaşları bu transfobik ve taraflı karara karşı dayanışmaya çağırıyoruz.
 Transfobik polis ve adalet sistemi istemiyoruz!.. İnsan hakları savunucularının göz göre göre şiddete uğraması ve hapis cezasına çarptırılmasına sessiz kalmayacağız!.. Trans bireylere yönelen kurumsal şiddet ve adil olmayan yargılamayı protesto ediyoruz. Yetkilileri derhal bu konuda adım atmaya ve mağdur edilen Pembe Hayat Derneği yönetim kurulu üyeleri hakkında verilen kararı değiştirmeye çağırıyoruz.
Saygılarımızla,
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
 Destekçiler:
Ankara Sosyalist Feminist Kolektifi
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği
feministBiz
Hebûn Diyarbakır LGBTT Oluşumu
İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi
İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
Kadın Dayanışma Vakfı
Kaos GL Derneği
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
 MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu
 ODTÜ LGBT Dayanışması
 Pozitif Yaşam Derneği
 Siyah Pembe Üçgen İzmir LGBTT Derneği
 Sosyal Politikalar ve Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Araştırmaları Derneği (SPoD)
 Türkiye İnsan Hakları Vakfı
 Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
 Voltrans Trans Erkek İnisiyatifi
 [Pembe Hayat: 0312 4338517 pembehayat@pembehayat.org]


Pembe Hayat Derneği üyesi 3 trans insan hakları savunucusu, 19 Haziran 2010 gecesi araçları içerisindeyken, Ankara Esat Karakolu´na bağlı polisler tarafından gözaltına alınmıştır. Hiçbir hukuki gerekçe göstermeden ve şiddet kullanılarak gerçekleştirilen bu fiil, Türkiyeli trans bireylerin ve daha özelde trans insan hakları savunucularının her daim hak ihlali ile karşılaştığını açıkça göstermektedir.
17 Mayıs 2010´da yine Pembe Hayat Derneği üyesi 5 trans insan hakları savunucusu yine şiddet kullanılarak Esat Karakolu´na bağlı polisler tarafından gözaltına alınmış, bu olay uluslararası insan hakları örgütlerinin tepkisini çekmiştir. Polisin trans bireylere uyguladığı keyfi gözaltılar ile para cezalarının yanında, hak ihlaline maruz kalan trans hakları savunucularının sürekli biçimde faaliyetlerinden bu gibi hukuksuz eylemlerle caydırılmaya çalışıldığı görülmektedir.
´´Polise görev yaptırmamak için direnme´´, ´´hakaret´´ ve ´´kamu malına zarar verme´´ gibi mesnetsiz iddialar ile bizzat şiddet uygulayan polis memurları tarafından yapılan suç duyurusu ilgili savcılık tarafından davaya dönüştürülmüş ve şiddete uğrayan trans insan hakları savunucuları hakkında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası talebi ile açılan davanın 3 duruşması yapılmıştır. Uluslararası insan hakları örgütlerinden gelen mektuplar ve Pembe Hayat Derneği´nin tepkisine rağmen, 3 duruşma boyunca hiçbir ilerleme sağlanamamıştır.
Bununla birlikte, şiddete uğrayan ve keyfi gözaltı işlemini yapan görevli memurlar hakkında yapılan suç duyurusuna dair herhangi bir gelişme yaşanmamıştır. Bu da, idari makamlar ile adli birimlerin, hak ihlaline maruz kalan trans bireylerin haklarını arama girişimlerini ne şekilde engellediğini açıkça göstermektedir.
Yukarıda kısaca detaylandırdığımız olayın 4. duruşması 3 Mayıs 2011 tarihinde Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi´nde görülecektir. Duruşmaya, trans bireylerin insan hakları konusuna duyarlı bütün çevrelerin katılımını önemsiyoruz.
 Saygılarımızla,
 Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Adres: Ataç 1 Sokak 3/8 Yenişehir/Ankara
Tel: 0312 433 85 17 - 0532 462 17 05
Faks: 0312 433 85 17
E-Posta: pembehayat@pembehayat.org

Pembe Hayat Derneği olarak, trans bireylerin yaşamakta oldukları hak ihlallerini konu alan e-bültenlerimizi her ay içerisinde yaygınlaştırıyoruz. Amacımız, trans bireylerin yaşamları boyunca karşılaştıkları ayrımcılık, nefret suçları, şiddet ve toplumsal dışlanma gibi konularda geniş toplumsal kesimlerin farkındalığını artırmaktır.
 
Ekte, PDF formatında ilk sayımızı bulabilirsiniz.
 
Saygılarımızla,

--
Kemal Ordek

Ek -EBülten 
Blogger tarafından desteklenmektedir.