homofobiye karşı insiyatif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Homofobiye Karşı İnsiyatif 

Fasil 154 Ceza Yasasi`nin hemcins iliskileri suc kapsaminda degerlendiren ceza maddeleri aleyhine Avrupa Insan Haklari Mahkemesi`nde dava dosyalanmistir. Konuyla ilgili Human Dignity Trust`in yayinlamis oldugu basin aciklaması;

-EŞCİNSELLİK, KUZEY KIBRIS’TA CEZAİ SUÇ-
-TÜRKİYE ALEYHİNE YASAL MÜCADELE-

Avrupa Konseyi’nde eşcinselliğin suç olarak düzenlendiği tek bölge olan Kuzey Kıbrıs’ta eşcinselliği suç kapsamından çıkarmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM), yasal süreç başlatıldı.

1993’te, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kıbrıs’ta yetişkinler arası rızaya dayalı eşcinsel ilişkinin yasallaştırılmasını gerektirmişti;  ancak Kıbrıs’taki bölünme, eşcinselliği yasaklayan kanun dahil,  birçok İngiliz ceza kanununun Kuzey’de yürürlükte kalmasına neden olmuştur. Bu kanunlar, devlet yetkililerinin insan haklarını ihlal eden kanunların kaldırılacağı konusundaki vaatlerine rağmen, yürürlükte kalmıştır.

Uluslararası insan hakları hukuku, cinsel kimlik hakkının da dahil olduğu kimlikleri korumaktadır. Yetişkinler arası rızaya dayalı mahrem cinsel faaliyet insan hakları hukuku tarafından korunmaktadır.

Davaya göre, eşcinselliği suç olarak düzenlemeyen Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki insan haklarını korumak ve teşvik etmekle yükümlü olduğu için İngiliz koloni mirası bu yasayı savunmak durumundadır.

Dava, davacı aleyhinde dava açılacağı korkusuyla isimsiz bir şekilde dile getirilmiş, özel ve aile yaşamının söz konusu yasaların varlığıyla ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Davacı maruz kaldığı ayrımcılığın, insanlık dışı ve aşağılayıcı bir muameleye dönüştüğünü de iddia etmektedir.

Dava, başvuran kişinin yerine tüm dünyada hukuk yolu ile eşcinselliği suç kapsamından çıkarmayı amaçlayan uluslarası örgüt Human Dignity Trust (İnsan Onuru Vakfı) tarafından açılmıştır. İnsan Hakları avukatı ve Human Dignity Trust’ın başkanı Jonathan Cooper bugün yaptığı açıklamasında şöyle dedi:

‘’Eşcinsel ilişkinin Kuzey Kıbrıs’ta suç olarak düzenlendiği gerçeği, uluslararası hukuku ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükümlerini ihlal etmektedir.

Kimliklerin suç kabul edilmesi, insanları hukukun koruması dışına itmektedir. Bu sadece eşcinsel hakları ile ilgili bir sorun değildir,  bu evrensel insan hakları ile ilgili bir sorundur. Dünyada 80’den fazla hukuk sistemi yani neredeyse ülkelerin yarısı, eşcinselliği suç olarak düzenlemektedir’’.

Dava, Kuzey Kıbrıs’ın LGBT örgütü Homofobiye Karşi İnşisiyatif Derneği tarafından desteklenmektedir. Nigel Pleming QC öncülüğündeki  yasal ekipte, Kuzey Kıbrıs’tan avukat Öncel Polili ve Tom Mountford bulunmaktadır. Uluslararası hukuk firması Taylor Wessing LLP ise danışman avukatlık yapmak üzere davada yer almıştır.

Taylor Wessing LLP’de ortak olan Paul Callaghan’in bugün yaptığı yorum:

‘Bu kadar önemli bir konuda, Human Dignity Trust ile birlikte gönüllü olarak çalışmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu dava, uluslararası insan hakları hukukuna bir ihlali  açığa çıkarmaktadır; hem yasal hem de manevi yükümlülüklerin hüküm sayesinde yerine getirilmesini diliyoruz’’.

Homofobiye Karşi İnisiyatif Derneği ise şunları ekledi:

‘’Yasayı düzeltmek için harcanan çabalarımız faydasız olmuş ve Kıbrıslı Türk yetkililer iyi niyetli olmak konusunda isteksiz davranmıştır. Yasayı değiştirmek için verilen sözlere rağmen, yetkililer bu eski yasa ile insanları yargılamaya devam etmektedir. Bu durum, Kıbrıslı Türkler yekililerin insan haklarını korumaya cesareti olmadığını açıkça gösteriyor.

Human Dignity Trust ile yaptığımız çalışmaların, uluslararası dayanışma için iyi bir örnek olmasından dolayı da mutluluk duyuyoruz’’.

Homofobiye Karşı İnsiyatif



 Homofobiye Karşı İnisiyatif Derneği'nden




ILGA-Avrupa Yıllık Konferansı 2011’den Bildiri

ILGA-Avrupa Yıllık Konferansı 2011’e katılan 343 delege Kuzey Kıbrıs ile ilgili bir bildiriyi kabul etti.
Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Derneği - Avrupa Bölgesi’nin  (ILGA-Avrupa) 15. Yıllık Konferansı’na 43’den fazla ülkeden katılan 343 delege olarak, yetişkin erkeklerin hem-cins ilişkilerini 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandıran yasa -  Ceza Yasası (1929) Fasıl 154’e bağlı 171. Madde -, bağlamında yapılan tutuklamalar ile ilgili endişe duyuyoruz.
Son raporlar, Kuzey Kıbrıs lideri Derviş Eroğlu’nun söz konusu yasa maddesinin kaldırılacağını söylediğini belirtmektedir. Bu kararı selamlarken, bu bildirgeyi imzalayanlar olarak,  kararın ertelenmeden uygulanmasının takipçisi olacağımızı bildiririz.
Bizler, ilgili madde ile kavuşturması devam eden ve 16 Kasım’da mahkeme huzuruna çıkacak bireylere yönelik tüm suçlamaların düşürülmesine dair  ILGA-Avrupa’nın talebini yineliyoruz.
Ayrıca,  gözaltı sırasında bazı bireylere polisin kötü muamele ve işkence yaptığı konusunda uluslararası raporlarda ortaya çıkan iddiaların ayrıntılı bir soruşturmaya tabi tutulmasını talep ediyoruz. 



(Basın Açıklaması)
Doğaya Aykırı İlişki Yoktur, Doğaya Aykırı Yasalar Vardır!

Kıbrıs’ın kuzeyinde, İngiliz Koloni döneminden kalma Fasıl 154 Ceza Yasası’nın eşcinsel (hemcins) ilişkileri ‘doğaya aykırı ilişki’ çerçevesinde suç kapsamına sokan 171. maddesi insan haklarını ihlal etmeye en etkin şekilde devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda bu yasa bağlamında tutuklanmaların gerçekleşmesi, yasanın hala uygulamada olduğunu acı bir şeklide hatırlatmışken, ‘KKTC’ devleti insan hakları ihlalleri listesine bugün bir yenisini daha ekledi. Cuma sabahı çeşitli yayım organlarından alınan bilgilere göre, Kıbrıs’ın kuzeyinde ‘doğaya aykırı ilişki’ bağlamında üç kişi daha tutuklandı. Tutuklanan üç kişiden ikisinin gözaltı sırasında polis şiddetine maruz kaldıkları bilgimize gelmiştir. Bu hiçbir durumda kabul edilemez olmakla beraber bireylerin en temel insan haklarından birinin daha ihlalidir. Olayın işkence boyutuyla ilgili takipçi olacağız.  

Medya kurumları da devlet eliyle yani yasa yoluyla normalleştirilen insanlık suçuna ortak olmaya geçmişteki gibi devam ediyorlar. Tutuklananların isimlerini, mesleklerini, fotoğraflarını deşifre etmekle kalmayan bazı kurumlar, insan haklarının savunuculuğunu yapmak yerine, bu ihlalleri görmezden gelip homofobiyi besleyici yorumlarla gündemi çarpıtıyorlar. Ayrıca, kişilerden birinin 17 yaşında olduğu öne çıkarılmaya çalışıp kamuoyunun görüşü şekillendirilmeye çalışılsa da, biliyoruz ki ülkemizde kadınların cinsel ilişkiye rıza gösterme yaşı yasal olarak 16 olarak belirlenmiş olsa bile, erkek bireyler için böyle bir yaş sınırlaması yasalarda yer almamaktadır. Bu da bize dolaylı yoldan yürürlükte olan ceza yazasının bireylerin vücut bütünlüğünü değil, toplumun ‘ahlakını’ korumayı hedeflediğini gözler önüne sermektedir. Buradaki odak noktası yaş değil, cinsel ilişkiye rıza olmalıdır. Dolayısıyla bu bahsi geçen kişiler, ve ilerde aynı şekilde gelişebilecek olaylarda başka kişiler yargılanacaksa, insan hakları ve rıza çerçevesinde yargılanmalıdır, mağdur olan kişiler olaya müdahil ise onlar da ‘suçlu’ olarak teşhir edilmemelidirler.

Homofobik devlet istemiyoruz! Derhal devlet eliyle işlenen bu yasal suçun düzeltilmesi adına Ceza Yasası’nın 171. Maddesinin kaldırılmasını, yasalara açık bir şekilde eşitlikçi ve özgürlükçü maddelerin eklenmesini, tutukluların serbest bırakılmasını, ve yıllardır nefreti besleyen bu ve benzeri yasaların hayatlarına dokunduğu insanlardan özür dilenmesini talep ediyoruz!

Homofobik medya istemiyoruz! Nefret söylemlerini besleyen medya kurumlarına ve yazarlara karşı önlem alınmasını, gazetecilik etiklerinin haber yazarken temel alınmasını, ve sevginin değil nefretin suç sayılmasını talep ediyoruz!
Bu bağlamda bugün bütün duyarlı kişileri, aktivistleri, insan hakları savunucularını sessiz kalmamaya ve 17 Ekim 2011 Pazartesi, saat 9’da Mahkemeler karşısında bu yasaya karşı tepkimizi ortaya koymaya  çağırıyoruz.

İmzalayan Örgütler:

YKP-fem, Homofobiye Karşı İnisiyatif Derneği, Feminist Atölye, Toplumsal Cinsiyet ve Azınlıklar Enstitüsü, Post Research Institute, Yeni Kıbrıs Partisi, Aktivist Düşünce Topluluğu, Kıbrıslı Gençlik Platformu, Shortbus Movement.


Avrupa Komisyonu`nun Kibris Temsilciligi ile ACCEPT LGBT orgutunun birlikte organize ettigi `LGBT Esitligi: Neden gelecekte ve bugun itibariyle degil? Hemcins iliskilerin yasal olarak duzenlemesi` isimli panel 14 Eylul 2011, 19-21 saatleri arasinda "The EU House (AB Evi)"nde gerceklesecek ( 30 Byron Avenue, Lefkosa).


Uluslararasi LGBT Dernegi (ILGA)`nin Mayis 2011`de yayinlamis oldugu son raporunda, Kibris, 50 Avrupa Konseyi uyesi arasinda en kotu 4., AB uyeleri arasinda da LGBT haklari konusunda en az yasal duzenlemeye sahip  devlet olmustur. 

Diger bircok AB uye devlette var olan ve en temel insan haklari olarak kabul edilen ayrimciliga karsi koruyucu yasalar ile pozitif eylem yasalari malesef Kibris`ta duzenlenmemistir. Hemcins ciftlerin iliskileri ise hala Kibris`ta tanimamaktadir.

Avrupa Komisyonu`nun Kibris Temsilciligi konunun tartisilabilmesi icin Kibris Cumhuriyeti Kamu Denetcisi (Ombudsperson) Eliza Savvides, Bassavcilik adina Theodora Christodoulidou ve ACCEPT orgutu adina Yorgis Regginos`u konusmaci olarak davet etmistir. 


Homofobiye Karsi Inisiyatif Dernegi olarak 14 Eylul 2011 gunu yapilacak olan haftalik toplantimizi panele katilmak icin iptal ediyoruz. Sizleri de panele katilmak icin 6:30`da Ledra Palace Oteli`nin onunde bizlerle bulusup panele katilmaya davet ederiz.

Saygilarimizla,


-- 
Homofobiye Karsi Inisiyatif
Initiative Against Homophobia


20 Temmuz günü bedenlerimize uygulanan tahakkümün bir örneğini daha yaşadık.  İki erkek komşularının şikayetini dikkate alan polis güçlerince “doğaya aykırı cinsel ilişki”de bulundukları gerekçesi ile gözaltına alındı. Fasıl 154 Ceza Yasası hala hem-cins veya karşıt-cins olmalarına bakılmaksızın bireylerin en özel alanları olan cinsel yaşamlarını “doğaya aykırı cinsel ilişki” kısvesi ile yasaklamaktadır.

Homofobiye Karşı İnisiyatif olarak çalışmalarımıza başladığımız 2007 yılından beridir İngiliz Koloni döneminden kalma Fasıl 154 Ceza Yasası’nın hem-cins ilişkilerle ilgili 171. maddesinin yasa koyucular tarafından çağdaş insan hakları paralelinde düzenlenmesi için çalışmalar yürütüyoruz.  2008 ve 2010 yıllarıında Meclis Başkanlığı’na sunmuş olduğumuz Ceza Yasası Değişiklik Önerisi’nin Hukuk Komitesi’ne hala ulaşamamasını büyük bir üzüntü ile takip ediyoruz. Yasa Koyucu`ların ve Yargı`nın, yasanın kullanılmadığı yönündeki iddialarının yaşanan son olay ile geçerliliğini yitirdiği artık gün yüzüne çıkmıştır.  Uykuda olduğu iddia edilen yasanın yeri geldiğinde 21. Yüz yılda bile insan hakları ayıbına dönen bir kabusa dönüştüğünü  görüyoruz. KKTC Devleti’nin son eylemlerde de yaşanan polis şiddeti sonrasında yapmış olduğu açıklamalar ile ne kadar ‘demokrat’ olduğunu ve insan haklarını görmezden geldiğini büyük bir kaygı ile izliyoruz.  Sağlık Bakanlığı’nın bireyleri koruması gerektiği bir noktada Dünya Sağlık Örgütü’nün 1990 yılında hastalık tanı listesinden çıkardığı “eşcinsel” yönelimi kamuoyuna bir tehdit gibi sunmasını, bireylerin en mahrem bilgisi olan sağlık durumu ile ilgili bilgilerin “kamu yararı” kısvesi adı altında kamuoyu ile paylaşılmasını,  AİDS'in bir eşcinsel hastalığı gibi algılanmasına neden olabilecek açıklamalar yapılmasını, ve tutuklanan bireylerin topluma bir tehdit unsuru gibi sunulmasını etik dışı buluyor ve esefle kınıyoruz. 

Mahkemece suçlulukları kanıtlanmamış bireylerin isimlerini ifşa eden ve yaşanan üzücü olayı magazin tonu ile haberleştiren medya kuruluşlarını  yasalara uygun bir şekilde haber yapmaya ve etik değerleri gözeten habercilik anlayışı ile görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Medya Kuruluşlarını, bireylerin en özel alanlarını ifşa eden ve yaşamlarında geri dönülmez yaralar açan yayınları sonlandırmaya ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği`ne daha fazla önem göstermeye çağırıyoruz. 

Homofobiye Karşı İnisiyatif olarak; yaşanan son olayla birlikte Fasıl 154 Ceza Yasası’nın 171. Maddesinin ivedilikle değiştirilmesinin gerekliliğinin bir kez daha anlaşıldığını düşünüyoruz. KKTC Devletini ve siyasi partileri, Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmiş bu yasayı ivedilikle tarafımızca kendilerine iletilen Ceza Değişiklik Yasası ile düzenlemelerini ve KKTC’nin Avrupa’da devlet eliyle homofobi yapan ülkeler listesinden çıkması için temel insan hakları paralelinde yasalar yapmaya davet ediyoruz. Bu ülkede yaşayan her vatandaşının insan haklarının korunmasının devletin yükümlülüğü olduğuna inanıyoruz.

Blogger tarafından desteklenmektedir.