Web üzerinden yayınlanan kadın dergisi Rengarenk Kırmızı'nın bu ayki konularından biri Eşcinsel ve Eşcinsel Annesi Olmak. Dergi'de yayınlanan yazılardan biri eşcinsel annesine ait.

-Gay Annesi Olmak-
GEÇEN GÜN HUFFİNGTONPOST’TA, AMERİKA’DA 6 YAŞINDA BİR ERKEK ÇOCUK ANNESİNİN “GAY BİR ÇOCUK SAHİBİ OLMAK”LA İLGİLİ YAZDIKLARINI OKUDUM VE ZAMANDA TUHAF BİR OYUNCULUK YAPARAK 15 YIL ÖNCESİNE GİTTİM…

Beş yaşında bir çocuk erkekleri tercih ettiğini dillendirirse ne olur?
Anne bu durumda ne yapar? Ne hisseder? Ne der?
Başkaları konuya nasıl müdahil olur?
Böyle bir durumda, suçluluk duygusu yaşamamak ve tüm bildiklerinizi sorgulamamak mümkün mü? Suçlu aramak şart mı?
Tüm bu evreleri yaşamış ve yaşamaya devam eden bir anne olarak benim başıma neler geldi, anlatayım.

İLK ŞOK VE KORKULAR
Oğlum bir gün anaokulundan gelip bir erkek arkadaşıyla öpüşmek istediğini söylediğinde ilk önce nutkum tutuldu. Vereceğim tepkinin çocuk için çok önemli olduğunu hissettim ama tam olarak ne söylemem gerektiğini bilmediğimi fark ettim. O günü mümkün olduğunca sakin ve güler yüzlü bir şekilde geçiştirdikten sonra, önce kitaplardan medet umdum, sonra gay arkadaşlarımdan. Ama hiç birisi içimdeki korkuyu yatıştıramadı ve kanımı donduran o iğrenç korku yakamı bir daha hiç bırakmadı.
Korkulacak bin türlü şey buldum yıllar yılı.
Babası öğrenince ne olacak korkusu…
Ailenin tüm maço ve düzen savunucusu bireyleri öğrenirlerse, çocuğa nasıl davranırlar korkusu…
Arkadaşları ve aileleri tarafından dışlanırsa, bununla nasıl baş eder korkusu…
Büyüdükçe de erkekler tarafından kullanılır ve atılırsa ne olur korkusu sardı içimi.
Bunlara bir de AIDS korkusu eklendi tabii.
Sonra da seçeceği meslekte cinsel eğiliminin kariyerine zarar vereceğinden korkmaya başladım.
 İLK KEZ PAYLAŞIYORUM
Ve inanır mısınız, bu yazdıklarımı 15 yıldır kimseyle paylaşmadım.
Gay annesi olmak, mafya babası ya da kaçakçı eşi olmaktan farksız aslında! Sessizlik yemini etmiş gibi oluyorsunuz ister istemez…
Kime ne anlatacaksınız? Onun bunun kınayan, suçlayan ya da acıyan bakışlarına nasıl tahammül edeceksiniz? Kimin ne tür bir tepki vereceğini nasıl kestireceksiniz?
Zaman içinde en medeni fikirlere sahip insanların bile bu konuda tuhaf espriler yaptığına tanık olduğunuzda, farkına bile varmadan, susmayı bir yaşam biçimi haline getiriyorsunuz.
Sonra birden, aramızda hiç konuşulmadan edilen o sessizlik yeminini oğlum bozdu. Bu gizlilikten sıkıldığını söyledi ve konuşmaya karar verdi. Soğuk terler döktüm ama ok yaydan fırlamıştı artık.
Onu durdurmak mümkün olmadığını anlayınca, tepkileri beklemeye başladım.  Bazılarına şaşırdım, bazılarına ise üzüldüm, kırıldım, öfkelendim.
 ARKADAŞLARININ TEPKİSİ
En zorunu lise mezuniyet balosunda yaşayacağımsa hiç aklıma gelmemişti. O akşam tanık olduğum davranışlara oğlumun en az iki yıldır, her okul günü maruz kaldığını anladığımda beynimden vurulmuşa döndüm. Yıllardır birlikte okuduğu çocukların yarısından fazlası oğlumu görmezden geliyor, onunla kesinlikle muhatap olmuyorlardı. Anlaşılan, cesur davranarak yalan bir dünyada yaşamamayı seçmek çok pahalıya mal olmuştu. Arkadaşlarının büyük çoğunluğu kendisinden uzaklaşmış, hatta daha da ileri giderek, ucube muamelesi yapmaya başlamışlardı. O bunu umursamıyor gibi görünse de, o akşama kadar durumun vahametini fark edemediğim için törende kanımın çekildiğini hissettim. Ve o gece anladım ki, en iyi okullarda okumak, en iyi şartlarda yaşamak, dünyayı dolaşmak, her türlü imkana sahip olmak, insani değerlere sahip olmayı, olgun ve düşünceli davranmayı beraberinde getirmiyor. 

BABANIN TEPKİSİ
Babasına gelince, önce çok soğukkanlı ve sakin davrandı. Kendisini çok iyi tanıdığım için, bunun dev bir yalan olabileceğini düşünsem de, birden safça bir umut belirdi içimde. Hayatının her anı rol yapmış bir tiyatro sanatçısından bu konuda sağduyulu bir tavır beklemenin ne kadar yanlış olduğu çok kısa sürede çıktı ortaya. Öğrendikten birkaç hafta sonra yıllar sürecek bir taciz başlattı sevgili baba. Lise çağında bir çocuğu hafta birkaç kez, gece yarısı arayarak “Şimdi kiminlesin, sevgilin kız mı, erkek mi?” diye sorular sordu. Birlikte oldukları her an aynı tür tacizler, seviyesiz espriler, uluorta rahatsızlık verici konuşmalar devam etti. En sonunda oğlum artık babasıyla görüşmek istemediğine karar vererek bu sancılı sürece son verdi.
Aynı dönemde, yaşlarından beklenmeyecek kadar olgun davranarak oğlumu da, beni de mutlu edenler çocukluk arkadaşları oldu. Onlar dostluklarını hiç esirgemeden, oğlumu olduğu gibi kabul ederek birlikte yola devam ettiler.
 BUGÜNKÜ DURUM
Oğlum bugün 20 yaşında, ABD’de okuyor ve çok başarılı bir şekilde üniversite öğrenimini sürdürüyor. Bir gün bir erkekle evlenebileceği ve bir çocuk evlat edinerek aile kuracağı bir yaşam hayal ediyor. Bunları yapabileceği bir dünyanın nerede olduğunuysa ne o, ne ben, henüz bilmiyoruz. Bildiğim tek bir şey var: o beş yaşından beri bana hiç durmadan bir şeyler öğretti: farklı düşünmeyi, hayatın bize sunduğu her şeyi ve herkesi yargılamadan anlamaya çalışmayı, farklılıkların zenginleştirici olabileceğini…
Mesleki nedenlerden dolayı bu yazıya imza atamadığım için üzgünüm. Bazı şeylere hala hazır olmayan bir toplumda yaşamanın bir bedeli olduğunu hayat her gün hatırlatıyor bana ve sessizlik yeminim, istemeden de olsa, devam ediyor…
SESSİZLİK YEMİNİ: Türkiye’de pek çok gay bu durumu ailesine anlatamıyor. Aileleri bilse de sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Dışarıya renk vermedikleri gibi kendi aralarında bile konuşmuyorlar. Yok sayıyorlar, reddediyorlar.

Haber Bağlantıları;
Kaynak: Rengarenk Kırmızı - Toplumsal Analiz - Gay Annesi Olmak >>

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.