Hislerinin doğruluğundan güç alıp bunun dışında başka hiçbir şeye sığınmadan; özgürce, kıyasıya mücadeleyle geçmiş bir var oluş çabası var yanı başımızda. Ve bahanesi yok. İradesi ve vicdanı kendi ellerinde esmer bir kadın duruyor yanı başımızda. Yaşamı teninin rengi kadar koyu bu esmer kadın, 20 yıldır kendisiyle görüşmeyen abisini halen seviyor. Yeğenlerinin ona dayı demesine kızmıyor. Hem kadın hareketi, hem de sosyalist hareket içinde yer alarak kadınların ve LGBTT bireylerin varoluşuna katkı sunuyor. Adı Esmeray. 29-30 Temmuz tarihlerinde herkesi yine Beyoğlu'ndaki Kumbaracı50'de sergilenecek olan Cadının Bohçası adlı oyununa davet ediyor. Oyunun geliri Esmeray’ın ameliyat olması için kullanılacak. Dayanışma gecesinin öncesinde İstanbul Beyoğlu'ndaki Mis Sokak’ta buluştuğumuz Esmeray ile sadece oyununu değil, toplumun farklı cinsel tercihlere olan önyargılı bakışını da konuştuk.
-Hem sosyalist harekete dahil birisi hem de bir AMARGİ üyesi olarak, sosyalist hareketin eşcinsellere yaklaşımını nasıl yorumluyorsunuz?
Sosyalizm ya da solculuk insan temelli bir şey. İşçi sınıfı temelinden mücadele ediyor ancak insan temelli de aynı zamanda. İnsanın kendisini nasıl tanımladığını, nasıl hissediyor olduğunu da dikkate alan bir ideolojidir. Sosyalist kesimde biraz bunun eksik olduğunu düşünüyorum. İşçi sınıfını ön plana çıkarıyorlar ve devrim olduktan sonra her şey düzelir diyorlar. Hayat öyle değil. Eşcinseller, kadınlar kendilerini tanımlamadan, aile kurumunu sorgulamadan, kadınlar sokağa çıkmadan yapılacak bir devrim hiçbir işe yaramaz. Sosyalist hareketin en azından büyük bir bölümü eşcinselliği tartışıyor. Kurum ve kuruluşlarına üye yapıyor, eşcinsel olduğunu açıklayan üyelerini eskisi gibi atmıyor. Eksikler tabi ki var. Bu eksikler hepimizde olabiliyor. Bazen inanılmaz yerlerde, inanılmaz mekanlarda, inanılmaz zamanlarda bende homofobik ya da transfobik olduğumu fark edebiliyorum.
-Bunu nasıl fark ediyorsunuz anlayamadım?
Bir yere giderken dolmuşa bindiğimi varsayalım. Mesela orada sesimi çıkarmıyorum. Anlaşılmamak adına. Bu transfobidir. Kendimden korkuyorum. Aslında benim rahat olmam lazım. Benim kimliğim bu ister kabul et ister etme diyebilmem lazım. Çünkü sistem bize öyle öğretmiş ki, bazen kendimiz bile hasta olduğumuzu düşünüyoruz. Öyle korkunç bir şey ki, bazen politik bilinci olmayan bir transseksüelle konuştuğumuzda çoğu sistemin konuştuğu dille size kendini ifade edecektir. Evet ne yapalım kaderdir ya da hastalıklıyız ama yaşıyoruz gibi cevaplarla karşılaşırsınız. Çünkü bize böyle öğretildi. Bunu kırmak çok zor. Politik bilincin olacak ve kimliğinin, ne olduğunun farkında olacaksın o zaman rahat bir şekilde mücadele edebilirsin. Kadınlık bilincine sahip kadınlar daha çok evden çıkabiliyor ya da kocasına cevap verebiliyor ya gerekirse boşanıyor sosyal alanda daha aktif oluyor ya bu da aynen öyle bir durum.Tamamı -Devamı- Kaynak
Yorum Gönder