fasıl 154 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, ülkede temaslarda bulunan Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Milletvekili Michael Cashman’ı kabul etti.
Cashman’a ziyaretinde CTP Milletvekilleri Fatma Ekenoğlu ile Sibel Siber ve Homofobiye Karşı İnisiyatif Derneği ‘nin iki üyesi de eşlik etti.
CASHMAN
Homofobiye ve homoseksüelleri etkileyen yasalara karşı mücadele veren sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve parlamenterlere destek vermek istediğini ifade eden Cashman, kaldırılması gereken ve kaldırılabilmesi için siyasi desteğe gereksinim duyulan konuyla ilgili ceza yasaları konusunda adım atılıp atılamayacağını görmek amacında olduğunu da kaydetti. Cashman söz konusu ceza yasalarında değişikliğin azınlık haklarının korunması yönünde önemli bir sinyal olacağını da ifade etti.
Ziyarette konuşan Michael Cashman üç yıl önce Cumhuriyet Meclisi’ne aynı konuyla ilgili olarak gerçekleştirdiği ziyareti hatırlatarak, bu süre zarfında bir arkadaş ve dost bir siyasetçi olarak adaya yaptığı ziyaretlerde konunun takibini yaptığını söyledi.
Homoseksüelliği suç sayan İngiliz koloni kanunlarının korkunçluğu konusunda bir fikir birliği olduğunu dile getiren Cashman, ceza yasalarının fasıl 154 171 ve 173’üncü maddelerinin kaldırılmasıyla ilerleme elde edilebileceğini ve bunun çok iyi bir başlangıç olacağını belirtti.
Aynı zamanda azınlıkların haklarının korunması ve yasalar önünde herkesin eşit olması yönünde de bir gereksinim olduğunu dile getiren Cashman, bu tür yasa çalışmalarının İngiltere’de 1997 yılında yapıldığını, bir çok Avrupa ülkesinde bu çalışmaların tamamlandığını kaydetti ve Kuzey Kıbrıs’ta da bu ceza yasalarından artık kurtulunması gerektiğini söyledi.
Cashman, bazı AB ülkelerinin Dış İlişkiler Komitesi’nde çalıştığını ve bu ülkelerin cinsellik, cinsel tercih ve cinsel ayırımcılıkla ilgili bu yasaları AB müktesebatının bir parçası olarak AB üyeliği öncesinde meclislerinde onaylamak durumunda olduklarını anlattı.
Bugünkü ziyareti ile 3 yıl önce gerçekleştirdiği ziyaret arasında bir fark olduğunu söyleyen Cashman, şimdi, “Avrupa Komisyonu’nda eşcinselliğin suç olarak düzenlendiği tek ülke olarak kalan Kuzey Kıbrıs’ta eşcinselliğin suç kapsamından çıkarılması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de(AİHM) yasal süreç başlatılmış olduğunu” söyledi.
Cashman, hızlı bir şekilde çalışma yapılıp meclisin AİHM’den önce adım atabileceğini düşündüğünü de söyledi ve bir çok ülkede konunun buradakiyle aynı yoldan çözüldüğünü hatırlattı.(...)


Cashman’ın cinsel yaşam ve bireysel tercihler konusundaki düşüncelerini anladıklarını ifade eden Bozer, “Ama tabi anlamakla beraber önceliklerimiz vardır” diye konuştu.
Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin ortadan kaldırılması yönünde yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyleyen Bozer, önce bunu çözeceklerini, iki konuyu paralel olarak çözmenin belki de daha uygun olduğunu ancak söz konusu konunun da tartıştıkları bir gündem olduğunu söyledi.
Eşcinselliğin bireysel bir tercih olduğunu anladıklarını ancak çocuğa ve kadına yönelik şiddete öncelik verdiklerini söyleyen Bozer, bu konudaki yasal düzenlemenin de gündemlerinde olduğunu söyledi.
Konunun bir sıra dahilinde ele alınacağını belirten Bozer, eşcinselliğin demokratik bir insan hakları ilkesi olduğunu kabul ettiklerini ve ne yapabileceklerini tartıştıklarını ifade etti.
 

Haber Bağlantıları; http://www.kktcenf.org/tr/index.asp?sayfa=haberdetay&newsid=4053



Kıbrıs’ın kuzeyinde iki kişi ‘doğaya aykırı eylem’ iddiasıyla suçlanarak mahkeme önüne çıkarıldı. Kıbrıs’ın kuzeyi, Avrupa’da eşcinsel ilişkinin suç olarak düzenlendiği son bölge.
Eski Kıbrıslı Rum bakan Michael Sarris’in  ve iki kişinin aynı nedenlerle Ekim 2011’de son derece görünür tutuklanması sonrasında, toplum lideri Derviş Eroğlu Ceza Yasası’nın değiştirileceğine dair söz vermişti.
Madde 171-173 halen eşcinsel ilişki için beş yıl ve ‘bu suçların’ işlenmesine teşebbüse de üç yıl hapis cezası öngörmektedir.
Ancak, Kıbrıslı Türk toplumundan kaynaklar önceki suçlamalardan dolayı cezaevinde bulunan iki kişinin 'doğaya karşı eylem' ile suçlandığını ve 29 Ocak'ta mahkemeye çıkarıldığını rapor ettiler. Bireylerin kendilerini temsil eden avukatları yoktu.
Avrupa Parlementosu LGBT İntergrubu, Eroğlu’nun Ceza Yasası’nın 171-173 maddelerinin yürürlükten kaldırılmasına dair vermiş olduğu sözlerinin somut eylemleme dönüşmemesi dolayısı ile oldukça endişeli. AB parlementeri Marina Yannakoudakis’e gönderdiği mektubunda Eroğlu ilgili yasaların düzenlenmesine yardımcı olacağı taahhüdünü vermişti. Toplumcu Demokrasi Partisi’nin meclis gündemine taşıdığı değişiklik önerisi ise hala yasa olarak düzenlenmedi.
AB parlementeri Eleni Theocharous, LGBT İntergrubu Kıbrıslı üyesi,  “Vatandaşların sadece kendi cinsel yönelimleri dolayısı ile kovuşturulması, temel insan haklarının kabaca ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Kıbrıs’ın işgal bölgelerindeki Türkiye’ye bağımlı yönetimi, tutuklanan iki kişiyi serbest bırakmaya ve haklarında yürütülen hukuki süreci geri çekmeye çağırıyorum.” yorumunu yaptı.
Eleni Theocharous, “Avrupa Parlementosunu ve uluslararası topluluğu Türkiye üzerine Kıbrıs sorununun çözümü yönünde baskı yapmaya, bu şekilde AB hukukunun adanın tamamında uygulanmasını sağlamaya çağırıyorum”.
AB parlementeri, LGBT İntergrubu eş-başkanı Michael Cashman “Yürürlükteki Ceza Yasası insanların yaşamlarına zarar vermektedir ve Derviş Eroğlu’nun verdiği sözleri somut icraatlar takip etmelidir. Bireysel olarak kendisiyle, diğer liderlerle ve sivil toplum örgütleriyle buluşmak ve Avrupa’da keza dünyanın hiçbir yerinde yeri olmayan bu çağdışı yasanın yürürlükten kaldırılmasını cesaretlendirmek için Kıbrıs’a gideceğim.”
Michael Sarris Kıbrıs’ın güneyine geçerek kovuşturmadan kurtulmuş lakin Ekim 2011 tarihinde tutuklanan iki kişinin kovuşturması Kıbrıs’ın kuzeyinde hala devam ediyor.


Haber Bağlantıları;
Avrupa Birligi LGBT Haklari Intergrubu`nun yasanan son tutuklamalar ile ilgili yapmis oldugu aciklamasi. http://queercy.org

Londra’dan Avrupa Parlementosu Milletvekili Kuzey Kıbrıs`taki eşcinsel ilişkilerle ilgili son tutuklamaları kınadı
Brüksel, 1 Şubat 2012 – Kuzey Kıbrıs’taki eşcinsel ilişkiyi yasaklayan yasanın kaldırılması ile ilgili kampanya yürüten Avrupa Parlementosu muhafazakar üyesi bugün adada “doğaya aykırı cinsel ilişki” dolayısıyla gerçekleşen tutuklamaları kınadı.
Avrupa Parlementosu Londra milletvekili Marina Yannakoudakis Avrupa’da eşcinsel ilişkinin yasak olduğu son yer olan Kuzey Kıbrıs’taki yasanın kaldırılması için Kıbrıslı Türk lider Dr. Derviş Eroğlu ile bir süredir görüşmeler yapmaktaydı. Dr. Eroğlu’nun yasanın kanundan çıkarılması yönünde imza koyacağı konusunda verdiği garantiye rağmen Fasıl 154, 171. Madde kullanılarak tutuklamalar gerçekleştirilmeye devam etmektedir.
Son tutuklamalar 29 Ocak 2012’de Lefkoşa Merkezi Cezaevi’nde gerçekleşti. Biri Nijerya vatandaşı olan iki erkek tutuklu, ‘doğanın düzenine aykırı’ cinsi münasebet dolayısıyla tutuklandı. Bu son 8 ay içerisinde 171. Maddeye dayanarak gerçekleşen üçüncü tutuklamadır.
“Dr. Eroğlu bana Kuzey Kıbrıs’taki bu yasanın kaldırılacağı yönünde iki kez söz verdi. Şu ana kadar verdiği sözlere güvendim, ancak şimdi bu sözleri yapacağı icraatlarla desteklemesi gerekmektedir.”   
“171. Madde altında gerçekleştirilen tutuklamaların acilen durdurulması ve geçtiğimiz ay tutuklanan şahısların da daha fazla gecikmeden hemen serbest bırakılması gerekmektedir. Toplumcu Demokrasi Partisi tarafından sunulan yasa önerisinin mecliste ivedilikle görüşülerek başka adli hataların gerçekleşmeyeceğinin garanti altına alınması ve Dr. Eroğlu’nun yasanın kaldırılması yönünde verdiği imza sözünü tutması gerekmektedir.”
“Aynı zamanda Kıbrıs`ta Türkçe yayınlanan ve en çok okunan gazete olan ‘Kıbrıs’ gazetesinin bu tutuklamaları yayınlama şekli de beni endişelendirmektedir. Gazete ilgili kişilerin isimlerini ve hatta fotoğraflarını yayınlamış ve tutuklamaları küçük düşürücü bir dille haber yapmıştır. Kuzey Kıbrıs`taki tüm yetişkinlerin yargılanma veya küçük düşürülme korkusu olmaksızın, hemcinsi veya karşı cinsle rızaya dayalı cinsel ilişki yaşayabilmesini sağlayabilmek için sadece yasaların değil, aynı zamanda bu konudaki tavırların da değişmesi gerekmektedir.
Marina Avrupa Parlamentosu Kıbrıslı Türkler ile Yüksek Seviyede Temas Grubu üyesidir.

Homofobiye Karsi Inisiyatif info@queercy.org

Eşcinsel ilişki suçlamasıyla gözaltında bulunan Rum eski Maliye Bakanı Mihalakis Sarris, serbest kaldıktan sonra hayatına devam ederken, benzer suçlardan dolayı gözaltına alınan yaşları 18’in altındaki çocuklar zor günler yaşıyor.
Suna ERDEN 
Rum Yönetimi eski Maliye Bakanı Mihalakis Sarris’in, Lefkoşa Surlariçi’nde 17 yaşındaki M.K isimli bir erkek çocuk ile eşcinsel ilişkiye girdiği iddiasıyla tutuklanması gündeme bomba gibi düşerken, beraberinde tartışmaları da getirdi. Kimi çevreler KKTC yasalarında “doğaya aykırı ilişkinin” suç sayılmasını kınarken, kimi çevreler eşcinselliğin bir tercih olduğunu, hastalık olarak algılanmasının yanlış olduğunu savundu.Sarris’in, bu nedenden dolayı gözaltına alınmasıbazı çevreler tarafından yadırganırken, olayın diğer cephesindeki çocuklar ise göz ardı edildi.

SERBEST KALDILAR AMA…
Surlariçi’ndeki bir evde 13 Ekim gecesi tutuklanan Sarris,16 Kasım’da başlayacak duruşmalarda yargılanmak üzere 120 bin TL nakdi kefalet ödeyerek serbest kalırken, benzer suçlarla itham edilen yaşları 18’den küçük İ.H.G. (16), O.D. (14) ve M.K. (16) ise 5’er bin TL şahsi kefalet imzalayıp özgürlüğüne kavuştu. Ancak çocukların serbest kaldıktan sonra yaşadıklarını ve çocukların geçmişini araştıran Star Kıbrıs,ilginç sonuçlara ulaştı.

SABIKALILAR:
Para karşılığında eşcinsel ilişki yaşadıkları iddiasıyla gözaltına alınan çocukların ortak özelliklerinin eğitimden kopuk olduğu ortaya çıkarken, yaşları küçük olmasına rağmen bu çocukların birçok şuça bulaştığı öğrenildi. Ayrıca, eşcinsel ilişki suçlamasıyla gözaltına alınan İ.H.G. O.D. ve M.K.’nin çevreleri tarafından tepki ile karşılandıkları iddia edilirken, bazılarının dayak yediği de öğrenildi.

KİMSE İSTEMEDİ:
Star Kıbrıs’a konuşan ve çocuklar ile aynı bölgede oturan S.H, “mahalleli bu çocukları istemiyor. Bazılarına dayak attılar. Bizim mahallenin adını çıkardılar ve dışlandılar”şeklinde açıklama yaptı.Sarris ile eşcinsel ilişki yaşadığı iddia edilen M.K’nin, ailesinin ilgisinden yoksun olduğunu söyleyen S.H, kötü ekonomik koşullara rağmen M.K’nin yüklü harcamalar yaptığını hatta 3 bin Euro değerinde motosiklet aldığını ama kimsenin paranın kaynağını sormadığını ileri sürdü.

İ.H.G AİLE YOK, YAPAYALNIZ:
Eşcinsel ilişki iddiasıyla gözaltına alınan çocukların sabıkası ve şuanda içinde oldukları durum ise şöyle: Doğaya aykırı ilişkiye girdiği iddiasıyla tutuklanan 16 yaşındaki İ.H.G,daha önce dükkân açma, hırsızlık suçlarından dolayı gözaltına alındı. Yargılandıktan sonra hapis cezası alan İ.H.G, hapisten çıktıktan kısa bir süre sonra eşcinsel ilişki suçlamasıyla gözaltına alındı. Annesi ve babası tarafından terk edilen İ.H.G, bir süre dedesi ile yaşadı. Ancak o da yaşamını yitirince şimdi yapayalnız kaldı.

O.D,ÜVEY ANNE ŞİDDETİ SOKAĞA İTTİ:
Yine gözaltına alınan 14 yaşındaki O.D’nin de hırsızlıktan dolayı sabıkası var. Babası ve üvey annesi ile yaşayan O.D’nin, üvey annesinden sürekli şiddet gördüğü, bu nedenden dolayı hem eğitimden hem de evinden koptuğu iddia edildi. Ayrıca O.D’nin eşcinsel ilişki suçlamasıyla gözaltına alındıktan sonra ailesi tarafından istenmediği, bu nedenden dolayı dayısının O.D’yi Türkiye’ye götürmek için KKTC’ye geldiği öğrenildi.

15 YAŞINDA HAPİSTE:
Sarris, aleyhinde tanıklık yapan ve Sarris’in müstehcen darbına maruz kaldığı iddia edilen 15 yaşındaki M.D ise esrar bulundurmak suçundan dolayı şuan cezaevinde. Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni iç hukukun parçası haline getiren KKTC Anayasası gereğince, çocuk suçlular için ıslah evi olması öngörülürken M.D,18 yaş üstü mahkûmlar ile birlikte aynı yerde cezasını çekiyor.


Kaynak: http://www.gundemkibris.com/escinsellik-davasinda-fatura-cocuklara-kesildi-16258h.htm


20 Temmuz günü bedenlerimize uygulanan tahakkümün bir örneğini daha yaşadık.  İki erkek komşularının şikayetini dikkate alan polis güçlerince “doğaya aykırı cinsel ilişki”de bulundukları gerekçesi ile gözaltına alındı. Fasıl 154 Ceza Yasası hala hem-cins veya karşıt-cins olmalarına bakılmaksızın bireylerin en özel alanları olan cinsel yaşamlarını “doğaya aykırı cinsel ilişki” kısvesi ile yasaklamaktadır.

Homofobiye Karşı İnisiyatif olarak çalışmalarımıza başladığımız 2007 yılından beridir İngiliz Koloni döneminden kalma Fasıl 154 Ceza Yasası’nın hem-cins ilişkilerle ilgili 171. maddesinin yasa koyucular tarafından çağdaş insan hakları paralelinde düzenlenmesi için çalışmalar yürütüyoruz.  2008 ve 2010 yıllarıında Meclis Başkanlığı’na sunmuş olduğumuz Ceza Yasası Değişiklik Önerisi’nin Hukuk Komitesi’ne hala ulaşamamasını büyük bir üzüntü ile takip ediyoruz. Yasa Koyucu`ların ve Yargı`nın, yasanın kullanılmadığı yönündeki iddialarının yaşanan son olay ile geçerliliğini yitirdiği artık gün yüzüne çıkmıştır.  Uykuda olduğu iddia edilen yasanın yeri geldiğinde 21. Yüz yılda bile insan hakları ayıbına dönen bir kabusa dönüştüğünü  görüyoruz. KKTC Devleti’nin son eylemlerde de yaşanan polis şiddeti sonrasında yapmış olduğu açıklamalar ile ne kadar ‘demokrat’ olduğunu ve insan haklarını görmezden geldiğini büyük bir kaygı ile izliyoruz.  Sağlık Bakanlığı’nın bireyleri koruması gerektiği bir noktada Dünya Sağlık Örgütü’nün 1990 yılında hastalık tanı listesinden çıkardığı “eşcinsel” yönelimi kamuoyuna bir tehdit gibi sunmasını, bireylerin en mahrem bilgisi olan sağlık durumu ile ilgili bilgilerin “kamu yararı” kısvesi adı altında kamuoyu ile paylaşılmasını,  AİDS'in bir eşcinsel hastalığı gibi algılanmasına neden olabilecek açıklamalar yapılmasını, ve tutuklanan bireylerin topluma bir tehdit unsuru gibi sunulmasını etik dışı buluyor ve esefle kınıyoruz. 

Mahkemece suçlulukları kanıtlanmamış bireylerin isimlerini ifşa eden ve yaşanan üzücü olayı magazin tonu ile haberleştiren medya kuruluşlarını  yasalara uygun bir şekilde haber yapmaya ve etik değerleri gözeten habercilik anlayışı ile görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Medya Kuruluşlarını, bireylerin en özel alanlarını ifşa eden ve yaşamlarında geri dönülmez yaralar açan yayınları sonlandırmaya ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği`ne daha fazla önem göstermeye çağırıyoruz. 

Homofobiye Karşı İnisiyatif olarak; yaşanan son olayla birlikte Fasıl 154 Ceza Yasası’nın 171. Maddesinin ivedilikle değiştirilmesinin gerekliliğinin bir kez daha anlaşıldığını düşünüyoruz. KKTC Devletini ve siyasi partileri, Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmiş bu yasayı ivedilikle tarafımızca kendilerine iletilen Ceza Değişiklik Yasası ile düzenlemelerini ve KKTC’nin Avrupa’da devlet eliyle homofobi yapan ülkeler listesinden çıkması için temel insan hakları paralelinde yasalar yapmaya davet ediyoruz. Bu ülkede yaşayan her vatandaşının insan haklarının korunmasının devletin yükümlülüğü olduğuna inanıyoruz.

Blogger tarafından desteklenmektedir.