ayşe kulin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ayşe Kulin, son kitabı hakkındaki eleştirilere kayıtsız kalamamış ve söyleşmiş...


Ayşe Ayşe Kulin, son romanı ve romanla ilgili söyleşileri konusunda sıkıntılı. "Bir kitabın içinden cümleler çıkarıp yazarı yargılamak bana çok aptalca geliyor," diyor.

ayşe kulin

Gizli Anların Yolcusu, Ayşe Kulin'in son kitabı. Türkiye'nin en çok satan ve sevilen yazarlarından Kulin, bu kitaptan ve Ayşe Arman'a verdiği röportajdan sonra herhalde daha önce hiç görmediği bir eleştiri yağmuruna tutuldu. Bazı eşcinseller kitabı sevdi, bir başka kesim ise onu 'ayrımcılık'la suçladı. Kulin'den bu eleştirilere yanıtlarını aldık. Ayrıca dört oğlu ve sekiz torunu olan 70 yaşındaki yazarla ailesi hakkında konuştuk.

Ben kitap eklerinde çıkan, edebi eleştirilerin hepsine açığım. Ve ben edebi olarak bu kitabımla artı puan aldığımı düşünüyorum. Ama magazin sayfalarında yazanların şöyle bir açmazı var: Onlar, yazılarını ilginç yapabilmek için bir şeyi beğenmemek ve 'çakmak' zorundalar. Bana da çakmaya başladılar. Ama sonuçta, sizin hiç olmadığınız, bambaşka bir karakter çıkıyor ortaya. Radikal'de bir yazı çıktı mesela. Gazeteyi elime aldım, fotoğrafımı gördüm, dedim ki 'Kötü bir yazı geliyor.' Okudum, gerçekten öyleydi. Öyle bir fotoğraf seçmişler ki, en tepeden bakan, beni kibirli gösteren bir kare. 

Benimle ilgili çıkan bütün o yazıları okuyunca, güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim. Benimle alakası olmayan bir insan yaratmışlar. Ben bir homofobik olmuşum. Bir kere öyle olsam bu kitabı neden yazayım! Kitabı beğenmedin, anladım, kitabı eleştir. Peki benim şahsıma neden böyle kötülük ediyorsun? 

Hoşgörü lafına takılmışlar. Bir telefonda, 20 dakika içinde bir konuşma yapmaya çalışıyorsun, bir şeyler söylüyorsun... Çok aceleye geldi Ayşe Arman röportajı. Ben eşcinsellere hoşgörüyle filan bakmıyorum. Normal hayatın içinde kendim gibi insanlar olarak kabul ediyorum. Ama bir şey sana sorulduğu zaman alelacele bir cevap vermek zorunda kalıyorsun. Bu cümle için bana kızacaklarsa buyursunlar kızsınlar. 

O röportajda 'İnsanın ayağı kayabilir' derken, insanın karısını veya kocasını aldatmak üzere ayağı kayar demek istedim. Eşcinselliğe ayağı kayar demek istemedim. 

Bir kere bu bir roman yahu. Kurgu. Bir kadın masanın başına oturmuş ve bir hikaye yazmış. Bu kitabın içinden cümleler çıkarıp o kadını yargılamak kadar aptalca bir şey düşünemiyorum ben. Çünkü bir kitabın içinde herkes berbat, rezil olabilir ya da herkes melek olabilir. Ayrıca benim kahramanlarım kötü de değil. Ama ben zaten bu kitabı insanlar eşcinselleri sevsin ya da nefret etsin diye yazmadım. 'Nasıl eşcinsel olunur?'u anlamak için de yazmadım. 

Ben kitabı, bu konu daha önce çok az romana konu olduğu için yazdım. Sayıları çok, kendilerine ait romanlar yok. İnsanlar fevkalade ikiyüzlü ayrıca. Eşcinsel yazarlar da yazabilir. Murat Somer yazıyor mesela. Bir o yazıyor ama. Bir tane Perihan (Mağden) yazdı. Birkaç tane daha var başka da yok. Benim misyonum burada 'Eşcinseller fevkaladedir' demek değil ki. Ha, harika insanlar olduklarını ben biliyorum, o ayrı. Benim arkadaşlarımın çoğu sanatçı bir kere. Ve sanatlarının en iyisini yapıyorlar. Son derece duyarlı ve duygusal insanlar. Ama başka bir grubun da çok alıngan olduğunu öğrendim. 

Ben şunu gördüm: Türkiye'de insanlar yazarlarını sevmiyor. Sadece beni değil. Bütün yazarlara bunu yaptıklarını görüyorum. Bir yazarı kitaplarıyla eleştirirsin. Sevmiyorsan da okumazsın. Ama hayır, şahsınla uğraşıyorlar. Yahu insanlar 15 yıldır tanıdığı, kitaplarını okuduğu ve ne olduğunu aşağı yukarı bildiği bir insanı, bir röportajdan iki üç cümle çıkararak bu kadar mı başkalaştırabilir? 

Doğum kontrol yöntemi meselesiyle ilgili ise söylediğimin arkasındayım. Diğerleri hep yanlış anlaşılmış ama bunu bilerek söyledim. Ben orada şunu söylüyorum: Dünyanın mahsulleri bizi doyurmaya yetmiyor. Yani nüfus fazla. Bir tarafta 20 tane çocuk dizmiş aç bil aç, 'asker bunlar asker' diyen insanlar var. Ben eşcinsellerin, birlikte yaşamaya başladıkları zaman çocuk yapamamalarını çok büyük bir artı olarak görüyorum. Hali vakti yerinde olanlar da evlat edinmek istiyor. Bu büyük bir artı bence.

Kaynak -Tamamı - T24-Ayşe Kulin homofobi eleştirisine kulak verdi!

Ayşe Kulin'in eşcinsel ilişki romanına sert eleştiri: Homofobisi tavan yapmış!
T24 - Eşcinsel bir ilişkiyi anlatan 'Gizli Anların Yolcusu' adlı son romanı için "Yazdım, oldu" diyen Ayşe Kulin'in "Belki de gay'lik, bir nevi nüfus artışını önleme yöntemidir..." sözleri tartışılıyor. Kulin'in eşcinselliğe yaklaşımını eleştiren Mehmet Uğur Yüksel, ''Yükselen bir değer olan eşcinsellikten pay çıkarmaya çalışan bir yazarın nafile çabası. Kulin'in homofobisi tavan yapıyor" ifadelerini kullandı.
Okudum, oldu işte!

KuirFest'in yaratıcı ekibinden Mehmet Uğur Yüksel'in Radikal gazetesinde yayımlanan (22 Kasım 2011) eleştirisi şöyle:

Ayşe Kulin'in eşcinsel ilişki romanına sert eleştiri: Homofobisi tavan yapmış! - T24




Cırt diye okunuyor. Akıyor resmen. Yormuyor, germiyor. Ve bu defa Ayşe Kulin, kendisi için cesur bir maceraya atılıyor, ‘seksten ari bir eşcinsel aşk’ı anlatıyor. Eşcinsel dünyayı pek yakından bilmese de, gay arkadaşlarından onay alıyor. Everest’ten çıktı, 100 bin basıldı, bu arada romanın adı ‘Gizli Anların Yolcusu’. Sözcüklerin baş harflerini bir araya getirin bakalım ne oluyor...

Ayşe Kulin! Eşcinsel aşkı anlatan bir kitapla karşımızdasınız. Hayrola? Nereden esti?- ‘Veda’yı yazdıktan sonra. Gerçekten de esti. ‘Veda’da, kendi ailem üstünden Osmanlı’nın çöküşünü anlatmıştım. Epey araştırmam, çalışmam gerekiyordu. İşgal altındaki İstanbul, dedemin sürgünden yolladığı mektuplar, bir sürü keder, acı... Kendi kendime dedim ki, “Artık yeter! Bundan sonra tamamen aşk üzerine, hafif kurgusal bir roman yazacağım!”
Bırakın eşcinsel aşkı; aşk, sizin romanlarınızda pek işlediğiniz bir tema değil...- Evet ama her şeyin bir ilki vardır Ayşecim. Aşksız roman olmuyor, aşksız hayat da olmuyor!

Ayşe Arman -Hürriyet -Tamamı
Blogger tarafından desteklenmektedir.