İkbal’in Hicabı (Tayfun Atay T24)
İkbal’in Hicabı
28.11.2011
İkbal Gürpınar’ın geçen hafta Hindistan’ın ‘kutsal travestiler’i ‘Hicre’ler (Hijra’lar ya da) üzerine homofobik bir ceht ve ‘ümmî’ bir cesaretle sarf ettiği berbat sözler, Dersim tartışmaları arasında kaynadı gitti. Gürpınar, malûm, sabah programlarında uzun yıllar TRT ekranlarından süregelmiş sunuculuk macerasını şimdilerde ‘dini bütün’ vaziyette Kanal 7’de sürdürüyor. İhtimal kendisi TRT zamanlarında da dindardı, ama o zamanlar dini, hayatına şümullü biçimde hâkim kılmadığını, ‘hicab’sız bir dünya hayatı sürdüğünü hatırlıyoruz. Bilemediğimiz onun ‘gönül penceresi’ni açıp hicaba bürünmesine neyin sebep olduğu; tabii Allah’ın hikmetinden sual olunmaz. Buna mukabil bilebildiğimiz, İkbal Gürpınar’ın geçen haftaki programında Hindistan’ın geleneksel dinsel-kültürel yapısının en renkli parçalarından birini oluşturan ‘Hicre’leri malzeme yaparak eşcinsellik, daha doğrusu heteroseksüalite-dışı farklı cinsellikler üzerine hayli hakaretamiz bir değerlendirme yaptığı… Şu sözler ona ait: “Bir de tabii çok enteresan bir haber; Estağfurullah el azim diyerek okumak istiyorum: Hindistan’da Hicre denilen, yani kendini üçüncü cinsiyet olarak kabul eden, ne erkek ne kadın olan, ikisini birden taşıdıklarını söyleyen insanlar bir festival yapıyorlar… Ve çadırda çıkan yangında 15 eşcinsel ölüyor. Arkadaşlar rica ediyorum olur mu? Eşcinsellikle de ilgili… Lût kavminin başına neler geldiğini Kur’an-ı Kerim’i açın ve okuyun! Bu bir tercih değil; bu bir hastalık ve buluğ çağındaki bütün erkek çocuklarının, kız çocuklarının hormonlarının test edilmesi gerektiğini herkese hatırlatmak istiyorum. Eğer bir hormonlarda eksiklik varsa, buluğ çağında tedavi oluyor. Ondan sonra, o piyasada hani sanatçı diye dolaşan birileri var ya, onlar gibi birileri çıkıyor ortaya, eğer tedavi ettirmezseniz… Allah korusun! Rica ediyorum!..” Video için tıklayın... Heteroseksist/homofobik söylemin bu ‘müteneffir’ dilini seferber eden zihne, eşcinselliğin bir hastalık değil farklılık, cinselliğin de yekpâre değil ‘yelpaze’ olduğunu bu daracık köşede anlatmanın imkânı olmadığı gibi yararı da yok. Ama ‘din’ adına lânetlendiği söylenen insanların da dinle, kutsalla ve ilâhî olanla içtenlikle ilişkilenebileceğine dair bazı ‘kültürel’ bilgileri paylaşmak, en iyisinden kör gözlere ışık, en kötüsünden kem gözlere şiş olabilir. |