lgbt dernekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


SPoD, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim odaklı sorular için doğru ve güvenilir bilginin aktarılması amacıyla kapsamlı eğitim almış gönüllüleri ile birlikte hafta içi her gün 13:00- 19:00 saatleri arasında telefon hattı üzerinden danışmanlık vermekte. Danışma hattında şu konularda hizmet veriliyor.

Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim tabanlı şiddet ve ayrımcılık,
Cinsiyet geçiş süreci,
HIV ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar,
Açılma, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim odaklı sorunlar,
Psikolojik destek,
LGBTİ’lere hizmet veren kurumlar


Ücretsiz danışma hattına 0800 211 LGBT - 0800 211 5428 numarasından erişilebilmektedir.

 Kaynak:spod.org.tr

http://www.pembehayat.org
       Pembe Hayat'ın dün yayımladığı duyurda özetle;  Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği  "Kırmızı Şemsiye"  isminin kendilerine ait olduğunu iddiasıyla ‘Marka Hükümsüzlüğü’ davası açmış.

     İsim  kullanım hakkı, iki derneği karşı karşıya getirecek kadar önemli mi, değil mi; ilerleyen süreçte göreceğiz.




  Geçmişe Doğru Bakmak, Emeğe Saygı Duymak...Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği olarak, 24/10/2016 tarihinde Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği tarafından, derneğimize yönelik ‘Marka Hükümsüzlüğü’ iddiası ile dava açıldığını üzülerek bildiriyoruz.

Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği söz konusu davada özetle; ‘Kırmızı Şemsiye’ isminin kendilerine ait bir kullanım olduğu, derneğimiz bünyesinde faaliyet yürüten Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifi’nin bu ismi kötü niyetli olarak kullandığı ve marka hakkı derneğimizde bulunan ‘Kırmızı Şemsiye’ ifadesinin ve logosunun iptal edilerek kendi adlarına tescil edilmesini talep etmiştir.

2006 yılında translar tarafından kurulmuş olan ve Türkiye’nin ilk trans öz örgütlenmesi olarak, 11 yıldır trans hakları için her platformda mücadelemizi sürdürmekteyiz.

Bu süreçte birçok farklı proje ve birçok farklı çalışanla yollarımız kesişmiştir. 2008 yılında, Pembe Hayat Derneği yürüttüğü faaliyetlere ek olarak, Türkiye’deki tüm trans seks işçileri ile dayanışabilmek amacı ile Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifi’ni kurma kararı almıştır. Bu inisiyatif 2008 yılından itibaren her yıl, Pembe Hayat’ın yürüttüğü etkinliklerin biri olan3 Mart Dünya Seks İşçileri Günü’nün organizasyonunu da gerçekleştirmiştir.

Derneğimiz 2013 yılında 2013/94483 sayı ile Türk Patent Enstitisü’den Pembe Hayat, Kuirfest, ve Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifi’nin marka tescil belgelerini alarak yürüttüğü faaliyetlerin ve emeğin görünür kılınmasını amaçlamıştır.

Davacı, Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Ördek, 01.10.2010/01.04.2012 tarihleri arasında derneğimizde çalışmış, Pembe Hayat’ın öncülüğü ve ev sahipliği ile kurulan ve derneğimize bağlı olan Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifi’nin de çalışmalarında yer almıştır. Buna rağmen aşağıda belirteceğimiz süreç işletilmiştir.

Bu tarihten itibaren derneğimizle asla alakası olmayan bir süreç başlamış ve bu süreç Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin arabulucuya başvurmasıyla devam etmiştir. Arabulucu nezaretinde yapılan iki görüşmede de, Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, derneğimizden marka hakkımıza rağmen ‘Kırmızı Şemsiye’ ibare ve logosunun kullanılmamasını talep etmiştir. Bu talep elbetteki tarafımızca reddedilmiş ve arabulucu görüşmeleri uzlaşmadan sonlandırılmıştır.

Son kertede, Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, seks işçilerinin 2008 yılından beri içerisinde yer aldığı “Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifi”nin bu ismi kötü niyetli olarak kullandığı ve marka hakkı derneğimizde bulunan ‘Kırmızı Şemsiye’ ifadesinin ve logosunun iptal edilerek kendi adlarına tescil edilmesini talep etmiştir.

Derneğimize açılan bu dava ile ilgili söylemek isteriz ki; 


Türkiye’de bulunan ve faaliyet gösteren LGBTİ örgüt, oluşum veya topluluklar ile yürüttüğümüz tüm ilişkilenmelerde bugüne dek dayanışma ve ortak mücadele dışında olumsuz bir şekilde asla karşı karşıya gelmemiş, her zaman birlikte daha güçlü olacağımızı savunmuş ve bunun gereklerine uygun şekilde faaliyetlerini sürdürmüş bir kuruluş olarak, tarafımıza açılmış olan dava ve davacı kuruluşun ortak mücadele alanlarında tarafımıza olan bu yaklaşımı, bizi sahip olduğumuz profesyonel ve etik mücadele ekseninden uzaklaştıramayacaktır.

Her gün dinamikleri farklılaşan bir ülkede, her gün değişen sorunlar ve yaşam tehditleriyle yüzyüze kalan translar için sokağa elini uzatan; profesyonellikten ödün vermeden ulusal ve uluslararası alanda savunuculuk faaliyetlerini sürdürerek sokağın sesini herkese duyurmak isteyen bir noktada yer aldık.

 Durduğumuz bu noktadan asla ayrılmayacağımızın, onurlu mücadele şeklimizden ve dayanışma kültürümüzden ödün vermeyeceğimizin kanıtı ise her konuda olduğu gibi, mevcut konuda da anlamak ve anlaşılmak için davacı derneğe gösterdiğimiz çaba ve özen olmuştur.

Nefretin, şiddetin, önyargıların arttığı ve LGBTİ hak hareketinin görünmez kılınmaya çalışıldığı bu kritik dönemlerde, özellikle yine sokaklarda ve kamusal alanda faaliyetlerimizi her türlü riskle sürdürmeye çalışırken, 24 saat sahada emniyette-hastanede translarla dayanışırken, örgüt olarak bu şekilde bir davaya zorlanmamız, zaman ve insan kaynağımızı bu şekilde kullanmaya zorlanmamız oldukça üzücüdür.

Pembe Hayat ve Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifine emek veren tüm aktivistlerimizin, üyelerimizin, gönüllülerimizin ve bizlerin böyle bir zamanda böyle ofansif bir çıkar hareketiyle karşı karşıya kalmaktan ötürü yaşadığımız hayal kırıklığı ise şüphesiz ki ortak mücadelemizin verdiği umut hissi ile ikame olacaktır.


*Hukuki sürecin devam ettiğini bilgilerinize sunarız.

Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifi








Biz trans bireyler, trans geçiş sürecinde hukuki, tıbbi ve sosyal sorunlarla baş etmek zorunda kalıyoruz. Maalesef çoğumuz bu süreçlerin sonunda bir çok ihlale uğruyoruz.

Trans geçiş süreci her trans birey için farklılık göstermekte. Yaşı, hukuki durumu, medeni hali, ekonomik koşulları farklı olan trans bireyler için geçiş sürecinin bireysel olması ve trans bireylere bu farklılıkları gözeterek danışmanlık verilmesi gerekmekte.

Trans bireyler geçiş süreçlerini gerçekleştirmek için bir takım dava süreçlerinden geçiyorlar. Bir çok arkadaşımız dava başvurusunu eksik veya yanlış yapması nedeniyle süreci daha da uzatıyor. Bu aşamada hukuk danışmanlığı önemli bir ihtiyaç halini alıyor. 

Birçoğumuz hastane sürecinde nereye gideceğimizi, gittiğimiz yerlerde sağlık personeline karşı haklarımızı bilmiyoruz. Çoğu zaman bizler doktorları eğitmek zorunda kalıyoruz. Ameliyat süreçlerini bilmiyoruz ve tüm bu süreçleri el yordamıyla, kendi kendimize öğrenmek zorunda kalıyoruz.

Bildiğiniz gibi tüm bu süreçlerle ilgili spesifik olarak çalışan herhangi bir dernek ya da danışma merkezi bulunmamakta.

Bu ihtiyaçlardan yola çıkarak;
- Trans geçiş sürecinde yaşanan çatışmaların çözümünde yardımcı olmak,
- Geçiş sürecinin hukuki ve tıbbi aşamalarını izlemek ve kolaylaştırmak,
- Hukuki ihtiyaçları danışmanlar ve avukatlar aracılığıyla karşılamak,
- Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak,
- Trans geçiş sürecinde yaşanan ayrımcılıkları kolaylaştırmak,
- Trans geçiş sürecinde çalışan sağlık personelini trans bireyler konusunda bilgilendirmek,
- Trans bireyler arasında dayanışma ağı kurarak trans geçişi ile ilgili deneyim aktarımını sağlamak,
- Trans geçiş sürecine dair doğru bilgiyi yaygınlaştırmak
amacıyla çalışmalarımıza 2013 yılının Temmuz ayında öncelikli olarak Ankara'da başlamaya karar verdik.

Tüm trans bireyleri dayanışmaya davet ediyoruz.

Trans Danışma Merkezi Derneği (T-Der)

https://twitter.com/tdernegi

transdernek@gmail.com

transdanisma@gmail.com

Adres: Fevzi Çakmak 1 Sokak 19-13 Kızılay-Ankara

Telefon: 03122323858


Haber/İlgi Bağlantıları; https://www.facebook.com/groups/transdanisma/

Bugün yapılan toplantıdan sonra, kısa adı T-DER merkezi Ankara'da olan  Trans Danışma Merkezi Derneği kuruldu. 

Derneğin Amacı

Madde 2- Trans Danışma Merkezi Derneği, trans bireylerin trans geçiş süreci öncesinde, geçiş sürecinde ve geçiş süreci sonrasında yaşadıkları ve özelde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli şiddet, baskı, sosyal dışlanma ve ayrımcılık durumları ile ilgili veri oluşturmayı ve geçiş sürecinde yaşanan tüm ayrımcılık biçimlerinin ortadan kalkmasına yönelik çalışmayı amaçlar.

Trans Danışma Merkezi Derneği; bu doğrultuda trans bireylerin her türlü insan haklarını kategori ve ayrım gözetmeksizin amaçları doğrultusunda çalışma alanı içine dahil eder.
 
 
H.MadiSözlük

Dün yaptığı çağırıdan sonra Mersin LGBT 7 Renk aktivisleri, Gezi Parkı protestosu için, Mersin Barış Meydanı'ndaki eyleme katıldı.
Mersinli LGBT'lerden Gezi Direnişine tam destek
 
Gökkuşağı bayrağı ve Türk bayraklarıyla meydanda toplanan 7 Renk üyelerine vatandaşlardan yoğun ilgi ve sevgi gösterisi vardı. LGBT'lerin "Homofobik hükümet yıkılacak elbet", "Tayyip elini kimliğimden çek", "Eşcinselleri tanımayan iktidarı tanımıyoruz" sloganlarına diğer gruplar sık sık "Helal olsun size, helal olsun" şeklindeki destek sloganlarıyla karşılık verdiler.
7 Renk üyeleri daha sonra meydanda bulunanlarla birlikte "Faşizme karşı omuz omuza" "Her yer Taksim her yer direniş" sloganları eşliğinde yapılan yürüyüşe ve oturma eylemine katıldı.
7 Renk Yönetimi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Gezi Parkı direnişinin, özgürlükleri giderek daha da kısıtlayan AKP iktidarına bir tepki niteliği kazanmasından ötürü, Türkiye'nin dört bir tarafına yayılan eylemlere destek verdiklerini açıkladı. Bireysel özgürlükleri hedef alan homofobik AKP zihniyetinin kendisini en son, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde LGBT'lerin sorunlarının araştırılması için verilen önerge tartışılırken  gösterdiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Eşcinselleri dışlayan, ötekileştiren, nefretin hedefi haline getiren homofobi bir hastalıktır ve bugünkü iktidarın sahibi olan AKP, bu hastalığın pençesinde kıvranmaktadır. Dünyanın bütün tıp otoriteleri eşcinselliğin bir hastalık ve sapkınlık olmadığını yıllar önce ilan etmiş olmasına rağmen, iktidar partisi mensupları bizlerin hasta ve ahlaksız olduğumuz yönündeki yalan ve yanlış tezi savunarak, Anayasal eşitliğimizi sağlamamakta inat etmekte, LGBT'leri tanımamaktadır. Bunun da ötesinde ürettiği homofobi ile bizleri nefretin hedefi haline getirmektedir. Parkta öpüşen heteroseksüel çiftlere dahi ahlaksız yaftasını yapıştıran, her içki içeni alkolik ilan eden, kendisi gibi düşünmediği ve yaşamadığı için toplumun büyük bir kesimine 'çapulcu'  diyerek hakaret eden bir zihniyetten geleceğe dair hiç bir umudumuz yoktur. Dolayısıyla Mersin LGBT 7 Renk olarak yurt çapına yayılan eylemlere desteğimiz tamdır. Ve diyoruz ki, LGBT'leri tanımayan iktidarı tanımıyoruz"


.
Eyleme ait fotoğraf albümü şuradan görülebilir.



Yeni kurulan LGBT derneklerinden Mersin LGBT 7 Renk,ikinci Danışma Meclisi toplantısını 2.Haziran'da düzenleyecek.








Herkese açık olarak düzenlenecek toplantının sloganı "Kendimi Seviyorum".

"Geleceğin için, hakların için zaman ayır, görüş ve önerilerini ifade et; 7 Renk'te senin de söz hakkın olsun."
Tarih: 02-06-2013 Saat 19.30  Yer: Saklı Bahçe (Mersin)

Haber/İlgi Bağlantıları; FB.Etkinlik Sayfası

2008 yılında Pembe Hayat öncülüğünde başlayan çalışma, KaosGL ve Lambdaİstanbul'un desteğiyle hayata geçti.

11 Nisan 20013'de başvuru işlemleri yapılan dernek kuruldu.

Derneğin 1 Mayıs Açıklaması,

Seks İşçilerinin Hakları İnsan Haklarıdır...


Kırmızı Şemsiye, seks işçilerinin haklarının insan hakları ve emekçi hakları olduğu vurgusuyla yola çıkmıştır. Kırmızı Şemsiye, seks işçilerinin maruz kaldıkları insan hakları ihlallerini kamuoyu ve yetkililerin gündemine taşımak, bu ihlallere karşı tespit edilen ihtiyaçlardan yola çıkarak çözüm önerileri üretmek ve her türlü toplumsal kesim ve yetkililer nezdinde savunuculuk çalışmaları yürütmek amacını taşımaktadır.
Mücadelemiz sesimizi duymayan, görmezden gelen, bizi toplumun çeperlerine iten, irademizi reddedip bizi mücadelemizin öznesi değil de sadece “mağdur” zanneden, işyerlerimizin kapatılmasını savunan, evlerimize yapılan baskınları meşrulaştıran, her gece yaşadığımız şiddet ve keyfi uygulamalar karşısında susan, bizim adımıza konuşan her türlü yaklaşım ve tavırladır.

Seks İşçilerinin Hakları Emekçi Haklarıdır...

Mesleğimizi suç haline getiren her türlü mevzuat ve fiili uygulama çalışma koşullarımızın kötüleşmesine ve bizlerin organize suç gruplarının kucağına itilmemize sebep oluyor. İşimizi yaparken şiddetle boğuşuyor, öldürülüyoruz. Çalışma şartlarımız cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı bizi korunmasız kılıyor. Mesleğimiz, barınma hakkımıza yönelik ayrımcılık için gerekçe oluyor, sokaklara atılıyoruz. Hakkımızı arayayacağımız mekanizmalar elimizden alınıyor, adalete erişimde önyargılar ve damgalanma ile karşılaşıyoruz. Keyfi uygulamalarla paramıza el konuyor, hakarete ve tacize maruz kalıyoruz.
Seks işçiliğinin ve buna bağlı olarak her türlü eylemimizin suç olmaktan çıkarılmasını talep ediyoruz. Bedenimiz hakkında söz söyleme ve karar verme özgürlüğümüze saygı duyulmasını, “genel ahlak”, “sömürü”, “kölelik” ve benzeri muğlak kavramlarla mesleğimize ve irademize yönelik her türlü baskının son bulmasını istiyoruz. Eğitim, sağlık, barınma ve benzeri alanlarda yaşadığımız damgalanma ve ayrımcılığa son verilmesi, her türlü şiddetin engellenmesi, hak ihlali mağduru seks işçilerinin desteklenmesi ve korunması, sosyal güvenlik haklarımızın tesis edilmesini, var olan güvenli çalışma alanlarımızın korunmasını ve geliştirilmesini talep ediyoruz.
Seks işçiliği bir emek biçimidir. Seks işçilerinin hakları emekçi haklarıdır. 

Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
Yönetim Kurulu

https://www.facebook.com/KirmiziSemsiyeCinselSaglikVeInsanHaklariDernegi
Haber/İlgi Bağlantıları;

5 Nisan Sabahı Trans birey Nuket Trans nefretin kurbanı oldu. Silahla başından vurulan ve 40-50 bıçak darbesi alan Nuket’in cesedi makatına şişe sokulup kırılmış bir halde sevgilisi tarafından bulundu.
Geçtiğimiz hafta İzmir’in Karabağlar İlçesinde Tuğçe arkadaşımız da Nefret’in kurbanı olmuştu. Yaptığımız basın açıklaması’nın ve İzmir ile Ankara da düzenlenen mumlu eylem üzerinden 5 gün geçmeden, şimdi de Nuket’in ölüm haberiyle sarsıldık.
Ardı ardına yaşanan bu cinayetlerin ne anlama geldiğini iyi biliyoruz. Endişeliyiz. Ancak bu gidişatı değiştirme kararlılığımız da gün geçtikçe artıyor. Nefret cinayetlerini ve trans cinayetlerini mutlaka durduracağız.
21 Nisan Cumartesi Günü Saat 17:00’de AKP Şişli İlçe Binası önünde olacağız. Herkesi orada olmaya ve bizlere destek olmaya çağırıyoruz.

21 Nisan Cumartesi
Saat 17:00 AKP Şişli İlçe Binası Önü
Saat 16.45 Cevahir AVM Önü

İstanbul LGBT Dayanışma Derneği
Lambdaistanbul LGBT Dayanışma Derneği

Haber Bağlantıları; http://www.facebook.com/media/set/?set=a.286113821466354.64700.143393965738341&type=3


 
Haberin orjinal başlığı : Başkanla futbolcu da aşk yaşamıştı.


Eşcinsel olduğu için elinden düdüğü alınan hakem Halil İbrahim Dinçdağ, iki yıldır hakkını arıyor. Dinçdağ, "Ben eşcinsel olduğum için işimden oldum. Ama futbol dünyasında birçok eşcinsel var. Futbolcusuyla aşk yaşayan başkan da vardı. Güçlüysen dokunmazlar" diyor.

Radikal gazetesinden Kenan Başaran'ın söyleşisi şöyle:

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri iptal edilir ama bir futbol maçı asla; onlarca yüzlerce insan ölse de… Becerilemeyen bir-iki dakikalık saygı duruşlarıyla görev ifa edilir ve heyecanla ‘ilk düdük’ün çalınması beklenir... Son düdük çaldığında ise atılan güzel bir gol veya pastan ziyade hakem konuşulur; saatler ve hatta günlerce… Hasılı futbol bizde bir nevi ‘hakem asmaca oyunu’dur. Lakin, bu ülkede birçok hakemi verdiği kararlardan ötürü yedi sülalesine varıncaya kadar tartışıyoruz da bir hakem hakkında verilen kararı pek konuşmuyoruz.

‘Olay ilk patladığında’ işin reytingi için el atıldı, ama sonrasına bakan pek olmadı. Oysa Karadenizli mafyadan ölüm tehditleri alıyormuş. Hakkında çıkartılan ‘ölüm fermanı’ lütfedilip ‘hayatını zorlaştırma’ya dönüştürülmüş! Ondandır ki “Bulaşıkçı bile olamıyorum” diyor..

Rızası alınmadan, adı ‘Trabzonlu H.İ.D’ şeklinde güya saklanarak afişe edildi. Oysa ‘Trabzon bölgesi’nde adı böylesine kısaltılabilen kaç hakem vardı ki! Manşet ve ekranlara ‘Eşçinsel hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ olarak ayan beyan düşmesi uzun sürmedi. Evet, o ‘kısaca HİD’ ‘uzunca Halil İbrahim Dinçdağ’ olan hakem, bugün Futbol Federasyonu’na karşı açtığı hukuk savaşının sonuçlanmasını ve ‘onuruyla düdük’ çalacağı günün hayalini kuruyor…

Fenerbahçe-Samsunspor maç gününde. Stadın önünden geçerken elbette iç geçiriyor. Dereağzı’nda bir kafede oturup ‘paslaşıyoruz’. İlk düdüğü ben çalayım: ‘Eşcinselliği’ sağlık sorunu olarak görülüp, 2009’da düdüğü elinden alınan Dinçdağ, ‘medyaya düşünce’ Federasyon çark eder ve “Performansın kötü olduğu için sana maç vermiyoruz” der. Şimdi düdük esas olması gerekende; Dinçdağ’da: “14 yıllık bütün maç notlarım elimde. 10 üzerinden 9.” 10 üzerinden 1 olsa ne yazar, yöneticiler ‘homofobik’ olduktan sonra. Bariz faul…

Doktorlar bir sağlık sorunu yok dese de dönemin Oğuz Sarvan MHK’sı ‘üç maymun’a yatar! Hoca, eşçinselliğin bir tercih olduğunu söyleyenlere öfkeli bir ara pas atıyor: “Canım sıkıldı, eşcinsel olayım diyemezsiniz. Bu doğuştan gelen bir şey. Allah’ın yarattığını dışlarsanız o da sizi dışlar”. Ama bunu anlatmakta zorlanıyor, öyle ki sık sık “Sıkı dindarım. Eşcinselim ama erkeğim. Bazen maçoyum” demek zorunda hissediyor.

Hiç kimsenin cinsel kimliğiyle gündeme gelmesini istemese de ‘madem açtınız kutuyu’ kabilinde penaltı noktasını gösteriyor: “Bir ben miyim eşcinsel? Futbolcular, hakemler, yöneticiler arasında eşcinsel yok mu? Hatta Meclis’te…”

Söyleşinin bu dakikalarında hocayla, tribünleri ayağa kaldıracak ‘verkaçlar’ yapıyoruz:

“Var mı hocam?”
“Var. Futbolcu da var, yönetici de var, hakem de var. 20-30 isim çıkartırım Süper Lig’den. Hatta çok popüler bir başkanla futbolcusu aşk yaşamış. Kimin haberi var?

“Bu başkan Süper Lig’de miydi?”
“Evet.”

“Büyük bir takımda mı?”
“Diyelim, isim vermeyelim.”

“Ne zaman yaşandı bu aşk?”
“2000 ile 2008 arası diyelim.”

“Dört büyüklerden mi?”
“Evet. Bir başkanla futbolcu aşk yaşayabilir. Kimseyi ilgilendirmez.”

“Yaşadı mı yaşayabilir mi?”
“Yaşadı. Belli kişiler biliyordur.”

Bir an için kendi merakımdan da utanıyorum ama ikiyüzlü tutuma da bir kırmızı kart şart artık! Son düdük çalıyor ve Halil İbrahim Dinçdağ, arkadaşlarının kendisine tuttuğu evinin yolunu tutuyor. Tek umudu Federasyon’a açtığı 110 bin liralık davanın lehine sonuçlanması ama daha da çok istediği şey yeniden yeşil sahalarda düdük çalmak…

Aydınlar Federasyonu sana nasıl yaklaşıyor?

Eski yönetim zamanında Federasyon aleyhine açtığımız dava sürüyor. Ama Mehmet Ali Aydınlar yönetiminden umutluyum. Dilekçe yazdık. MHK’nın halledeceği duyumunu aldık. Ocakta bir ara sınav açıp ben dahil başka sebeplerden profesyonel hakları ellerinden alınmış hakemlere bir hak tanınacak. Fakat sınavda başarılı olmam yeniden sahalarda düdük çalacağım anlamına gelmez. Ancak görev verilirse işimi yapabilirim ve bu da MHK’nın tasarrufunda.

Eşcinseller beni bayrak yapsın...

Eşcinsel örgütlerin iş güç konusunda bir yardımları yok. Kimse kılını kıpırdatmıyor. Benim durumum Türkiye’de bir ilk. Beni iyi kullanın kardeşim. Bu malzemeyi kullanın sorunları çözmek adına diyorum. Ama nerede! Arı vız vız ancak bal yok... Yedi ülkeye sığınma talebinde bulundum ama henüz bir cevap gelmedi. Burada hakemlik yapmak istiyorum fakat yaşam hakkı tanınmıyor... Film Mart şirketi ise hayatımı belgesel yapmak istiyor, onun üzerinde çalışıyoruz. Hollanda’dan da panel daveti geldi.

Şu işin cilvesine bakın ya!

Çok başarılı bulduğum hakemler var. Fakat çok tuhaf bir durum olacak ancak benim geçmişte en beğendiğim hakem Oğuz Sarvan’dı. Yardımcı hakem olarak da Turgay Güdü’yü. Gelin görün ki benim kellemi alan da bu iki isim oldu. Ne acı tesadüf değil mi! Bu isimler güya bizim ‘çağdaş’ yöneticilerimizdi! Oğuz Sarvan ile görüşmek için defalarca talepte bulundum fakat cevap alamadım. Yabancılardan ise yine düdüğünü çoktan asmış olan İsveçli Anders Frisk’i beğenirdim. Faal hakemlerden Cüneyt Çakır ve Halis Özkahya’nın yönetimini
beğeniyorum...

Bizi diri diri mezara gömüyorlar

Beni kimse yargılayamaz kadeşim. Yaratılanı seviyoruz yaratılandan ötürü ise bana karşı çıkamazsın. Çıkarsan Allah’a isyan edersin çünkü beni Allah yarattı. Yeni öğrendim üst düzey siyasilerimizin mezun olduğu imam hatip lisesinden bir öğrenci eşcinsel olduğu için okuldan atıldı. Başbakan’a sesleniyorum! Cinsel yönelimimizden ötürü ölü hayatı yaşıyoruz. Kul hakkı yeniyor. Başbakan ile görüşemedik ama onun kardeşi Mustafa Erdoğan ile görüştüm. Tüm eşcinsellerin sorunlarını anlattım. Telefonumu aldı ama hâlâ o gün bugün iletişime geçeceğiz. Bekliyorum...

Aşk… Şu ana kadar yok. Belki olurdu ama “Bu ünlüdür ve etrafında çok kişi vardır” diye düşünüyor ki insanlar yaklaşmıyorlar. Sanılanın aksine bir eşcinsel tanındıktan sonra hayatını çok daha rahat yaşamıyor yani.

Ahmet Çakar başlarda destekledi ama devamı gelmedi. Sinan Engin de çok üzüldüğünü ve destek olacağını söylemişti. Hani 3 yıl geçti nerede? Adımı başharfleriyle ilk yazan Fatih Altaylı da bir arayıp sorabilirdi.

Başından beri en büyük hayalim bir gün Süper Lig’de maç yönetmek. Bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisi yönetmeyi çok isterim. Bana bir maç versinler ve performansımı görsünler. Ben kendime çok güveniyorum.


http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetayV3&ArticleID=1067935&Date=31.10.2011&CategoryID=84
Blogger tarafından desteklenmektedir.