12 eylül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Belgesel Film Gösterimi

Bu sene Haziran'ın son haftasında yapacağımız İstanbul LGBT Onur Haftası etkinliklerini duyurmak ve şimdiden heyecanımızı yükselmek için dü


Kapak Fotoğrafı
zenlediğimiz film gösterimlerinde ''Beyaz atlı Prens Boşuna Gelme''belgeselimizi teknik bir arıza yüzünden gösterimini yapamamıştık...
Tekrar bir araya gelerek etkinliğimizin bu ayağında begeselimizi izleyip kısa bir sohbete ne dersiniz?
Bu pazar görüşmek üzere...
Yer:Rocinante Cafe Bar
Tarih:21 Nisan 2013 Pazar
Saat:14:00

BEYAZ ATLI PRENS BOŞUNA GELME
B.A.P.B.G., Türkiye’de ilk kez “eşcinselim” diyen kadınların, lezbiyen kimliğini politik bir kimlik olarak benimseyip, kendilerini ifade ettikleri bir film. Aynı zamanda Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği aktivistlerinin kolektif olarak ürettikleri ilk film.



Haber/İlgi Bağlantıları; https://www.facebook.com/events/145765208936773/?ref=3

12 Eylül darbesinde yaşadıkları en az duyulanlar translar oldu. Şimdi onlar anlatıyor: Taksim karakoldaki 'kedili' işkenceleri, kesilen saçları, omuzlara vurulan damgaları, trenlere bindirilip şehirlerden sürülmeyi... Bir yandan da baskılar etrafında oluşan direniş, dayanışma ve kültürü, Tarlabaşı'nın perukçusu Sema Kuaför'ü, Abanoz Sokak'ı, Kulüp 12'yi...

Darbe günlerinde lubunya olmak
 
‘‘Bu acıyı bir tek sağ çekmedi, sol çekmedi. Yani bir tek onlar işkence görmedi, bir tek onlar dövülmedi, sövülmedi. Biz trans bireyler de nasibimize düşenleri aldık. Çünkü bizler ‘riskli’ gruplardık, yani halkın nefretle baktığı, ‘tiksinç’ gördüğü, öyle hitap ettikleri gruplardık” diyor Belgin.
Onunla birlikte 12 Eylül öncesi ve sonrasına tanıklık etmiş dokuz trans kadın anlatıyor: Ahu, Belgin, Bennu, Cansel, Demet, Deniz, Filiz, N.K. ve Özlem.
‘80’lerde Lubunya Olmak’ adındaki kitabı derleyen, İzmir’deki LGBTT derneği Siyah Pembe Üçgen’in gönüllüleri. Neden 80’ler? “Çünkü şu an ulaşabildiğimiz LGBT tanıkların gençlik zamanları hep 80’ler, bilemediniz 70’ler. Ne yazık ki artık daha öncesine ulaşmak mümkün değil” diyor gönüllülerden Sinan Elitemiz. ”LGBT tarihi dediğimiz şey bugüne kadar hep kulaktan kulağa anlatılageldi. Bu kitapla kendi belleğimizi oluşturmak istedik. 80’lerde yaşananlar o zamanki LGBT’ler için tam bir zulüm ama toplumdaki çoğu insanın buna dair bir fikri yok.”
Peki 2012’de lubunya olmak farklı mı? “Durum aslında o günden bu yana pek de değişmiş değil ne yazık ki... En basitinden düşünün, otobüste en son ne zaman bir transseksüel birey gördünüz? Restoranda ya da markette karşılaştınız mı? İnsanların bakışları altında ezilen çok arkadaşımız var, evlerinden bile çıkmaya korkuyorlar. Evlerinden çıktıklarında insanların laf atmalarına, tacizlerine göğüs gerdiler diyelim, hiç beklemedikleri bir anda sadece yolda yürürken bile trafiği engellemekten ya da çevrenin huzurunu, düzenini bozmaktan idari para cezaları yazılabiliyor. Bizim de anayasadan taleplerimiz var: Bir an evvel gerekli düzenlemeler yapılmalı, ‘cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği’ tanımlanarak LGBT bireyler koruma altına alınmalı.”
Siyah Pembe Üçgen’in sıradaki kitabı, 1996 yılında Cihangir’de transların linç edildiği ‘Ülker Sokak olayları’nı konu alacak. Elitemiz, “Ülker Sokak direnişin, bir arada olmanın gücünün ispatıdır” diyor. “Yurtdışında LGBT tarihi denilince ‘Stonewall’ akla gelir, Ülker Sokak’ta o dönem gösterilen direniş için de ‘Türkiye’nin Stonewall’u diyebiliriz.”
 

Blogger tarafından desteklenmektedir.