Mersin LGBT 7 Renk


Hakları anayasada koruma altına alınmayan LGBTİ’lere dönük saldırılar durmak bilmiyor. Özellikle trans kadınlara dönük nefret saldırıları; yaşamlarımızı tehdit etmeye devam ediyor. Kolluk kuvvetleri vuruyor, genel ahlak vuruyor, k
amu düzeni vuruyor, devlet vuruyor, aile vuruyor! Ve trans cinayetleri her geçen gün artıyor.

Bu saldırılara 22 Temmuz’da bir yenisi daha eklendi. Toplumun bir parçası olan trans kadınları korumakla yükümlü polisler, sokak ortasında trans alenen işkence uyguladı. Nefretin kaynağı yine devlet ve onun polisiydi!

22 Temmuz günü saat 22.30 civarında İstikbal Durağı’nda bekleyen 7 trans kadın arkadaşımız polisin biber gazlı ve coplu saldırısına uğradı. Polis keyfi bir biçimde arkadaşlarımıza, “Buradan gidin lan” diye hakaret etti. Hakarete tepki gösteren bir vatandaş da polis şiddetinden nasibini aldı! Ve ardından işkence başladı. Bir kez daha yineliyoruz: Bu bir sokak işkencesidir! Geceler de sokaklar da; gündüzler de caddeler de bizimdir!

Biz “Buradan gidin lan” laflarını yakından tanıyoruz. Ülker Sokak’tan, Eryaman’dan, Avcılar’dan biliyoruz bu lafları. 1980 askeri darbesinde trenlerle şehir dışına atılan trans kadınlardan biliyoruz. Şehirleri bize dar eden; varlığımıza, kimliğimize yönelen bu saldırıları çok yakından tanıyoruz. Ve bir kez daha haykırıyoruz: Buradayız, alışın gitmiyoruz!

Kovamayacaksınız bizleri! Yok edemeyeceksiniz varlığımızı, kimliğimizi! Her saldırınız içimizden bir parça daha koparsa da sokaklarda, alanlarda olmaya devam edeceğiz. On binler olup; “onurumuz” için sokaklarda yürümeyi sürdüreceğiz. Çünkü biz durdurulamayız!

Arkadaşlarımıza saldıran polislerin derhal cezalandırılmasını talep ediyoruz. Karakolda tutanak dahi tutmayan, işkence amacıyla arkadaşlarımızı darp eden Emniyet yetkilileri yargılanmalıdır. Polisin görevi bizleri korumaktır; trans kadınlara şiddet uygulamak değil. Sokakta şiddete maruz kalmayı kabul etmiyoruz! Şiddetin belgelenmemesi için tutanak tutmayan adaleti reddediyoruz. MOBESE kayıtlarının incelenmesini talep ediyoruz.

Mersin’de yaşanan bu saldırılar ilk değil. Kandil bahane edilerek saldırılan Cansu’yu unutmadık. Çete saldırısının ardından, çetecileri koruyan polisleri unutmadık! Cansu’yu tedavi etmeyen hastane görevlilerini unutmadık! Pozcu’da sopalı ve bıçaklı saldırıya uğrayan Deniz’i unutmadık! Sizlere de unutturmamaya kararlıyız. Her an, her dakika yüzünüze haykıracağız: Transfobik devlet hesap verecek! Trans cinayetleri politiktir!
Mersin’deki transfobik saldırılar bireysel değildir. Bu saldırılar yıldırma politikalarının bir parçasıdır. Yılmayacağız. Her saldırınızın ardından yaralarımızı sarıp, sokaklara çıkmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımıza şiddet uygulayan polisler, nefret saldırılarında bulunan çeteler, yaralı transları tedavi etmeyi reddeden sağlık görevlileri yargılanana kadar peşinizi bırakmayacağız!

Bu şiddet ve nefrete karşı duran herkesi bizlerle birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Biliyoruz ki bizler ne yalnızız ne de yanlış. Yanlış olan transfobik sistem, yanlış olan şiddet politikaları, yanlış olan nefret, yanlış olan trans cinayetleri ve yanlış olan bütün bunların faili devlettir!



Haber/İlgi Bağlantıları; Mersin Lgbt 7renk

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.