Ergül ERNUR
Feminist Atölye aktivistleri, Fasıl 154 Ceza Yasası kapsamında eşcinsel ilişkiyi suç sayan yasanın ivedilikle kaldırılmasını talep etti.
Feminist Atölye Aktivisti Doğuş Derya, KKTC devleti Anayasası’nın demokrasi, eşitlik ve insan haklarından bahsederken, başka yasalarıyla toplumun bir kesimini sırf cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet kimlikleri dolayısıyla ayrımcılığa maruz bıraktığını söyledi.
Toplumsal ihtiyaç ve talepleri Cumhuriyet Meclisi’ne taşımak üzere seçilen milletvekillerini, lezbiyen, gey, biseksüel, transgender ve queer (LGBTQ) bireylerin yaşamlarında ayrımcılığın etkisini en fazla hissettiği eğitim, sağlık ve çalışma hayatında pozitif eylem yasalarıyla ayrımcılığın önüne geçmeye davet eden Derya, cinsiyet kimliğinden dolayı kimsenin ayrımcılığa maruz kalmaması gerektiğini vurguladı.
2008 yılından beri Kıbrıs’taki kadınların istihdam, siyasi mekanizmadaki temsiliyeti ve benzeri konularda erkeklerle eşit düzeye gelmesi için çalıştıklarını belirten Derya, şiddete karşı da mücadele ettiklerini söyledi.
Derya, kadınları dışlayan sistemin eşcinselleri de dışladığının farkında oldukları için homofobiye karşı mücadele verenlere de destek olduklarını ifade etti.
Uluslararası Homofobi Karşıtı Günü dolayısıyla basın açıklaması yapan Feminist Atölye, “Homofobi, bifobi ve transfobinin olmadığı bir dünya mümkün!” sloganıyla Fasıl 154 Ceza Yasası’nı da eleştirdi.
Ceza Yasası’nın İngiliz döneminden olduğunu ve günümüz koşullarına göre “geri kaldığını ve ihtiyaçları karşılamadığını” düşünen Derya, söz konusu yasada taciz ve tecavüz gibi suçların cinsiyetçi bir dille ifade edildiğini söyledi. Derya, Ceza Yasası’nda eşcinsel ilişkinin suç kabul edildiğini bunun da eşcinselleri suçlu kıldığına dikkat çekerek “Bu bir ayrımcılıktır, kabul edilemez” dedi.
“Ayrımcılığın önüne geçilsin”
Basın açıklamasında ise, KKTC devletinin Anayasası, demokrasi, eşitlik ve insan haklarından bahsederken, başka yasalarıyla toplumun bir kesimini sırf cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet kimlikleri dolayısı ile ayrımcılığa maruz bırakıldığı ifade edildi.
Açıklamada, Cumhuriyet Meclisi’nin, 25 Nisan 2008 tarihinde Homofobiye Karşı İnisiyatif Derneği tarafından meclis eski Başkanı Fatma Ekenoğlu’na sunulan, Fasıl 154 Ceza Yasası Değişiklik önerisini tartışmaya açmadığı savunularak şöyle denildi:
“Yasa önerisinde eşcinsel ilişki suç olmaktan çıkarılıyor; bireylerin bedenlerine uygulanan taciz ve tecavüz gibi eylemler ahlak kavramı altında değerlendirilmekten çıkarılıyor ve bireyin bedensel bütünlüğüne yapılan saldırı olarak güncel Birleşmiş Milletler tanımlamasına göre hem erkek hem de kadın için uyarlanıyordu. Fakat KKTC Meclisi İngiliz sömürge yönetiminden miras kalan ve artık güncelliğini yitirmiş taciz ve tecavüz yasaları suçların önüne geçebileceğini öngörüyor olmalı ki, değişiklik önerilerini kaale almıyor!”
Cinsiyet geçişinde masrafları karşılanmalı
KKTC devletini, cinsiyet geçişi/beden inşası operasyonlarına sırf birey ve doktor arasında yaşanan özel bir durum olarak değerlendirmekten vazgeçmeye de çağıran aktivistler, yetkilileri, operasyon masraflarını karşılamaya ve bu tür operasyonlarda birey sağlığını güvence altına alma yönünde bir takım iyileştirici standartlar geliştirmeye davet etti.
Aktivistler, bu yönde atılacak adımların, devletin birey bedeni üzerinde tahakküm mekanizmaları yaratmasına mahal vermeden (uzun psikiyatrik/hukuki süreçler, kısırlaştırma /”sterilization” ve önceden evli ve çocuk sahihi olmama gibi) atılması gerektiğinin altını çizdi.
AB’den tam destek
Avrupa Birliği’nin (AB) Yüksek Düzeyde Temsilcisi Catherine Ashton da,
Uluslararası Homofobi Karşıtı Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, tüm özgürlüklerin, cinsiyet ayrımı yapmaksızın uygulanacağını söyledi.
Kaynak Kıbrıs Gazetesi
Feminist Atölye aktivistleri, Fasıl 154 Ceza Yasası kapsamında eşcinsel ilişkiyi suç sayan yasanın ivedilikle kaldırılmasını talep etti.
Feminist Atölye Aktivisti Doğuş Derya, KKTC devleti Anayasası’nın demokrasi, eşitlik ve insan haklarından bahsederken, başka yasalarıyla toplumun bir kesimini sırf cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet kimlikleri dolayısıyla ayrımcılığa maruz bıraktığını söyledi.
Toplumsal ihtiyaç ve talepleri Cumhuriyet Meclisi’ne taşımak üzere seçilen milletvekillerini, lezbiyen, gey, biseksüel, transgender ve queer (LGBTQ) bireylerin yaşamlarında ayrımcılığın etkisini en fazla hissettiği eğitim, sağlık ve çalışma hayatında pozitif eylem yasalarıyla ayrımcılığın önüne geçmeye davet eden Derya, cinsiyet kimliğinden dolayı kimsenin ayrımcılığa maruz kalmaması gerektiğini vurguladı.
2008 yılından beri Kıbrıs’taki kadınların istihdam, siyasi mekanizmadaki temsiliyeti ve benzeri konularda erkeklerle eşit düzeye gelmesi için çalıştıklarını belirten Derya, şiddete karşı da mücadele ettiklerini söyledi.
Derya, kadınları dışlayan sistemin eşcinselleri de dışladığının farkında oldukları için homofobiye karşı mücadele verenlere de destek olduklarını ifade etti.
Uluslararası Homofobi Karşıtı Günü dolayısıyla basın açıklaması yapan Feminist Atölye, “Homofobi, bifobi ve transfobinin olmadığı bir dünya mümkün!” sloganıyla Fasıl 154 Ceza Yasası’nı da eleştirdi.
Ceza Yasası’nın İngiliz döneminden olduğunu ve günümüz koşullarına göre “geri kaldığını ve ihtiyaçları karşılamadığını” düşünen Derya, söz konusu yasada taciz ve tecavüz gibi suçların cinsiyetçi bir dille ifade edildiğini söyledi. Derya, Ceza Yasası’nda eşcinsel ilişkinin suç kabul edildiğini bunun da eşcinselleri suçlu kıldığına dikkat çekerek “Bu bir ayrımcılıktır, kabul edilemez” dedi.
“Ayrımcılığın önüne geçilsin”
Basın açıklamasında ise, KKTC devletinin Anayasası, demokrasi, eşitlik ve insan haklarından bahsederken, başka yasalarıyla toplumun bir kesimini sırf cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet kimlikleri dolayısı ile ayrımcılığa maruz bırakıldığı ifade edildi.
Açıklamada, Cumhuriyet Meclisi’nin, 25 Nisan 2008 tarihinde Homofobiye Karşı İnisiyatif Derneği tarafından meclis eski Başkanı Fatma Ekenoğlu’na sunulan, Fasıl 154 Ceza Yasası Değişiklik önerisini tartışmaya açmadığı savunularak şöyle denildi:
“Yasa önerisinde eşcinsel ilişki suç olmaktan çıkarılıyor; bireylerin bedenlerine uygulanan taciz ve tecavüz gibi eylemler ahlak kavramı altında değerlendirilmekten çıkarılıyor ve bireyin bedensel bütünlüğüne yapılan saldırı olarak güncel Birleşmiş Milletler tanımlamasına göre hem erkek hem de kadın için uyarlanıyordu. Fakat KKTC Meclisi İngiliz sömürge yönetiminden miras kalan ve artık güncelliğini yitirmiş taciz ve tecavüz yasaları suçların önüne geçebileceğini öngörüyor olmalı ki, değişiklik önerilerini kaale almıyor!”
Cinsiyet geçişinde masrafları karşılanmalı
KKTC devletini, cinsiyet geçişi/beden inşası operasyonlarına sırf birey ve doktor arasında yaşanan özel bir durum olarak değerlendirmekten vazgeçmeye de çağıran aktivistler, yetkilileri, operasyon masraflarını karşılamaya ve bu tür operasyonlarda birey sağlığını güvence altına alma yönünde bir takım iyileştirici standartlar geliştirmeye davet etti.
Aktivistler, bu yönde atılacak adımların, devletin birey bedeni üzerinde tahakküm mekanizmaları yaratmasına mahal vermeden (uzun psikiyatrik/hukuki süreçler, kısırlaştırma /”sterilization” ve önceden evli ve çocuk sahihi olmama gibi) atılması gerektiğinin altını çizdi.
AB’den tam destek
Avrupa Birliği’nin (AB) Yüksek Düzeyde Temsilcisi Catherine Ashton da,
Uluslararası Homofobi Karşıtı Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, tüm özgürlüklerin, cinsiyet ayrımı yapmaksızın uygulanacağını söyledi.
Kaynak Kıbrıs Gazetesi
Yorum Gönder