25/10/2010 2:00
Afrika’da eşcinsellere karşı önyargı ciddi bir sorun. Uganda’da dört kişi, bir gazetede yayımlanan ‘en ünlü 100 homo’ listesinde yer almaları sonrası saldırıya uğradı. Kıtadaki eşcinsel karşıtı şiddetin sadece son örneği bu.
Saldırılar, Uganda’da geçen yıl HIV taşıdığı halde eşcinsel ilişkiye girenler için ölüm cezası öngören bir yasa tasarısının sunulmasının yıldönümünde gerçekleşti. Önerilen yasa, ‘eşcinsel hakları’ ifadesini yasadışı kılıyor ve bir eşcinseli polise bildirmemeyi suç sayıyor.
Evanjelistler ısrarcı
Kıtada bu tartışmayı alevlendiren iki karşıt eğilim var. Bir yandan eşcinsel karşıtı Evanjelist Hıristiyanların etkisi artıyor; Uganda’ya giden ABD’deki aşırılıkçı vaizler, eşcinselliğin terapiyle ‘tedavi edilebileceğinde’ ısrar ederek yangına körükle gidiyor. Diğer yandan daha fazla ifade özgürlüğü talep eden ve büyüyen bir orta sınıf da var. Bu iki grubun etkisi kıtada hassas bir denge oluşturuyor; Kenya geçenlerde haklara dayalı bir anayasa teklifi getirdiğinde, kilise liderlerinin birçoğu, kürtajı ve eşcinselliği teşvik edeceği iddiasıyla, cemaatlerine hayır oyu vermelerini emretti. Seçmenler bu talebe kulak asmadı.
Kıtanın çoğunda hâlâ suç
Kenya, Senegal, Fildişi Sahili ve Güney Afrika’daki eşcinseller belli bir anayasal güvenceden yararlanıyor. Fakat eşcinsellik Afrika’nın büyük kısmında hâlâ suç veya tabu; tarihsel olarak Avrupa da yakın zamana dek kıyaslanabilir bir durumdaydı. Eğitim Batı’nın bu konuda değişmesi açısından etkili oldu, fakat Afrika’da eğitim hâlâ çok daha zayıf bir değiştirici güç teşkil ediyor, zira ulusal müfredatlar muhafazakâr seçkinlerin hâkimiyetindeki hükümetlerin sıkı kontrolü altında bulunuyor.
Hindistan’a benziyor
Ancak sağlık alanı ileriye gidiş imkânı sunuyor. Afrika’nın sağlık hizmeti için kullandığı paranın çoğu Batılı bağışçılardan geliyor. Bilhassa AIDS’le mücadele için kullanılan parayı ABD’nin hâkimiyetindeki kurumlar veriyor. Dahası Amerikan parasıyla Amerikan değerleri de geliyor. Sağlık konusunda haklar temelinde bir yaklaşım yavaş yavaş diğer alanlara da yayılıyor.
Bir sonraki adım hukukun kullanılması olacak; tıpkı insan hakları gruplarının, sömürge döneminden kalma bir eşcinsellik yasasına karşı davalar açtığı Hindistan’daki gibi. Değişim yavaş, fakat er geç olacak.
Kaynak: (Radikal Başyazı, 22 Ekim 2010)
Yorum Gönder