doğaya aykırı cinsi münasebet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Eşcinsel ilişki suçlamasıyla gözaltında bulunan Rum eski Maliye Bakanı Mihalakis Sarris, serbest kaldıktan sonra hayatına devam ederken, benzer suçlardan dolayı gözaltına alınan yaşları 18’in altındaki çocuklar zor günler yaşıyor.
Suna ERDEN 
Rum Yönetimi eski Maliye Bakanı Mihalakis Sarris’in, Lefkoşa Surlariçi’nde 17 yaşındaki M.K isimli bir erkek çocuk ile eşcinsel ilişkiye girdiği iddiasıyla tutuklanması gündeme bomba gibi düşerken, beraberinde tartışmaları da getirdi. Kimi çevreler KKTC yasalarında “doğaya aykırı ilişkinin” suç sayılmasını kınarken, kimi çevreler eşcinselliğin bir tercih olduğunu, hastalık olarak algılanmasının yanlış olduğunu savundu.Sarris’in, bu nedenden dolayı gözaltına alınmasıbazı çevreler tarafından yadırganırken, olayın diğer cephesindeki çocuklar ise göz ardı edildi.

SERBEST KALDILAR AMA…
Surlariçi’ndeki bir evde 13 Ekim gecesi tutuklanan Sarris,16 Kasım’da başlayacak duruşmalarda yargılanmak üzere 120 bin TL nakdi kefalet ödeyerek serbest kalırken, benzer suçlarla itham edilen yaşları 18’den küçük İ.H.G. (16), O.D. (14) ve M.K. (16) ise 5’er bin TL şahsi kefalet imzalayıp özgürlüğüne kavuştu. Ancak çocukların serbest kaldıktan sonra yaşadıklarını ve çocukların geçmişini araştıran Star Kıbrıs,ilginç sonuçlara ulaştı.

SABIKALILAR:
Para karşılığında eşcinsel ilişki yaşadıkları iddiasıyla gözaltına alınan çocukların ortak özelliklerinin eğitimden kopuk olduğu ortaya çıkarken, yaşları küçük olmasına rağmen bu çocukların birçok şuça bulaştığı öğrenildi. Ayrıca, eşcinsel ilişki suçlamasıyla gözaltına alınan İ.H.G. O.D. ve M.K.’nin çevreleri tarafından tepki ile karşılandıkları iddia edilirken, bazılarının dayak yediği de öğrenildi.

KİMSE İSTEMEDİ:
Star Kıbrıs’a konuşan ve çocuklar ile aynı bölgede oturan S.H, “mahalleli bu çocukları istemiyor. Bazılarına dayak attılar. Bizim mahallenin adını çıkardılar ve dışlandılar”şeklinde açıklama yaptı.Sarris ile eşcinsel ilişki yaşadığı iddia edilen M.K’nin, ailesinin ilgisinden yoksun olduğunu söyleyen S.H, kötü ekonomik koşullara rağmen M.K’nin yüklü harcamalar yaptığını hatta 3 bin Euro değerinde motosiklet aldığını ama kimsenin paranın kaynağını sormadığını ileri sürdü.

İ.H.G AİLE YOK, YAPAYALNIZ:
Eşcinsel ilişki iddiasıyla gözaltına alınan çocukların sabıkası ve şuanda içinde oldukları durum ise şöyle: Doğaya aykırı ilişkiye girdiği iddiasıyla tutuklanan 16 yaşındaki İ.H.G,daha önce dükkân açma, hırsızlık suçlarından dolayı gözaltına alındı. Yargılandıktan sonra hapis cezası alan İ.H.G, hapisten çıktıktan kısa bir süre sonra eşcinsel ilişki suçlamasıyla gözaltına alındı. Annesi ve babası tarafından terk edilen İ.H.G, bir süre dedesi ile yaşadı. Ancak o da yaşamını yitirince şimdi yapayalnız kaldı.

O.D,ÜVEY ANNE ŞİDDETİ SOKAĞA İTTİ:
Yine gözaltına alınan 14 yaşındaki O.D’nin de hırsızlıktan dolayı sabıkası var. Babası ve üvey annesi ile yaşayan O.D’nin, üvey annesinden sürekli şiddet gördüğü, bu nedenden dolayı hem eğitimden hem de evinden koptuğu iddia edildi. Ayrıca O.D’nin eşcinsel ilişki suçlamasıyla gözaltına alındıktan sonra ailesi tarafından istenmediği, bu nedenden dolayı dayısının O.D’yi Türkiye’ye götürmek için KKTC’ye geldiği öğrenildi.

15 YAŞINDA HAPİSTE:
Sarris, aleyhinde tanıklık yapan ve Sarris’in müstehcen darbına maruz kaldığı iddia edilen 15 yaşındaki M.D ise esrar bulundurmak suçundan dolayı şuan cezaevinde. Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni iç hukukun parçası haline getiren KKTC Anayasası gereğince, çocuk suçlular için ıslah evi olması öngörülürken M.D,18 yaş üstü mahkûmlar ile birlikte aynı yerde cezasını çekiyor.


Kaynak: http://www.gundemkibris.com/escinsellik-davasinda-fatura-cocuklara-kesildi-16258h.htm

Feminist Atölye’den Kamuoyuna Duyuru:

Son günlerde “Saris Davası” ile ilgili bazı medya kuruluşları ve köşe yazarları tarafından kamuoyuna aktarılan bilgiler dava nedeni ve bu nedene karşı ortaya koyulan tepkileri bilinçli olarak çarptırmakta; kamuoyunu yanlış bilgilendirerek toplum vicdanını manipüle etmektedirler.

fema logo.jpg Bizler Feminist Atölye aktivistleri olarak, kamuoyunun şeffaf bilgi alma hakkının ihlal edildiği gerçeğinden hareketle, söz konusu davanın nedenini ve bu nedene karşı ortaya koyulan tepkileri açıklığa kavuşturarak toplum vicdanını manipüle etmeye çalışanlara karşı doğru bilgileri vermeyi sorumluluğumuz olarak görüyoruz.



Dava gerekçesi “doğaya aykırı cinsi münasebet”tir!

Kıbrıs Cumhuriyeti ekonomi eski bakanı Saris ve beraberinde tutuklanan 6 kişi, Ceza Yasası 171. Maddede bulunan “doğaya aykırı cinsi münasebet” gerekçesi ile tutuklanmışlar ve dava bu yasa maddesine dayanarak açılmıştır. Erkekler arası eşcinsel ilişkiyi bir “suç” olarak tanımlayan bu yasa maddesi en temel insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır. Bizim talebimiz bu maddenin derhal Ceza Yasası’ndan kaldırılması ve eğer davanın bulgularında “çocuk istismarı”, “tecavüz” ya da “fuhuş” gibi suçlar tespit edilmişse, dava sürecinin bu suçlar zeminine kaydırılmasıdır. Yani bazı köşe yazarlarının savunduğunun aksine bizler, ÇOCUK HAKLARININ GÖRMEZDEN GELİNMESİNİ DEĞİL, BİLAKİS ÇOCUK İSTİSMARI İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR BULGU VARSA, DAVANIN BU BULGULAR ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLMESİ GEREKTİĞİNİ SAVUNUYOR, BUNUN İÇİN DE EŞCİNSEL İLİŞKİYİ SUÇ SAYAN CEZA YASASI 171. MADDENİN KALDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ!



Suçu ispatlanıncaya kadar herkes suçsuzdur!

İşlendiği iddia edilen suçun soruşturulması ve kovuşturulması aşamasında bireyler aleyhine dile getirilen önyargılar, masumiyet karinesinin ihlali anlamına gelmektedir. Bireylerin işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü cezalandırılabilmeleri için suçun işlendiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanması gerekmektedir. Bu ispatı gerçekleştirmesi gereken savcılıktır. Diğer bir anlatımla birey suçsuz olduğunu ispat etmek zorunda değildir, suçu ispatlanıncaya kadar masumdur. “Sarris Davası” içerisinde tutuklanan her birey birçok kesim tarafından “suçlu” ilan edilmiştir. Halbuki KKTC Anayasası’nın 18. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde suçu ispat edilinceye kadar herkesin suçsuz sayılması gerektiğini düzenlemektedir. Aksi bir uygulama insan hakları ihlalinin meydana gelmesine sebebiyet vermektedir.



Eşcinsellik pedofili demek değildir!

Pedofili, ergenlik dönemine girmemiş (genelde 13 yaşına kadar olan) çocuklara yöneltilen cinsel davranışları içeren bir hastalıktır. Her hastalık gibi pedofilinin de bir kişinin heteroseksüel ya da homoseksüel olması ile bir alakası yoktur. Eşcinselliği pedofili ile özdeşleştirmek, homofobik ve ataerkil bir yaklaşım olmak yanında, LGBTQ bireyleri toplum nezdinde ötekileştirmek ve onlara karşı nefret uyandırmak üzere ortaya koyulan bir tavırdır.



Soruşturma süreci şeffaf ve insan haklarına uygun yapılmalıdır!

Gerek Polis teşkilatının yaptığı yeni tutuklamalar, gerekse tutukluların ifade verdikleri koşullar şeffaf değildir. Tutuklanan bireylerin baskı ve şiddet yolu ile verdikleri ifadeler yine bazı medya kuruluşları tarafından “gönüllü ifadeler” olarak tanımlanmış, bu bireylerin ifade verirken maruz kaldığı insan hakkı ihlalleri görünmez kılınmıştır.



Polis teşkilatı sivil otoriteye bağlanmalıdır!

Polis teşkilatının hakkaniyet esaslarına göre bir kovuşturma ve insan hakları temelinde bir soruşturma yürütmesinin garanti altına alınması için, bu teşkilatın derhal sivil otoriteye bağlanması şarttır. Cumhuriyet olduğunu iddia eden tüm devletlerde, polis teşkilatı, halkın oy vermek suretiyle seçtiği sivil makamlarca yönetilmekte, polisin seçilmişler değil atanmışlar tarafından yönetilmesi ancak diktatörlüklerde görülmektedir.
Blogger tarafından desteklenmektedir.