gay aktivist etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Rusya’nın başkenti Moskova’da izinsiz gösteri düzenlemek isteyen eşcinsel hakları aktivistlerine polis müdahale etti. Eşcinsellerin haklarının artırılmasına karşı çıkan gruplar da göstericilere saldırdı


Rusya’da eşcinsel hakları yürüyüşüne polis müdahalesi
Aktivistler ilk olarak Kremlin Sarayı yakınlarında İsimsiz Asker Anıtı’nın önünde toplandı. Müdahale üzerine dağılan göstericiler bu kez de Moskova Belediye Başkanlığı önünde bir araya geldi.

Polis sözcüsü Maksim Kolosvetov, Rus haber ajanslarına yaptığı açıklamada 18’i aktivist, 14’ü saldırgan toplam 32 kişinin gözaltına alındığını söyledi.

Rusya’da eşcinsel hakları gösterileri sıklıkla yasaklanıyor. Sovyetler Birliği’nin yıkılışından sonra Rusya’da eşcinsellik suç kapsamından çıkarılsa da kamuoyunda eşcinsel karşıtlığı çok güçlü. Yetkililer de yürüyüş yasaklarını çatışmayı önlemek gerekçesiyle meşrulaştırıyor... Hürriyet Avrupa

 Avrupa Adalet Divanı, eşcinsel çiftlerin de evli heteroseksüel çiftlerle aynı emeklilik haklarından yararlanması gerektiği konusunda yeni bir karar aldı. Karar, gay ve lezbiyen topluluklar açısından bir emsal teşkil edecek.
Lüksemburg’daki mahkemenin aldığı karar”  “Gay çiftlere yapılan ek ödemenin evli çiftlere yapılandan az olmasının cinsiyet ayrımcılığına girebileceği ve bunun AB yasalarına göre yasak olduğu” gerekçesine dayandırıldı.
Euobserver'ın haberine göre dava, daha önce Hamburg Belediyesi’nde çalışan Jurgen Romer isimli Alman vatandaşının uzun süreli ilişkisini gay çiftler için evlilik anlamına gelen  “sivil birlikteliğe” taşımasının ardından, evli çiftlere uygulanan vergi istisnasından yararlanamaması nedeniyle ayrımcılığa uğradığını iddia etmesi üzerine açıldı.
AB Yargıçları, evli çiftler ile sivil birlikteliklerin benzer durumlar olduğunu göz önünde bulundurarak Romer’in Alman yasalarına göre ayrımcılığa uğramış olduğu kararına vardılar.
Karar her ne kadar bağlayıcı nitelikte olmasa da , Fransa, Çek Cumhuriyeti ve Slovenya gibi sivil birliktelikler ve  gay evlilikleri tanındığı  ancak tarafların emeklilik yardımlarından yararlanamadığı AB üyesi ülkeler açısından önemli bir emsal teşkil ediyor.
Belçika, Hollanda, Portekiz, İspanya ve İsveç  gay evlilikleri tanırken, diğer ülkeler eşcinsellerin sivil birlikteliklerini yasalaştırmış durumda.
Avrupa LGBTI çatı örgütü ILGA Avrupa temsilcisin Martin Christensen, alınan kararı memnuniyetle karşıladıklarını ve eşcinsellerin de hetereseksüel çiftlerde olduğu gibi aynı haklardan yararlanmalarının desteklenmesi gerektiğini kaydetti. 

Homofobi ve transfobi karşıtları, Ortadoğu Teknik Üniverstitesi'nde (ODTÜ) LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans) topluluğu kurulmasına izin verilmemesini protesto etmek için 11 Mayıs Çarşamba günü saat 18.00'de ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi önünde buluşuyor.
ODTÜ öğrencilerinin 2010 Ekim ayında yaptıkları LGBT Topluluğu kurma başvuruları "Kimlik ve duyarlılık yaratmak, bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar yapmak topluluk amacı ve topluluk kurmak için yeterli değildir" gerekçesiyle reddedildi.
ODTÜ öğrencilerinden Kıvılcım Ilbaşı, daha önce Kadın Çalışmaları topluluğu kurmak için başvurduklarında da okul yönetiminin benzer tutumlarıyla karşılaştıklarını, okulun yaşanılan sorunları görmezden gelerek topluluk kurma amacını anlamaya çalışmadığını söylüyor. Kaynak-Devamı Bianet

Kaos GL'nin bu yıl altıncısını düzenlediği Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma, dün (3 Mayıs) Boğaziçi Üniversitesi'nde luBUnya'nın katkısıyla düzenlendi.
Akademik forumlarda "Hastalık'tan İdeoloji'ye Homofobi", "Ayrımcılığın Şiddeti Olarak Nefret Suçları","Eşit Yurttaşlar Olarak LGBT" ve "Queer Akademi" konuşuldu.
İlk oturumda homofobi ve eşcinselliği hastalık olarak değerlendiren söylemler psikolojik ve sosyal boyutlarıyla tartışıldı. İkinci oturumda nefret suçları, nefret suçu mağduru bireylerin ve cinsel şiddete uğrayanların yaşadıkları ve bu travmaların bireylere etkileri anlatıldı. Üçüncü oturumda LGBT bireylerin sosyal ve sağlık alanlarındaki mağduriyetleri, evlilik haklarının olmaması gibi hak ihlaleri tartışıldı. Boğaziçi Üniversitesi'nde kurulacak Toplumsal Cinsiyet ve Queer Çalışmaları Sertifika programını hakkında bilgilendirme yapılan son oturumun ardından Norveç ILGCN'den (Uluslararası Lezbiyen ve Gey Kültürel Ağı) Rolf Solheim LGBTT hareketini, yasal eşcinsel evlilikleri, sekülerlik, ve homofobi kavramlarını tartışmaya açtığı bir performans gerçekleştirdi.

"Norm dışı olanlar devletin koruması dışında bırakılıyor"

"Hastalık'tan İdeoloji'ye Homofobi" oturumu İstanbul Üniversitesi'nden sosyal psikolog Umut Şah'ın muhafazakar çevrelerin son dönemde yaptıkları açıklamaları sorunsallaştırdığı  "Eşcinsellik Hastalık [Ve Dahası] Sapkınlıktır; Bir Eleştirel Söylem Analizi" sunumu ile başladı. Ardından İstanbul Şehir Üniversitesi psikoloji bölümünden Berk Efe Altındal, homofobi kavramının psikolojik boyutunu açıkladığı sunumunda kavramın hareket içindeki yerini sorunsallaştırdı. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Gökçen B. Dinç ise pre-modern dönemde Osmanlı Devleti'nde eşcinsel ilişkilerin ve kadının toplumsal alandaki konumuna değindi.
"Ayrımcılığın Şiddeti Olarak Nefret Suçları" oturumu İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nden Özlem Çolak'ın sunumu ile başladı. Cinsel yönelim temelli nefret suçlarına maruz kalan bireylerin yaşadıkları ve mağdur olarak nasıl algılandıkları üzerine çalışan Çolak, nefret suçlarının hukuk literatüründe neden ayrı bir kategori olarak savunulması gerektiğini üç temel nokta üzerinden açıkladı: Nefret suçlarına maruz kalan bireylerin daha fazla psikolojik ve fiziksel hasar görmesi, nefret suçlarının kurumsal yapılarda çok fazla olması ve ayrımcılık temelli suçların mesaj iletme amacı taşıması.
Boğaziçi Üniversitesi'nden Sumru Atak, "iktidarın kurduğu normallik kavramının yapı söküme uğraması gerektiğini" vurguladığı konuşmasında, "toplumda normal ve sapkın olarak tanımlanan durumlar arasında hiyerarşi olduğunu, norm dışı olanların devletin koruması dışında bırakıldığını" söyledi. Atak, devletin LGBT bireylerin ayrımcılığa ve nefret suçlarına maruz kalmasını daha kolay hale getirdiğini vurguladı.
Viyana Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Evrim Ersan sunumunda şiddetin cinsel kimliğe olan etkilerini sorunsallaştırdı. Konuşmasında şiddetin birey üzerindeki etkilerini pes etme, radikal karar alma ve direnişe geçme olarak üç temel başlıkta açıklayan Ersan, şiddetin salt baskı aracığı olmadığını, direnişi hızlandıran bir süreç olarak ele alınmasını gerektiğini belirtti.
"Eşit Yurttaşlar olarak LGBT" başlıklı üçüncü oturumda Leeds Üniversitesi Siyasî ve Uluslararası Çalışmalar Bölümü'nden Volkan Yılmaz, LGBT politikaları ve sosyal politikaların birlikte nasıl yan yana düşünüleceğini sorunsallaştırdığı konuşmasında "Türkiye'de LGBT bireylerin tanınmaması ve evlilik hakkının olmaması yüzünden hak kayıpları yaşadığını, sosyal ve sağlık alanında aile merkezciliğin hakim olduğunu" söyledi. Sınıf ve kimlik politikaları temelli yaklaşımların bütünlülük içerisinde olması gerektiğini, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin tanınmasının önemini vurguladı. Yılmaz, AKP döneminden önce Türkiye'de sessizlik politikasının olduğunu AKP iktidarı ile birlikte homofobinin yükseldiğini ve politize edildiğini, Türkiye'nin imzaladığı sözleşmelerde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin özellikle çıkartıldığını söyledi.

BÜ'de Toplumsal Cinsiyet ve Queer Çalışmaları programı açılıyor

Akademik forumun son bölümünde ise Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü'nden Şahin Açıkgöz ve Ece Saltan aynı bölümde kurulacak olan Toplumsal Cinsiyet ve Queer Çalışmaları Sertifika programını anlattı. LGBT aktivizminin akademiyle ilişkisini kuvvetlendirmeyi de amaçlayan programın disiplinlerarası bir program olmasının neden gerektiği, amacı ve derslerin içeriği anlatıldı. Tartışma bölümünde katılımcılarla birlikte akademi ve STK'ların birbirleriyle nasıl ilişkilendiği, akademi ve gündelik hayat ilişkisi tartışıldı.
Akademik forum sonrasında Norveç ILGCN'den (Uluslararası Lezbiyen ve Gey Kültürel Ağı) Rolf Solheim,  hümanist ve LGBTT hareketini, yasal eşcinsel evlilikleri, sekülerlik, ve homofobi kavramlarını tartışmaya açtığı bir performans/sunum yaptı. Hümanizmin hikayesini anlattığı sunumunda doğum, evlilik ve ölüm ritüellerinin önemini vurguladı ve LGBT bireylerin kiliselerde bu ritüelleri dini sebeplerle yapmadığını bu sebeple kendi organizasyonlarında hümanist evliliklerin ve hümanist cenazelerin yapıldığını anlattı.(ÇT/ŞA)

Kaynak BiaNet >>

Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Buluşması'nın cumartesi günki son oturumunda sanatçı ve aktivist Gabrielle Le Roux, fotoğrafçı Diana Blok, Şarkıcı İlkay Akkaya, Temsiliyet filmi oyuncularından Ayta Sözeri, Görkem Kanbolat Arslan ve modacı Barbaros Şansal konuştu.
Ankara - BİA Haber Merkezi
28 Kasım 2010, Pazar
Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Buluşması'nın dün (27 Kasım) gerçekleşen son oturumunda sanatçılar transfobi ve nefreti tartıştı.
Pembe Hayat'tan Serra Can'ın moderatörlüğünü yaptığı oturumun ilk konuşmacısı fotoğrafçı Diana Blok idi. 2009 senesinde İstanbul ve Ankara'daki LGBTT bireylerin hayatını araştırmaya, fotoğraflamaya geldiğini anlatan sanatçının burada çektiği fotoğraflar şu anda Ankara'da sergileniyor.
Sanatçı ve aktivist Gabrielle Le Roux, Afrikalı translarla gerçekleştirdiği resim projesini anlattı. "Afrikalı trans cinsiyetli aktivistler, portreleri burada sergileneceği ve hikayeleri burada da duyulacağı için çok mutlu. Sanat bazı sorunların görünürlüğünü arttırmak için iyi bir yol."

"Nefreti anlamıyorum"

Şarkıcı İlkay Akkaya, "nefrete karşı bir toplumsal hareket yürütülecekse eğer merhamet için de yürütülmeli. Merhametin içinde bir üstten bakma, hoşgörünün içinde bir horgörü olduğunu görüyoruz. Birbirimize değebilecek mesafede durmalıyız, birbirimizi ancak o zaman anlayabiliriz" diye konuştu.
Temsiliyet filmi oyuncularından Ayta Sözeri,  "Varoluşumuzdan, bizi görmekten nefret etmelerini anlayamıyorum. O yüzden inadına metroya biniyorum, otobüse biniyorum. Şu anda diğer sanatçı arkadaşlarımla sahnede olmak çok güzel. Sokakta dışlasınlar, sahnede alkışlasınlar" dedi.
Oyuncu Görkem Kanbolat Arslan, insanların birbirini tanımaya çalıştıkça, nefretten uzak kalacağını düşündüğünü ifade etti.
Modacı Barbaros Şansal, eşcinselliğin bir cinsel tercih değil, yönelim olduğunu hatırlattı. "Benim iki bayrağım var, biri yünlü dokuma Türk bayrağım, diğeri gökkuşağı bayrağı" diye konuştu. (ÇT/EÖ)

Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi'nin blog sayfalarından;

Sevgili arkadaşlar,
Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi üretmeye devam ediyor ve kuruluşunun birinci yılında ''

Çukurova Bölgesinde LGBTT Bireylerin Farkındalığını Yaratmak'' başlığı ile AB destekli bir proje yapmak için kolları sıvadık. Fakat bu proje için değişik fikirlere, farklı seslere, çok sesliliğe ihtiyacımız var. Bunun için hepinizin fikirlerini duymak için 24 Kasım Çarşamba günü saat 18.30 da STGM Adana Yerel Merkezinde Proje için fikir paylaşımı toplantısı düzenliyoruz. Bu toplantıya herkes davetlidir. Gelemeyecek arkadaşlarımızın fikirlerine de ihtiyacımız olduğundan onların da fikirlerini, düşüncelerini cukurovaei@hotmail.com adresine mail yoluyla göndermelerini bekliyoruz.


Konu: Proje için fikir paylaşımı
Yer: STGM Adana Yerel Merkezi
Tarih: 24 Kasım Çarşamba
Saat: 18.30

Kadın Kapısı çalışanı ve İstanbul LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel) gönüllüsü Şevval Kılıç, polisin uygulamaya başladığı bonus sistemi ile ilgili özellikle Beyoğlu’nda cadı avı yaşandığını öne sürdü.

Kılıç, “Polis tinerciyi yakalayınca 5, uyuşturucu koklayıcıyı yakalayınca 10 puan kazanıyor. Bir transseksüeli yakalayınca 20 puan kazanıyor. Haftada 100 puan kazanan polis tatile gönderiliyor, maaşına prim olarak yansıyor. İnsanın en önemli haklarından dolaşım hakkının elinden alındığını bir düşünün. Geçen sene bilhassa Beyoğlu’nda cadı avı vardı” dedi.

Cinsel cinayetler

Bu konuda İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın hakkında suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı. “Hür Doğdum Hür Yaşar mıyım? Cinselliğimiz, Bedenimiz ve Şiddetle Mücadele” başlıklı panelde bir yıllık cinsel şiddet cinayeti hakkında hazırladığı raporu katılımcılarla paylaşan gazeteci Emine Özcan ise 349 insanın cinsel bedensel hak ve özgürlükleri nedeniyle öldürüldüğünü söyledi. Bu raporu son 1 yıldaki gazetelerin 3’üncü sayfalarını tarayarak oluşturduğunu belirten Emine Özcan, bu ölenlerin 13’ünün lezbiyen, biseksüel, transseksüel veya travesti olduğunu anlattı.

SİSTEME BAK

Haftada 5 transseksüel yakala, tatil kazan

Beyoğlu’nda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları polislere prim ve ikramiyeye dönüşen bonus sistemiyle ilgili suç duyurusunda bulunarak “Bu sistemin en büyük mağduru 20 puanla transseksüeller, insanların dolaşım hakkı elinden alınıyor” dedi.



Kaynak : Hürriyet

Homofobi ve Transfobi Karşıtı Öğrenciler bu yıl ilk defa kendi pankartları ve gökkuşağı bayrakları ile YÖK protestosuna katıldılar.
Yerel Muhabir Ağı’ndan Hatice Kaya’nın haberi


YÖK’ün 29. kuruluş yıldönümünde, 6 Kasım Cumartesi günü, Homofobi ve Transfobi Karşıtı Öğrenciler de meydanlara çıktı. “Eğitimde Cinsel Kimlik Ayrımcılığına Hayır” pankartı ile Ankara’daki YÖK karşıtı yürüyüşe katılan Homofobi ve Transfobi Karşıtı Öğrenciler, “Örgütlenme hakkımız engellenemez” sloganı attılar.


ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, eşcinsel gençlere destek için oluşturulan YouTube kanalına bir video mesaj göndererek katkıda bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton video paylaşım sitesi YouTube'a yüklediği klipte ne devlet başkanlarına, ne de diplomatlara sesleniyor.
Eşcinsel gençlere mesaj veren Clinton, ''Hayatınızın değerini bilin, yalnız değilsiniz'' diyor.
Dışişleri Bakanı Clinton'ın video mesajı, eşcinsel oldukları için psikolojik bunalıma giren gençlere yardım amaçlı bir internet kampanyasının parçası.
Clinton, cinsel konular üzerine köşe yazarlığı yapan Amerikalı araştırmacı Dan Savage'ın Youtube'da başlattığı ''Daha İyi Olacak'' adlı girişimde yer aldı.
Aralarında Amerikan kamuoyunun yakından tanıdığı ünlü simaların da yer aldığı projenin katılımcıları, intiharın eşiğine gelmiş ya da toplum baskısı nedeniyle bunalıma girmiş eşcinsel gençlere
video mesajlarla umut vermeye ve destek olmaya çalışıyor.

İntiharlar

Kameraya dimdik bakarak ciddi bir ses tonunda konuşan Hillary Clinton, ''Sizin yanınızda duran, sizin için dua eden, size güç veren birçok insan var. Beni de bu kişilerin arasında sayabilirsiniz.'' diyor.
Son aylarda ABD'de en az yedi genç, eşcinsel oldukları için maruz kaldıkları alaycı ve saldırgan davranışların ardından intihar etti.
Bu gençlerden biri, Rutgers Üniversitesi'nde okuyan 18 yaşındaki Tyler Clementi'ydi.
Kampüsteki odasında başka bir erkekle birlikte olurken okul arkadaşları tarafından gizlice kameraya çekilen Tyler Clementi, internette yayınlandığı iddia edilen bu görüntülerin alay konusu olduğunu öğrenince kendini bir köprüden aşağı atarak canına kıydı.
Seattle merkezli gazeteci-yazar Dan Savage, yakın zaman içinde intihar eden 15 yaşındaki Billy Lucas'ın da okula gittiği küçük kasabada sürekli maruz kaldığı hakaret ve alaya katlanamadığı için ölümü seçtiğini yazıyor.

Şaşırtan ilgi

Savage, ''Keşke Billy'yi tanısaydım, onunla konuşabilseydim'' diyor: ''Lisedeki kabadayıların hakaretlerini atlattıktan sonra, bir eşcinsel olarak hayatın daha iyi olacağını ona anlatmak isterdim.''
Kendisi de eşcinsel olan Dan Savagge, BBC'ye verdiği mülakatta, ''YouTube videolarıyla bu gençlere mutlu eşcinsellerin de olduğunu anlatabileceğimin farkına vardım. Okulların, kiliselerin, ebeveynlerin müsadesine gerek duymadan, gençlere doğrudan internet üzerinden ulaşabiliyorum. Bir eşcinsel olarak onları gelecekte daha güzel bir hayatın beklediğini bilmelerini, intihar gibi düşünceleri kafalarından silmelerini istiyorum.'' diye konuştu.
YouTube'daki kanala bundan dört hafta önce ilk video mesajı kendisi koyan Dan Savage, gazete köşesinden başkalarına da seslenerek destek mesajları beklediğini, eşcinsellerin kendi hikayelerini anlatmalarını istediğini yazdı.
Dan Savage, kurduğu YouTube kanalına birkaç hafta içinde ABD'den ve diğer ülkelerden 2 binin üzerinde video mesajı akın edince bu ilgi karşısında ilk başta kendisinin de şaşırdığını söylüyor.
Birbirinden çok farklı ortamlarda, farklı din ve kültürlerde yetişmiş eşcinseller, gençliklerinde bizzat yaşadıkları ya da tanık oldukları zorlukları anlatıyor.

Yıldız katkısı

''Daha İyi Olacak'' kanalına Amerikan televizyonunun gençlik dizilerinde rol alan bazı meşhur yıldızların da videolarıyla destek verdiğini anlatan Dan Savage, ABD'de çok sayıda eşcinsel gencin okulda, kilisede ya da ailesi içinde bulamadığı desteği bu projede bulduğunu söylüyor.
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un videosunun projeye ''büyük bir katkısı'' olduğunu belirten gazeteci-yazar Dan Savage, ABD yasalarının değiştirilmesi için de Clinton'ın desteğini beklediğini kaydetti.
Savage, eşcinsellerin evlenmesini engelleyen ve orduda kimliklerini açıklamalarını yasaklayan federal ve eyalet düzeyindeki kanunların ''eşcinsellere düşmanca tavrın meşru görüldüğü ortamlara yol açtığını'' söyledi.




Kaynak : http://www.internethaber.com/hillary-clintondan-escinsellere-destek-videosu-304876h.htm#ixzz137JRImRu

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Rusya'yı başkent Moskova'da eşcinsel yürüyüşlerini yasaklaması nedeniyle mahkum etti.
Mahkeme, Rus eşcinsel hakları savunucularından Nikolay Aleksiyev'in, Moskova kent yönetiminin gösterilerini yasaklamasının ardından, Rusya'nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin enaz 3 maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle AİHM'e yaptığı başvuruyu bugünkü oturumunda ele alarak, Rusya'yı para cezasına çarptırdı.
AİHM, Rusya'nın toplanma özgürlüğü ve cinsel tercih temelindeki tercihlerde ayrımcılık maddesini ihlal ettiğine hükmederek, Moskova'yı Aleksiyev'e 29 bin 510 avro ödemeye mahkum etti. Mahkeme kararında, "Gösterinin ortaya çıkaracağı rahatsızlık seviyesi, yasaklanması için yeterli gerekçeyi oluşturmamakta" denildi.
Aleksiyev de AİHM'in kararının ardından yaptığı açıklamada, kararın Rusya'nın eşcinsellere karşı korkusuna vurulan "büyük bir bir darbe" olduğunu söyledi.
Blogger tarafından desteklenmektedir.