Kaos GL, SPoD,Lambdaistanbul ve Kırmızı Şemsiye dernekleri, soruşturmanın;
“Kasten Yaralama , İşkence ,Eziyet, kötü muamele, Cebir , Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması, Görevi kötüye kullanma, Kanuna Aykırı Emir Vermek ve Yerine Getirmek , İfade Özgürlüğünün Kullanımını Engelleme , Toplantı ve Gösteri Yürüyüş Hakkının Kullanımını Engelleme, Hürriyeti Tehdit ” suçlarına istinaden gerçekleştirilmesini talep etti
Avukat Yasemin Öz'ün yaptığı açıklama'dan;
"Valilik basına yürüyüşün engellenmesine resmi gerekçe olarak bildirim yapılması yükümlülüğünün yerine getirilmediği duyurdu. Oysaki bizim hukukumuzda, bildirim yapma yükümlülüğü yalnızca göstericilerin güvenliğinin devlet tarafından sağlanması için oluşturulan bir yükümlülüktür. Yetkililerin izin vermeme yetkisi yoktur. Zaten Onur Yürüyüşü de tüm medyada yer aldığı ve yetkililer bundan haberdar olduğu için bildirime gerek kalmamıştır. Devletin zaten göstericilerin güvenliğini sağlayacak kolluk kuvvetini fazlasıyla yürüyüş bölgesine sevk ettikleri, bu polislerin binlerce insanı dağıtabilme kapasitesinden bellidir. Devletin barışçıl bir gösteri yürüyüşünü şiddet kullanarak engellemesi hukuka aykırıdır. Devlet yetkilileri din alimi gibi hangi yürüyüşün Ramazan’da yapılıp yapılamayacağına karar veremezler. Toplumun bundan rahatsız olacağını varsayma hakları da yoktur. LGBTİ’lerin arasında da farklı dinlerden inançlı kişiler de mevcuttur. Hukuk, laik bir devlette devlet yetkililerinin din alimi gibi karar almasını himaye etmez.”
h.madisözlük
Yorum Gönder