sol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Geçtiğimiz günlerde Özgür Üniversite web sitesinde Ljubodrag Duci Simonovic’in “Homoseksüellik” başlıklı bir yazısı yayımlandı. Çok değerli görüldüğünden olacak, yazı Igor Barjaktarevic ve Mick Collins tarafından Sırpçadan İngilizceye ve Merdan Özüdoğru tarafından da İngilizceden Türkçeye çevrilmiş, en son baktığım an itibarıyla 70 kişi tarafından Facebook'ta beğenilmiş, 38 kişi tarafından tweetlenmiş. Yazının ana fikri ilk cümlede ifade ediliyor:
“Günümüz kapitalizminde, ortaya çıkan, sayıları giderek artan homoseksüel (eşcinsel) akımlar, Marx'ın 'hümanizm-natüralizmi’ne” göre doğal olanın dejenerasyonu, dejenere sonuçları ve sosyalleşmeler katogorisine uygun düşerler.” [Alıntılardaki hatalar özgün metne aittir. S.B.]

Yazar Marx adına bir ilke icat edip günümüzde aşırı sağın bildik homofobik iddialarını yineliyor. Buna göre eşcinsellik “insanlaşmış doğal topluluk” olan aile kurumuna aykırı, çocukların geleceğini ve toplumun yeniden üremesini tehdit eden ve böylece kapitalizmin “artık nüfusu azaltma” talebine hizmet eden bir yozlaşmadır. Simonovic bu yozlaşmanın boyutlarını serbest çağrışım yöntemiyle betimliyor:
“[…] insan biyolojisinin bozulması, işçi sınıfının soyulması, öldüren hastalıklar, açlık ve susuzluk, uyuşturucu, sosyal suçlar, yükselen polis devleti, cehalet, yalnızlık, tüm insanların 'demokratik' Batı tarafından telef edilmesi, genetik materyallerle deneyler, kitlesel ölümler için üretilen yüksek potansiyelli araçlar, yaşam alanlarına ve alanlara püskürtülen ilaçlar, zihinsel hastalıklar, yaşam kaynaklarının ve organizmaların genetik değişimle yıkımı, nükleer kazalar, intihar, şiddet, sağlık hizmetinin yükselen fiyatları, yüksek yan etkili ilaçlar, büyüyen sosyal farklılıklar, işçi sınıfının, çocukların ve emeklilerin büyüyen sefaleti, artan çevre kirliliği, toksik yiyecekler, kapitalist tekelci medya […]”
“Homoseksüel hakların uygulamaları”nın yol açtığı bu yıkım karşısında Simonovic inadına “vur durma yüreğim vur” diyor ve kapitalizme karşı mücadelede eşcinselliğe karşı mücadelenin önemini vurguluyor.
Simonovic'in yazısının karbon kopyalarını herhangi bir sağcı sitede bulmamız mümkün...
 


Solplatform.in'in Yöneticisi;

Gecen gun okudugum ve epeydir uzerinde dusundugum bir sorundur bu. Bulent Ersoy, Deniz Gezmis ile ilgili bir anisini anlatmis. "Deniz bana gazoz ismarlar ve ona sarki soylememi isterdi" demis. Bu aciklama uzerine Deniz Gezmis'in ailesi ve 68'liler vakfi buyuk tepki gostermis.

Kimisi, Deniz asla o tip insanlarla gorusmezdi demis, kimisi, "Deniz'in zaten gece hayati yoktu" demis. Abisi, " Deniz 18 yaşındayken Bülent Ersoy 13 yaşındaydi " diye itiraz etmis...vs

Bu itirazlarin hicbiri icin dogrudan "homofobi var" diyemeyiz. Ama, altinda yatan mantalitenin homifobi oldugu kesin. Cunku, mesela, Bulent Ersoy," Deniz benim gazinoma gelirdi" demiyor. Belki tesadufen bir vesile ile karsilasmis ve bu diyalogu yasamis olabilirler. O zaman neden " Deniz'in gece hayati yoktu, bu olay yasanmis olamaz" diye itiraz ediyorsun. Gece hayati oldugunu idda eden hicbir aciklama yapilmamis ki. Ikincisi, ornegin bu aciklamayi Bulent Ersoy yerine Emel Sayin, Muzayyen Senar, ne bileyim Baris Manco gibi bir sanatci yapmis olsa, 68'liler yine bu kadar ofkelenir miydi? Yani bu olay yalan bile olsa, bu denli ofkelenmenin alemi nedir? Netice de Bulent Ersoy sesiyle, yetenegiyle, egitimiyle ve yapmis oldugu albumlerle bu ulkenin en buyuk sanatkarlarindan biri degil mi? Neden bu insanin sanatini onore etmek yerine, ofkeyle saldiriya geciyorsun?


Fidel Castro ve Josef Stalin'in homofisini bilahare dile getirecegim. Ama oncelikle Turkiye solunda bulunan bu ikiyuzlu, mide bulandirici tavirdan bahsetmek istiyorum. Escinsel ve Transeksuel orgutleri, tekel iscilerine yemek goturdugunde, parti cephenin yayin organi, escinsellere agza alinmayacak kufur ve hakaretler etmisti. Soyalistler kendi aralarindaki tartismalarda "****" gibi hakaretleri hic yuzleri kizarmadan telaffuz edebiliyorlar. Fikirlerini begenmedikleri kesimlere veya ki$ilere "libo$, feto$.." gibi homofobik kelimeler uydurarak onlari asagiladiklarini dusunebiliyorlar.


Escinseller bu ulkede is bulamadiklari icin fuhus yapmak zorunda kalan, dislanan, asagilanan, hastanelerde saglik hizmeti almak zorunda kaldiklari zaman bile ayrimciliga ugrayan, bu ulkede belki de en con ezilen insanlardir. Gerci, toplumun ezici nufusunu olusturan yoksul halk kitlelerini "yobaz" diye yaftalayip, her turlu hakareti ve baskiyi reva goren bir soldan, escinsellere sahip cikmasini beklemek benim hatamdir. 

Haber Bağlantıları; http://www.solplatform.in/politika/13456-tc-solunda-homofobi.html
Blogger tarafından desteklenmektedir.