Polis tarafından saldırıya uğrayan beş aktivist, polise mukavemet etmekle suçlanıyor
October 18, 2010
Polis, trans bireyler ile savunucularına saldırmayı bırakmalı, onları korumalıdır. Polis suçun failine dönüştüğünde resmi bir duyarsızlık trans bireylere karşı girişilen saldırılara göz yumuyor.
Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Koordinatörü Hossein Alizadeh
Beş insan hakları örgütü bugün Ankara Savcılğı'nın Ankara'da, polisin beş trans aktiviste saldırmasını soruşturup aktivistlere karşı yapılan tüm suçlamaların düşürülmesi gerektiğini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı'na yazdıkları mektupta örgütler, "saldırıyı yapan polis memurları sorumlu tutulmalı," dedi ve "trans bireylere karşı uygulanan şiddete son verilmeli," çağrısında bulundu.
17 Mayıs 2010'da Ankara merkezli trans hakları örgütü Pembe Hayat'tan beş aktivist polis tarafından keyfi olarak gözaltına alınmış ve dövülmüştü. Türkiye'de aşina olunan bir şekilde bu beş kişi, bulundukları kötü muamele şikayeti sonucu henüz hukuki bir cevap alamadan hızlı bir şekilde polise mukavemet iddiası mahkemeye taşındı. Mahkeme 21 Ekim'de görülecek ve trans aktivistler mahkûm olurlarsa üç yıla kadar hapis cezasıyla karşılaşabilecekler.
Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Koordinatörü Hossein Alizadeh "Polis, trans bireyler ile savunucularına saldırmayı bırakmalı, onları korumalıdır. Polis suçun failine dönüştüğünde resmi bir duyarsızlık trans bireylere karşı girişilen saldırılara göz yumuyor" diyor.
İçişleri ve Adalet Bakanlarına yazılan mektubun altında imzası bulunan örgütler şöyle sıralanıyor: Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu (IGLHRC), İnsan Hakları İzleme Örgütü, COC Hollanda, Küresel Trans Hakları Savunucuları Birliği (GATE), ve Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans & Intersex Birliği Avrupa Bölümü (ILGA-Europe).
17 Mayıs gecesi saat 22.30'da Esat Karakolu'ndan dört polis memuru aktivistlerin kullandığı arabayı durdurup, seks işçiliği yapma niyetine sahip olmakla suçladı. Yeşim (Duru) Tatlıoğlu, Buse (Bülent) Kılıçkaya, Türkan (Deniz) Küçükkoçak, Selay (Derya) Tunç ve Eser (Nehir) Ulus adındaki kadınlar yardım istemek için telefon ettikten sonra 25 yerel insan hakları savunucusu olay yerine geldi. Polis beş aktivisti zorla arabadan çıkardı, coplarla dövdü, tekmeledi ve biber gazı sıktı. Tanıklar insan hakları örgütlerine, polisin aktivistlere "İbneler, bir dahaki sefere sizi öldüreceğiz" diye bağırdığını anlattı.
"Küresel Trans Hakları Savunucuları Birliği (GATE) örgütü eşbaşkanı Mauro Cabral şöyle dedi: "Türkiye hükümeti biz transları suçlulara dönüştürüyor, bunun var olmamız dışında hiçbir nedeni yok. Türkiye'de trans olmak, sırf varoluşumuz yüzünden yargılanmak ve mahkum edilmek anlamına geliyor. Biz suçun ta kendisiyiz: Devlet bizi koruması gerekirken taciz ediyor ve kanunun dışında yaşamaya zorluyor."
Polis kadınları kelepçeledi, zorla diz çöktürdü, kafalarına ve ayaklarına vurdu, bu arada bir polis memuru yaptıkları dernek çalışmalarının onları korumayacağını söyledi. Görünür bir şekilde darbe alan beş kadın zorla bir polis minibüsüne bindirildi ve karakola götürüldü. Polis onları ertesi sabaha kadar gözaltında tuttu. 18 Haziran 2010'da resmi bir şekilde suçlandılar. hrw>>

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.