Esasen bir ilki gerçekleştiren ve ‘queer’ kültürüne festival alanı açan 1. Pembe Hayat Kuirfest’e değinmek lazım. “Zenne” (2011) ile başlayıp “Nar”ın (2011) da gösterileceği festivalde “Erkek Gibi Ölmek” (“Morrer Como Um Homem”, 2009), “Üç” (“Drei”, 2010), “Erkek Fatma” (“Tomboy”, 2011) gibi son dönemin ilginç ‘eşcinsel kültürü konulu’ filmler dikkat çekiyor. Bunun yanında Todd Haynes’in ‘Yeni Queer Sineması’ atılımının kilit halkalarından birine dönüştürdüğü siyah-beyaz “Zehir”inin (“Poison”, 1991) programa girmesi ilgimi çekti açıkçası. Aynı zamanda !f İstanbul’un yıllardır sürdürdürğü ‘Gökkuşağı filmleri’ bölümünün burada başlı başına bir etkinliğe dönüşme cesaretini gösterdiğini de not düşelim.

Bu noktada bu festival takvimine katkıyı takdir etmekle beraber Kuirfest isminin Türkçeleştirmesini de eleştirmek şart. Zira independent (bağımsız) gibi kelimeler bizim sözlüğümüze girdiğinde İngilizce halleri, Türkçe okunuşuna çevrilmiş. Bu bütün dünyada böyledir. Ancak festivalin İngilizcede bir terim olan ‘queer’ için böylesi bir kavram üretmesi bir hayli ‘cinsiyet ayrımcısı’ bir yaklaşım gibi geldi bana açıkçası. Ancak üçüncü dünya ülkelerinde olabilecek bir ideolojik duruş adeta.





Malatya Gezici ve Kuirfest