Birçoğumuzun hakkında aslında pek fazla
şey bilmediği, toplumun konuşmaya fazlasıyla çekindiği bir konu
eşcinsellik. 1994 yılına kadar tıp dünyasında hastalık olarak görülen
eşcinselliğin artık tıpta da, psikoloji biliminde de cinsel sapkınlık
olmadığı kabul görüyor; ancak toplumun kabul görmesi o kadar da kolay
olmuyor. Bireyler, kendi cinsel kimliklerini toplumda ifade etmekte
zorlanırken, bir de en yakınına -ailesine- kendini ifade etmekte ciddi
sıkıntılar yaşıyor. Peki aileler açısından bu süreç nasıl yaşanıyor?
Ailelerin bu süreçte ilk başvurduğu meslek grupları psikologlar. Psikolog Deniz Tuncer ile cinsel kimliğin oluşumunu ve ailelerin tepkilerini konuştuk. Ailelerin yaşadıklarını birinci ağızdan öğrenmek, eşcinsel birey açısından değil ailelerin penceresinden bakabilmek için de LİSTAG’ın (LGBTT Aileleri İstanbul Grubu) kurucusu anne babalardan öykülerini dinledik.
“Çocuğumuzu düşünceleriyle, duygularıyla ve yaşam tarzıyla, olduğu gibi kabul etmemiz gerekiyor”
Çocuğun eşcinsel olduğunu ailesi ile paylaşmasından sonra yaşanan süreci hem aile hem de birey açısından değerlendiren Psikolog Deniz Tuncer, psikologların bireyin eşcinsel kimliğini değiştirmek gibi bir misyonu olmadığını, bireyin ve ailenin kabullenme sürecinde yaşadığı sorunları çözmelerinde destek olduklarını söylüyor.
WR: Cinsel kimlik ne zaman oluşmaya başlıyor? Nasıl bir süreç söz konusu?
4 ile 6 yaş arasında çocuk bu dönemde kendisinde farklılığı hissediyor ama anlamlandıramıyor; çünkü cinsel rolleri bilmiyor. Bu, cinsel kimliğin belirginleştiği dönem. Eşcinsel kimlik oluşumunu basamak basamak takip etmek gerekiyor. 6 ile 10-12 yaş arasında ise artık kendindeki farklılığını algılıyor; ancak yine anlamlandıramıyor, “bende bir farklılık var” diye düşünmeye başlıyor. Kendisiyle ilgili artık kız ya da erkek, genç kız veya delikanlı diye cinsel tanımlamalardan son derece rahatsız oluyor. Tam ayrımlandıramıyor ama duygulanımı farklı. Dolayısıyla bir rahatsızlık, huzursuzluk hissediyor. Ergenlik dönemine geldiğinde işte o cinsel roller belirlenip soyut zekâ da işin içine girince, artık eşcinsel olduğunu ya da farklı olduğunu hissetmeye ve kendine sorular sormaya başlıyor.
Ailelerin bu süreçte ilk başvurduğu meslek grupları psikologlar. Psikolog Deniz Tuncer ile cinsel kimliğin oluşumunu ve ailelerin tepkilerini konuştuk. Ailelerin yaşadıklarını birinci ağızdan öğrenmek, eşcinsel birey açısından değil ailelerin penceresinden bakabilmek için de LİSTAG’ın (LGBTT Aileleri İstanbul Grubu) kurucusu anne babalardan öykülerini dinledik.
“Çocuğumuzu düşünceleriyle, duygularıyla ve yaşam tarzıyla, olduğu gibi kabul etmemiz gerekiyor”
Çocuğun eşcinsel olduğunu ailesi ile paylaşmasından sonra yaşanan süreci hem aile hem de birey açısından değerlendiren Psikolog Deniz Tuncer, psikologların bireyin eşcinsel kimliğini değiştirmek gibi bir misyonu olmadığını, bireyin ve ailenin kabullenme sürecinde yaşadığı sorunları çözmelerinde destek olduklarını söylüyor.
WR: Cinsel kimlik ne zaman oluşmaya başlıyor? Nasıl bir süreç söz konusu?
4 ile 6 yaş arasında çocuk bu dönemde kendisinde farklılığı hissediyor ama anlamlandıramıyor; çünkü cinsel rolleri bilmiyor. Bu, cinsel kimliğin belirginleştiği dönem. Eşcinsel kimlik oluşumunu basamak basamak takip etmek gerekiyor. 6 ile 10-12 yaş arasında ise artık kendindeki farklılığını algılıyor; ancak yine anlamlandıramıyor, “bende bir farklılık var” diye düşünmeye başlıyor. Kendisiyle ilgili artık kız ya da erkek, genç kız veya delikanlı diye cinsel tanımlamalardan son derece rahatsız oluyor. Tam ayrımlandıramıyor ama duygulanımı farklı. Dolayısıyla bir rahatsızlık, huzursuzluk hissediyor. Ergenlik dönemine geldiğinde işte o cinsel roller belirlenip soyut zekâ da işin içine girince, artık eşcinsel olduğunu ya da farklı olduğunu hissetmeye ve kendine sorular sormaya başlıyor.
Yorum Gönder