komünist etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bu afişlerin yapım amaçları tabiki bu değildi, fakat tasarımcılar bunu akıl edemedi mi? Yoksa bu yine eşcinsel-lobinin oyunu muyudu?

jackviolet.tumblr

Batı Virginia Üniversitesi Teknoloji Enstitüsü'nden Tarih Profesörü Melissa Sartore şöyle açıklıyor;



Ekim 1949'da Mao Zedong Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etti. Çin ve Rusya uzun süredir müttefiktiler ve komünist devletler olarak, bu ilişki her iki ülke için de önemliydi.


Çin ve Rusya son derece homofobik iki toplum olmasına rağmen, bu Komünist propaganda posterlerinin tasarımcılarının kazara böyle müthiş sanat yapıtlarını yaratmalarına engel olmadı. Görüntülerde görülen fiziksel yakınlık tabii ki eşcinsel içerikli değildi ve iki komünist kültür arasındaki önemi temsil etmesi gerekiyordu.

Bu afişlerin tasarımcıları, akıl almaz biçimde ne kadar homoerotik olduklarını anlamıyorlardı. Tünel-Vizyonu Rusya ve Çin'deki insanları hayatta kalmak için işbirliği ve yakınlığın vazgeçilmez olduğuna ikna edici olarak gördü, afişler arasında daha büyük siyasi ilişkiyi temsil etmek üzere yapılan fiziksel bağlantılar bulunuyordu. Hem Rusya'da hem de Çin'de eşcinsel hakları için çalışan aktivistler, görüntüleri kendi propaganda kampanyalarında kullanan posterlerde ilham kaynağı olarak görüyor.


jackviolet.tumblr



 ranker.



Ne demişler ! Sen o kadar açıklama yap, yaz çiz vardığın sonuç;
kısaca ;
eşcinsellik biyolojik-psikolojik nedenler dışında hoş
görülecek bir şey olmamalıdır
"cinsel tercih" özgürlüğü yanlış bir kavramdır ve tehlikeli bir
sapmanın zeminidir
olsun.






eşcinsellik bazı sol çevrelerinde ele aldığı ama yanlış
zeminlere oturttuğu bir olgudur yine tepkisel olarak da
tamamen itici bir yaklaşım da sunulmaktadır
canlılar zemininde baktığımızda üreme ile ilgili bir olgu olan
cinselliğe farklı misyonlar yüklenmiştir
aşk ; anlam olarak yoğun sevgi, bağlanma, sürekli ilişki,
önemseme, koruma-kollama, paylaşma gibi insan ilişkilerini
içinde barındırır tarihsel kök olarak baktığımızda bu
kavramları ifade eden benzer yada başka kelimeler de vardı
doğaya, nesneye, ortak topluluğa vs bağlılık ve ilişki
anlamında kullanılırdı bu kavramın üreme ile ilgili bir zemin
olan cinsellik alanına girmesi ise belirli bir zamana denk
düşer
ben bunu mülkiyet ile bağdaştıracağım
ilkel-komünal denilen toplumlarda aşk kavramı yaşadığı
topluluğa olan bağ idi cinsel anlamı da yoktu cinsellik
sadece üreme ile sınırlı olan bir edim idi ve topluluk dışı
canlılarla yaşandığından zaten düşman olan ile yaşanırdı
cinselliğin beslenme ve çoğalma gibi doğal edimler dışına
çıkması mülkiyet ilişkilerinin başlaması ile aynı
düzlemdedir
bir erkeğin yada kadının bir diğeri beğenme gibi bir dürtüsü
yoktu cinsel dürtü anında koşullar hazırsa bu oluşurdu
ilk ayrım ; yine üreme özelliği noktasında başlamıştır
* çok ve sağlıklı üreme işlevine müsait olan kadın tercihi
özel-mülkiyetin daha olmadığı topluluklarda bile giderek
kadınlar üreme işlevi ile sınırlı kaldığından çok ve sağlıklı
üreyenlerin önemi artmıştır(çoğalma) bu durum giderek
"beğeni" anlamında tercihleri yani bilinci etkilemiştir
* kabilesel nedenlerle(güçlü kabile vs ) tercih edilen
kadınlar
özel-mülkiyetin ve sınıfların oluşmasından sonra bu
tercihlerin yanına başkaca gerekçeler de eklenmiştir el
koyma sahip olma talan vs gibi dürtüler elbette cinsel
alannıda etkilemiştir
orta çağa doğru bu işlevle ilerleyen cinselliklere baktığınızda
aşk-sevgi gibi söylenceler bulamazsınız
aile (kadın-erkek ve çocuk) anlamında daralan toplumsal
yapılaşma v mülkiyet nedeni ile kadın-erkek ilişkilerinde
tercih noktaları artmıştır
ortaçağın şovalye romantizmi olarak edebiyata düşen
söylencelere bakıldığında sahiplenmenin tüm ritüellerini
görebilirsiniz
kadın ebediyen erkeğe aittir bu aslında billurlaşmaya
başlayan burjuva "ahlak" ve yaşam biçiminin ilk verileridir
ingilterede (krç elizebeth) victory çağı denilen çağda ; tüm edebiyata yayılmıştır
kadın ve erkek arasındaki bu "aşk" ve bağlılık neden
önemlidir mülkiyetin meşruluğu ve devamı anlamında
neshep(soy) önemlidir tartışılmamalıdır ayrıca toplumsal
genel bağlılık daraltılmalıdır din(tek tanrılı) olgusu bireyi
topluluğundan bir nebze koparsa da asıl olarak çekirdek
aile koparmaktadır
sonuç olarak beğeni-istek ihtiras vb dürtüler ile aşk
birleştirildi
oysa
insan erkek veya dişi fark etmez önce topluluğuna bağlısadık-
fedakar iken bunu bireye daralttı sonrada beğeniler
uydurdu dönemsel olarak bu beğenileri de sistem
güdümlemeye başladı
kapitalizmin tüketim çağında beslenme nasıl ki biyolojik
gereksinime ve yeterli orana göre değil güdümlenen,
tüketime göre biçimleniyor ise aşk da aynı şekilde tüketim
anlamında "zevk" anlamında tüketimi artıracak şekilde
güdümlendi doğasal cinsel dürtüler bu tüketim
güdümlemelerine göre tanımlanmaya başladı
bazı dönem şarışın bazı dönem esmer bazı dönem şişmanzayıf
vs tercih olmaya başladı hatta öyle aşamaya geldiki
işin şirazesi kaçtı başlangıçda başlayan sapmalar sapkınlık
düzeyine vardı
oysa öncelikle çok iyi dost olmak önemlidir nasıl ki
yaşamında güvenebileceğin-paylaşabileceğin-fedakarlık
yapacak, yaptıracak olabileceğin kişiler önemli ise ve
cinsellik burada zurnanın son deliği ise aşk da bu olmalıydı
cinsel temelli güdümlü dürtülerin sonucu oluşan ilişkileri
kalıcı kılacak bir şey yoktur bir tat gibidir sürekli değişiklik
ararsın yada bastırmak zorunda kalırsın(koşullu ahlak)
oysa bağlılık-paylaşım-vs gibi olgular kalıcıdır süreklilik arz
eder zor oluşur ama kolay kalkmaz
bu anlamda ;
aşık olmadan önce çok iyi dost-yoldaş olmalısınız bu en
azından bu tarihsel sapmayı bir yerde düzenler
konuyu uzatıp, başka alanlara girmiş gibi oldum ama aslında
bağlantılıdır
yukarıda uzunca aktardığım gibi ; cinselliğin gelen tarihsel
süreci içinde eşcinsellik de bir sosyal-psikolojik ve pazar
anlamında bir sapma olarak ortay çıkmıştır
ama
öncelikle eşcinselliği ele alalım
1- biyolojik nedenlerle eşcinsllik
cinsel organlar bazı canlılardaki biyolojik iş-bölümü
anlamında ayrı biyolojik yapılarda eril-dişi olarak
paylaştırılmıştır bazı canlılarda örneğin solucanda aynı
bedendedir
bazı canlılarda(lepistes balığı gibi) cinsel organ hızlı
mutasyon ile yer değiştirir yani bir alanda hiç dişi yoksa iki
erkek lepistesten bir tanesi eril organını dişile çevirir
insanlarda ise bazen biyolojik olarak çift cinsiyet organı da
olabilir yada dişi hormonları ağır basabilir yada eril
hormonlar
tedavi sürecine sokulmaz ise toplumsal yaşamda eşcinselsapma olarak ortaya çıkar
bu ne bir hastalık nede olumsuz bir şeydir biyolojik bir
sapma olayıdır müdahale ile çözümlenir
yakın tarihlere kadar "tanrı"nın yarattığına müdahale etme
ahlaki!! olmadığından bu kişiler toplumda sapma haliyle
uygun olmayan kişiler olatak karmaşık ilişkilerle yaşarlardı
2- güdümlü tüketim nedeni yada toplumsal-sosyal cinsel
baskılar nedeni ile yaşanan sapmalar
cinselliğin dürtüsel ticari pazar olması ile birlikte ortaya
çıkmıştır biyolojik sapma olan çift cinsiyetlik bile pazar için
özel yapılır olmuştur
birinci şıktaki biyolojik ve psikolojik nedenlerle ortaya çıkan
olgulara karşı elbette dışlayıcı-yargılayıcı olmamak gerekir
toplumsal yaşamda onlara alan açıp yaşam hakkı tanımak
gerekir tedavi için tüm olanakların sağlanması gerekir
ama bunu "cinsel tercih" özgürlüğü gibi kapitalist
güdümlemeye zemin olan mantıkla da savunmak
anlamsızdır
ikinci şıkda açıkladığım sapmalara da zemin olur
kısaca ;
eşcinsellik biyolojik-psikolojik nedenler dışında hoş
görülecek bir şey olmamalıdır
"cinsel tercih" özgürlüğü yanlış bir kavramdır ve tehlikeli bir
sapmanın zeminidir
bu sorun cinsellik ve kadın ezilmişliği zemininde ele
alınmalıdır yani cinsel sosyal-kültürel ve ekonomik baskı
zeminin de
bunun dışında bu olgulara "cinsel tercih özgürlüğü" tanımı
ile yaklaşılır ise kesinlikle kapitalist pazara hizmet edilmiş
olur
saygılarımla suat
Blogger tarafından desteklenmektedir.