İlgili Haberler
Ayrımcılıkla Mücadele Yasa Tasarısı
Çok büyük bir ihtiyacı karşılamaya hazır bir kanun taslağı karşısındayız. Ancak taslağı getiren Hükümet'in Başbakan'ının, neredeyse aynı gün "Yüz bin Ermeni'ye" sınırdışı tehdidinde bulunması, zihniyet olarak daha alınması gereken ne çok yol olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Ankara - BİA Haber Merkezi
20 Mart 2010, Cumartesi
Hükümet 2009'un sonlarında, "Demokratik Açılım"ın bir adımı olarak düzenlemeyi vaad ettiği "Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu Kanun Tasarısı Taslağı"nı görüş almak üzere, Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından Barolara, Akademik çevrelere, STK'lara ulaştırıldı. Taslak, basında haklı olarak, geniş bir yankı buldu. Bu nedenle konuya ilişkin yazı yazmakla, usulsüz bir iş yapmış olmayacağız, sanırım.
Tasarı, daha ilk okuyuşta, demokratikleşmenin çok önemli bir adımı olarak nitelendirilmeyi hakkediyor, diyebilirim.
Ancak taslakların genellikle yazılı bir gerekçesi olurken, bu taslakta, "gerekçe" yok. Daha doğrusu ayrıca eklenmemiş. Sanırım bunun nedenlerinden biri, açık ve herhalde çok ağır bir özeleştiriden kaçınmak, bir de, taslak okunduğunda, gerekçenin zaten fazlasıyla maddelerin lafzında ve ruhunda giderildiğinin, kesin olarak görülebilmesinden, olmalı.
Çok sayıda önemli madde
Taslağın, "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1.Maddesinde yer alan, "bireylerin eşit muamele görme ve ayrımcılığa tabi tutulmama haklarının korunması" son derece çarpıcı.
Bu ilk madde, pek çok kişi ve çevrenin Cumhuriyet tarihini, aynı zamanda seksen küsur yıllık eşit muamele görmeme ve ayrımcılığa tabi tutulma tarihi olduğu yönündeki görüşlerini de, örtülü olarak ama net bir şekilde doğrulayan bir resmi özeleştiri gibi okunabilir.
Bu özeleştirinin aynı maddenin devamında, "yasama, yürütme ve yargı organları ile gerçek ve tüzel kişilerin eşitlik ilkesine ve ayrımcılık yasağına uygun davranmasının sağlanması" olarak açık seçik olarak belirlenmiş olması da, özeleştiriyi, esas olarak "Yasama-Yürütme-Yargı" erkleriyle birlikte oldukça somut öznelere kavuşturmaktadır.
"Tanımlar" başlıklı, 2. Madde de yer alan, "Doğrudan ayrımcılık","Dolaylı ayrımcılık", "Taciz", "Ayrık tutma", "Mağdurlaştırma", "Ayrımcılık talimatı", "Makul düzenleme", "Nefret söylemi", "Cinsiyet", "Cinsel kimlik","Varsayılan temele dayalı ayrımcılık", "Irk", "Etnik köken", "Vatandaşlık", "Vatansız", vb kavramlar ise, hayatın içinden en acımasız gerçeklerine dokunarak süzülen, büyük farkındalık yaratan, her bir tanım, birer güçlü sütun gibi, taslağın temellerine yerleştirilmiştir.
"Eşitlik ilkesi, ayrımcılık yasağı, yasak kapsamındaki ayrımcılık türleri" başlıklı 3. Maddesi ise başlı başına bir mevzuat gibi durmaktadır. Devamı
Yorum Gönder