Dipnottv etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dipnot Tablet 35. sayısı yayında... Ali Mendillioğlu Dipnot Tablet okurları için son yıllarda artan kadına şiddet olaylarının nedenini bir transeksüele sordu. "Kadınların pazarlık gücü artınca erkeklerin de çirkefliği artıyor."...

N.Ç olayının yarattığı şaşkınlık ve utanç beni alt üst etti. Ara ara selamlaştığımız hasbihal eylediğimiz bir transeksüel arkadaşımı aradım. Onunla konuşmak istedim.  ...


Transeksüel arkadaşıma ilk sorduğum soru, bir erkeğin bir kadını öldürmesi için nasıl bir nedeni olabilir, oldu.
 "İkili ilişkileri ve cinsel tatmini çok önemsediği için öldürür. Kültür bunu ögretmiştir. Yapmalısın, maksimum kadınla beraber olmalısın. Arzulanır olmadığını bilmek, zaman zaman kadının seçeneklerinin olduğunu bilmek erkeğe koyuyor. Kadın ilişkisinde güveni bulmak için bin dereden su getiriyor. Kadının güveni bulması bir bedel. Erkeğin de cinsel tatmini bulması çok çok yakışıklı bile olsa, kariyeri de olsa, şunu da olsa bunu da olsa belli bir çabayı gerektiriyor. Bunca uğraşı sonrasında bulduğu elden gidince ödediği bedelin faturasını karşısındakine kesmek istiyor. Genel olarak kadınlar hikayeden soğumuş durumdalar. Libodoyu kanalize etmeyi kadınlar kendine yedirebiliyor ama erkekler yediremiyor. Sürekli bir sınav halindeler. Arkadaşları hep kimi s….n neyi s....n diye soruyor. O da zannediyor ki belli bir skor elde etmenin yolu, belli kadınları becermekten geçiyor.
 Nefret kültürel bir kod olmuş. Erkek kadına, kadın erkeğe, anne çocuğa şiddet uyguluyor. Çocuk kediyi tekmeliyor. Kadınlar yeni bir ilişki kültürü ve standardı arıyor. Aileler kızlarını eskisine göre daha fazla sahipleniyor. Boşanınca kızları çocuğuyla yanına alıyor. Kadınların pazarlık gücü artınca erkeklerin de çirkefliği artıyor. İlişki kültürü artık bu noktaya gelmiş daha fazla değişemeyebilir."...


Tamamı-Kaynak Dipnottv

Yiğit Karaahmet, Ayşe Arman  Huysuz Virjin röportajını  başka bir açıdan kaleme aldı.

Belirli bir yaşa ulaştıktan sonra süper rahat bir kafaya bağlayıp, dünya umurunda olmayanlarla sohbet etmek gerçekten keyifli.  Severim bu tür yaşlıları aslında. Ama hepsini değil. ...............
 Dursunoğlu sanki parasını kadın kılığında sahneye çıkarak kazanmıyor da bankadan aldığı emekli aylığıyla geçiniyormuş gibi eşcinsellerin görünür olmasına karşı çıkıyor: ‘İnsan eşcinsel olabilir ama eşcinsel olmak, ille de kadın gibi görünüp sokaklarda para kazanmak için dolanmak değildir. Eşcinselsindir, evinde oturursun, senin ne olduğun kimseyi alakadar etmez’.
Yuh artık. YUH!
Bu kadarı da ayıp artık.
Ayşe Arman’da o sırada kendisiyle ve bıyıklarıyla o kadar ilgilenmekte ki sormuyor adama ‘Peki siz nesiniz hanımefendi. Biraz çelişki yok mu burada?’ diye. Sanki biz Seyfi Dursunoğlu’nun ne olduğunu bilmiyoruz, sanki onu Romalı Perihan’la evliliğinden tanıdık, sanki o evindeki dantelleri babam yaptı, sanki Emel Sayın’ın kıyafetlerini büyük bir el becerisiyle değiştirip kendine uyarlayan bir başkası… Sanki? Sanki ne gerçekten?...

Kaynak Devamı >> Dipnottv


Yeni kurulacak Aile Bakanlığı'na göre eşcinsel birliktelikler aileye zarar veriyor 

 

Birgün Gazetesi’nden Tuğçe Çelik’in, “Hoop, Aile Bakanı Var” başlıklı haberi çok konuşulacak gibi görünüyor. Habere göre; Başbakanlığa bağlı Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün 2007-2011 dönemini kapsayan stratejik raporunda, nikâhsız beraberlikler ve kadınların çalışmaları aile kurumuna tehdit olarak görülüyor.

“Ailenin korunması fikrinin, her şeyden önce Medeni Kanun anlamında evliliklerin kurulmasını yaygınlaştırmak ve kolaylaştırmak olduğu şüphesizdir" denilerek medeni olmayan bir aileden bahsedilemeyeceği..." Buna göre Devletin aileyi koruması ilkesinden yola çıkılarak yapılan araştırmada kadınların iş gücüne katılım oranının artmasının ve annelerin ilk doğum yapma yaşlarının yükselmesinin de ailenin bütünlüğü için bir tehdit olduğu raporda belirtiliyor...

Aile yaşam düzeninin karşı cinsler arasında gerçekleşen bir evlilik birlikteliği (eşler-çocuklar) olduğunun belirtildiği raporda, eşcinsel ilişkilerin yaygınlaşması da aileyi tehdit eden tehlikelerden biri olarak gösteriliyor.
Raporun satır aralarındaki şu cümleler dikkat çekiyor:
1-Devletin Aileyi koruması ilkesinden yola çıkarak, kadınların iş gücüne katılım oranının artması ve ilk doğum yapma yaşının yükselmesi aile bütünlü için tehdittir
2-Aile yaşam düzeni ancak karşı cinsler arasında gerçekleşir, eşcinsel ilişkilerin yaygınlaşması da aileyi tehdit eder.
Uzmanlar rapora tepkili
Bu konu ile ilgili olarak bazı uzman görüşlerine yer veren Birgün Gazetesi'nde konuyla ilgili yetkililerin demeçleri şu şekilde yer alıyor:
Feminist-Aktivist Nilgün Yurdalan:
'Yükselen muhafazakarlık ve herkesi bu muhafazakar anlayış içinde yaşatma isteğini hükümet giderek güçlü biçimde dillendirmeye başladı. Herkesi aynı kalıplar ve aynı ahlaki kurallar içine sıkıştırmak istiyorlar. Ancak herkes için aynı ahlaki anlayış geçerli olamaz.


GH:




Lezbiyen, gey, biseksüel ve translara yönelik ayrımcı açıklamalar yapan ve uygulamalarda bulunan kişi, kurum, medya organı gibi kategorilerde belirlenen adaylar arasında yer alan Elönü şayet ödülü kazanırsa ;
 
"İlk önce şunu söylemek istiyorum,  benim eşçincelliğe karşı tavrım ve duruşum yok. 
 
Yazımda herhalde yanlış ifade etmişim yada arkadaşlar anlatmak istediğim şeyi yanlış anlamışlar. 
 
Fakat bu ödüle aday gösterilmemi hoşgörü ile karşılıyorum. Eğer ödülü bana verecek olurlarsa almaya giderim. Gittiğimde de eşcinsellikle ilgli düşüncelerimi de arkadaşlarla paylaşırım. Yanlış anlamayı gidermeye çalışırım."
 

Peki bu kadın ne yazmıştı da ödül adaylığına layık görülmüştü;Kişilerin yaşadığı şiddete, tacize bilet kesme cüretimin olmayışı  bana göre eşcinselliğin bir  hastalık olduğu düşüncesini kuvvetlendirir. Değilse bile cılkı çıkmış bir aşağılamayı bu insanların üzerine boca etmemeyi Allah’tan öğrendim. Ne yapacağız yani bu adam eşcinsel cumaya gelemez bununla aynı safta durulmaz okuduğu duaya amin denilmez mi diyelim. Tamamı>>

Bir gecede muhafazakarlaşan eşcinseller - Dipnot.Tv

Dipnot.tv yazarı Yiğit Karaahmet'in muhafazakarlaşan eşcinsellere de Ezgi Başaran'ın yazısına da itirazı var
Az önce uyandım. Günlük yayınlanan basılı paçoz Türk matbuatını incelerken bir de ne göreyim dün geceden bu yana eşcinseller birden muhafazakarlaştığını öğrendim.
Radikal’de Ezgi Başaran yine harika bir analistliğe soyunarak, ‘eşcinsellerin sık kullandığı sosyal ağların başında gelen’ hadigayri.com’un yaptığı bir ankete dayanıp eşcinsellerin partilere göre oy oranlarını açıklamış.


CHP birinci ama Gülben Ergen’den araklarsak eğer sürpriz sürpriz sürpriz aşkım AKP’nin de oy oranları artmış. İnanır mısınız MHP bile oylanıyor.
Bunun üzerine Radikal hemen göndere gökkuşağı bayrağını çekmiş ve altına ‘Muhafazakar eşcinseller: AKP’nin kemik oyu var!’ manşetini patlatmış.


Öncelikle şu eşcinsellerin sık kullandığı sosyal ağların başında gelen hadigayri.com nedir acaba diye düşündüm?
Çünkü neredeyse 30 yıldır bu sektördeyim (sektör derken anladınız siz ne olduğunu?) , ömrümün büyük bir kısmı bu tür sosyal sitelerde uzun vadeliden tek geceliğe münasip bir kısmet ayarak geçti, hala haftalık iş periyodumun dörtte biri uyduruk sitelerde chat yaparak geçiyor…
Ben bu isimde bir sitenin camiamızda sık kullanılanlar arasında olduğunu Başaran’ın yazısından öğrendim.
Hayatımda ilk kez duyduğum bu sık kullanılan siteye girip baktım.
Haftanın en beğenileni klasmanında, Başaran’n yazısının büyükçe alıntılandığı bölümün sağ üst tarafında bir çocuk var. 23 yaşında. Kaslı. Artık onun için sık sık girmeyi düşünüyorum bu siteye.
İsterseniz MSN sohbetlerimizi yayınlarım. Ayrıca isterseniz o çocukla bazen politika da konuşuruz onu da yayınlarım.
Ama bu siteye sadece bunun için girerim, siyasi görüşlerimi oradan baz alıp oluşturmam.
Düşünüyorum da ben de kurayım yarın bir site. Orada hemen bir anket attırayım, sonra da bunu aklı havada gazetecilerimize mail atarak duyurayım.
Sazan çok zaten. Biri mutlaka oltaya gelir. Sonrada onunla ‘Ay ne muhafazakarlaşıyoruz inanamazsın. Bizde her tür kemik var. Kemik oy da var. O oylar da AKP’ye’ diye döşeneyim.
Kimse yemezse en azından elimde Ezgi Başaran var. O mutlaka yer.
Ezgi Başaran’ın sorunu her şeyi çok iyi bildiğini sanması ve her şey hakkında mutlaka bir fikri olması. Ama maalesef öyle değil.

Bu Ezgi Başaran’ın eşcinsellik hakkında okuduğum ve cehaletini yakaladığım ikinci makalesi. Diğeri de VJ Bülent olayıyla alakalıydı. Homofobi yüzünden işinden kovulan VJ Bülent için ‘Neden bu konuyu bu kadar büyütüyoruz. Doğru mu bu?
Eğer eşcinsellere bir rol model bulacaksak bu Ahmet Yıldız olmalı’ özetli makalesi hala gözümün önünde.
Sanki homofobinin bir dozu ve kişisi varmış gibi...
Sanki herkes özgür olmalı ama bazılarımız daha özgür olmalı gibi…
Ve bu iddiası onu gözümde arada bir Nagehan Alçı’yla aynı kefeye koyuyor maalesef.
Cici ve güzel kızlar.
Biri dalgalı diğeri düz fönlü medyamızın şekerleri onlar. Onları sevmeli ve korumalıyız aslında. Tıpkı Hasan Pulur gibi onlar da bir başka değerimiz.
Ezgi Başaran’a birkaç site daha tavsiye edeyim onlarla da konuşsun. Belki oradan da başka bir anket sonucu daha çıkarır.
Belki o anketlerden çıkacak sonuçlarla ‘Görüyor musunuz AKP o kadar da kötü değil. Eşcinsellerin kemikleşmiş oyu bile onlara gidiyor’ mantığını destekleyecek donelere ulaşabilir.
Eşcinsel hakları en yeni politik şık tavır ya. Ne bulursak giyelim üstümüze.
İster çapımıza küçük gelsin, ister ölçülerimizin ve kapasitemizin üç beden büyüğü olsun.
Ne fark eder?

At atabildiğin kadar. Burası Türkiye!
Blogger tarafından desteklenmektedir.